Nemrut, tam sekiz yüz yıl
saltanat sürmüş, nihayet günleri kararmış, acayip bir hale düşmüştü.
Büyüklükte bedeni file dönmüştü, ama bir
sivrisinek, onun yolunu vurup duruyordu.
*Tanrıyı inkâr yüzünden Tanrının
bu sivrisineği kendisine musallat ettiğini ve bir gün bununla belasını
vereceğini iyiden iyiye anlamıştı.
İbrahim’e dedi ki:
Bugüne bugün hazinelerim
binden fazla, bu, meydanda olan bir şey. Hepsi de kızıl altınlarla,
mücevherlerle dopdolu.
Bütün bunları sana
bağışlayayım da sen bana bir dua et.
Dua et de ulu Tanrı,
bağışlayarak acısın da, iman nurundan bir yücelik ihsan eylesin.
Halil İbrahim oracıkta yüzünü
toprağa koyup dilini açtı dedi ki:
Ey pak Tanrı!
Bu hiçbir şeyden haberi
olmayan insanın *gönlünden kilidi aç, zinciri harekete getir, kapıyı aç!
Sarhoş canını imanla tazele.
Bağışınla onu putperest
olarak öldürme.
Tanrıdan:
Ey peygamber, diye hitap
geldi. Sen ondan vazgeç.
Kendine eziyet verme!
*Bizim imanımız para ile
verilmez. Bu iman mücevheri, tarafımızdan parasız hediye edilir.
*Diledik mi bir ferman ederiz, küfürden iman çıkartırız.
Kâfir Müslüman olur.
*Ulular, değişebilen bu
durumu gördüler de, ne gece uyudular, ne gündüz rahat ettiler.
*Bu sırra kör olanlar, anlamak için etrafında dolaşıp durdular.
*Son demden kimsenin haberi
yoktur.
Bu yüzden de o demden
hissemiz ancak korkudur, ürküntüdür.
***
İLAHİNAME.2 FERİDÜDDİN-İ
ATTAR M.E. B. YAY. 392
*
Gönül kilidi: Akıl ve dünya isteklerin birbiri ile fazla iç içe ise gönül kilidin kapalıdır. Diğer bir anlamda kalbi mühürlenmiş deriz.
Ayağı dünyaya zincirlenmiş
deriz.
Yani, vücut ölümü sonrasında
ruhun yaşamının devam ettiğine inanmayanların durumudur.
Gönül kilidi kapalı olanlar
dini ve ahlaki hiçbir uyarıya inanmazlar. Bazıları toplumdan soyutlanmamak için
inanıyormuş gibi davranırlar.
İman nurunun bulunduğu gönül
kapatılmış, ancak canıyla yaşayan, insan gibi konuşan, insanlarla beraber
yaşayan biri durumdadırlar.
Kalp; iman nurunun kapısıdır.
Mühür vurulduysa ancak o
mührü vuran Allah açar.
Dünya hayatına zincirlenmiş
ne o kapıya ulaşabilir, ne de o kapıdan girebilir.
Dini terimler kullanır,
hareketler yapar ancak ne manaya geldiğini bilemez. Böyle din adamlığından
geçimini sağlayan çok kişiye rastlayabilirsin.
*
Dem: özünü verme halidir. Ölmeden önce ölmektir.
Son dem:
Vücut ölümünden sonra ki
yaşayışımızdır. Sonraki hayat ortamı anlatılmaktadır.
Çok azı bilgimize
sunulmuştur.
Ancak kendi durumumuz
hakkında ne hüküm verileceğini bilmediğimiz için korkar ve ürkeriz.
*
Nemrut hayat hikâyesi:Azrail’e Tanrı katından gemi batarken gemideki nefes alanların canı alması hükmü gelir.
Ancak bir hamile kadın
vardır.
Azrail kadın hamile
olduğundan içindeki yavrunun canı da alınacak mı? Diye sorar.
Tanrı katından kadının canını
al hükmü gelince Azrail kadının canını alır. Can alma sırasında kadın doğurur.
Doğan çocuk bir tahta
parçasına tutunur.
Dalgalarla sahile ulaşır.
Orada dişi bir aslan
tarafından büyütülür.
Kuvvetli bir delikanlı olur.
Yaşadığı aslanların ömrü az
olduğundan yalnız kalır.
Kendine benzeyen insanların
yanına gider.
Gücüyle o yörenin padişahı
olur.
Sivrisinek beynine girmeden
önce hiç sağlık problemi olmaz.
Dişleri otuz iki değil, altta
tek, üstte tek kuş gagası gibidir.
*
RAVLİ