PATRON:
Patron yanında çalışıyorsam,
patronun davranışını değiştiremeyeceğimi bilirim.
Farkında olarak katlanırım
veya giderim.
PASİFLİK:
Pasif davranışım aşırı olursa, ailemi memnun etmek için inanılmaz çok çalışırsam, sonunda kendimi tükenmiş ve ezilmiş hissetmiş olacağımdan, modern zaman kölesi olacağımın farkındayım.
Pasif davranışım aşırı olursa, ailemi memnun etmek için inanılmaz çok çalışırsam, sonunda kendimi tükenmiş ve ezilmiş hissetmiş olacağımdan, modern zaman kölesi olacağımın farkındayım.
PARA:
Paranın bir araç olduğunu, amaç haline
getirenlerin çok kötü duruma düşeceklerinin farkındayım.RAHATLIK:
Rahatlığın genelde, o işi bitirmemizden sonra gündeme gelmesi gerektiğini anladım.
Her zaman için rahat
etmeliyim düşüncesine kendimi kaptırırsam rahatlık tuzağına tutulmuş olacağımın
farkındayım.
Bu tuzağı aşmadıkça hayalim,
hevesim, hedefim yerine gelmeyeceğini, mutluluğun hayal olacağını anladım.
İleride yaparım demeden, bugün
yapmaya başlarım, hemen sonuçlandırmaya çalışarak diğer sorunlara zaman ve güç
ayırırım.
RAHATSIZLIK:
Rahatsızlık veren duyguları
hoş görerek ve katlanarak amacıma ulaşmak ve mutluluğunuzun uzun süre devam
etmesini engellemiş olursunuz. SEVGİ VE İLGİ SÖZLERİ SİHİR ETKİSİ YAPAR.
SUÇLULUK:
Suçluluğun, kendinden nefret
etmek ve fazla özeleştirinin sonucu olduğunu anladım.
Sinirsel heyacanla aptalca
davranan, fakat aptal olmayanda gördüm.
Sorgulanmaya dayanamayan, çok
güvensiz kişiler olduğunu anladım.
Sevgini çocuğa yalnızca
bilgisizliğinde ve itaatkâr davrandığında verilirse (aferin ne uslu çocuk.
Bana sormadan birşey yapmaz
Vb.) kişiliğinde suçluluğa büyük zemin hazırlandığının farkına vardım.
SEVDİRMEK:
Başkalarına iyi davranarak,
iyi davranmayı teşvik ederek, ailenize dostlarıma ve çalışma arkadaşlarıma
kendini sevdirebildim.
Kızmadan onaylamasam bile
diğer kişiye ne olusa olsun, onu hoşnut ediyorsa ona eşlik yaptım.
Sabırlı ve hoşgörülü olmaya
çalışıyorum.
Yanlış bir şey yapılmış
olarak algılıyorsam; bu durumu konuşarak doğru olanı ortaya çıkarmaya
çalışıyorum.
Böyle bir yaklaşımla bütün bu
işleri sakince yapınca olumlu sonuçlar aldığımın farkına vardım.
SUÇLULUK:
Suçluluk duygumu yenmedikçe yaşamımda denetim kazanamayacağımı anladım.
Suçluluk duygumu yenmedikçe yaşamımda denetim kazanamayacağımı anladım.
Suçluluk duygusunu yenmek
için yapılan savaşta kazanan kişinin; ilişkiye en az önem veren kişinin olduğunu
gördüm.
Aile içi güç mücadelesinde en
uzun ayakta kalanın suçlamaktan kaçınanın olduğunu gördüm.
Suçluluk duygusu küçük yaşta
hükmedilenlerde veya aşırı eleştiri alanlarda olduğunu gördüm.
Suçluluk hissedenlerin
suçlanmadıkları halde savunma eğiliminde olduğunu ve böyle insanların geçimlerinin
zor olduğunu gördüm, şaka yapsan bile saldırı ile cevapladıklarını çok gördüm.
Suçluluk hissetmek acı
duymaya neden olduğunu gördüm.
SUÇLAMAK:
Suçlamak, sorumluluğu başkasına atmak olduğunu biliyorum. Soya çekimin, beslenmenin, sosyal eğitimin, politikaların, ekonomik durumun ve çevresel koşullarin güçlü etkisinin olduğunun farkındayım.
Suçlamak, sorumluluğu başkasına atmak olduğunu biliyorum. Soya çekimin, beslenmenin, sosyal eğitimin, politikaların, ekonomik durumun ve çevresel koşullarin güçlü etkisinin olduğunun farkındayım.
Suçlama yapmadan önce karşı
tarafın savunmaya geçmesini önlemek için iyi tarafını yakalamanın öneminin
farkına vardım.
Kendimi suçlamanın bir
faydası olmayacağını, sorunu yapıcı biçimde ele alma yeteneğimi de olumsuz
etkilediğini anladım.
SEVGİ:
Sevgi akıllı olanın davranışı olduğunu, iyi iletişim ve güzel ahlakın kalıcı olmasını sağladığını anladım.
Sevgi akıllı olanın davranışı olduğunu, iyi iletişim ve güzel ahlakın kalıcı olmasını sağladığını anladım.
Kin (gizli düşmanlık) çok
aptalca davranış olduğunu, iletişi ve ahlakı bozduğunu anladım.
Sevgiyi çoğaltmak için iyi özellikleri
öne çıkartarak sevdiğimin nefret ve dışlamasını katlanmam kolay olduğunun
farkına vardım. Bu sayede her şeyin daha iyiye götürdüğünün farkına vardım.
Karşılıklı sevgi ve saygı ile birbirimizi memnun etmekle ilgilenmenin yararlı
olduğunu, yakınlaştırdığını, işbirliğine hazırladığının farkına vardım.
Sevilmeyi beklemem, bekleyiş
içinde de olmam, bana düşen görev ve sorumluluğumu güzelce yerine getirmeye
çalışırım.
Sevgi bazen nedensiz, bazen
saygıdan sonra gelir, ama kendiliğinden gelir.
SALDIRI:
Saldırının öfkeden sonra geldiğini biliyorum.
Saldırının öfkeden sonra geldiğini biliyorum.
Duygularımı kontrol ettiğim
gibi öfkemi de kontrol etmeye çalışıyorum.
Kötü huylu inatçı olarak,
etrafındakilerine zorbalık yapmak, onlara bağırmak, itip kakmak, kötü niyetli,
sataşmalar, sürekli kusur bulma, başkaları ile mukayese etme, çabaları küçümseme,
mutsuz isem sebebinin başkalarını suçlayarak sorumlu tutmak, güzel birşey için
övgüde bulunmamak başlanğıçta hoşuma gidiyor ama ruh sağlığımı da bozduğumun
farkına varıyorum.
Bu davranışımın saldırı
olduğunu, bu saldırının çevremi incittiğini, boyun eğdirmeye çalıştığımı,
yenmeyi amaçladığımın farkına vardım.
Bu davranışlar sonunda
arkadaşlarımın beni terk ettiğini, benimle güç mücadelesine giriştiklerini ve
zıt davranışlara başladıklarını, sevecenlikleri yok ettiğimi, güç birliği
edeceklerimle savaşmaya başladığımı ve bunun yanlış davranış olduğunun farkına
vardım. Saygı görmek için insanların benden birazcık korkmaları iyi olduğunu
fakat sınırı iyi belirleyip kötü huylu ve inatçı olmak saygımı
kaybettireceğinin farkına vararak daha dikkatlı olmamı sıkça kendime
öğütlüyorum.
SOHBET:
Düz sözcük alış verişinden
çok daha fazlasını ifade ettiğini anladım.
Gülümseyişlerin, imalı
bakışların, hassas dokunuşların, fısıldayışların, kahkahaların, iç çekişlerin, kaş
çatmaların, bağırış ve çığlıkların, öfkeli patlamaların anlam kazandığı ortamı
içerir. Vaaz vermenin, patronluk taslamanın sohbette yeri olmadığını gördüm.
Sohbet arkadaşım saldırgan, ikiyüzlü,
yalan söyleyen veya hakikati söylemeyen ise, menfaatine düşkün ise, bu fena
huyları ile yüzleştirmesi için teşvik ederim, değişmiyorsa yaşamımdan
çıkartırım.
SORUNUN ÖZÜNÜ KAVRAYARAK,
kaçmadan, görmemezlikten gelmeden, yüzleşerek gerekenleri yaptıkça, sorunun
sorun olmaktan çıktığını gördüm.
SORUNLAR:
Sorunlarımı yazarım, üzüntülerimi yazarım, öfkemi yazarım, büyük ferahlama sağladıktan sonra da yazdığım kağıtı yakarım.
Sorunlarımı yazarım, üzüntülerimi yazarım, öfkemi yazarım, büyük ferahlama sağladıktan sonra da yazdığım kağıtı yakarım.
SORUN ÇÖZMEK:
Sorun çözmede önce sorunu çözmek için karar veririm, izlenmesi gereken yolu belirlerim, ara hedefleri belirlerim, çözüm yollarının listesini yaparım, listedeki en iyiyi seçerim, yazılı bir plan oluştururum, uygulamayı üstlenirim, gidiş yolunu tekrar gözden geçiririm, çözümün sonucunu alırım ve son kez değerlendirim.
Sorun çözmede önce sorunu çözmek için karar veririm, izlenmesi gereken yolu belirlerim, ara hedefleri belirlerim, çözüm yollarının listesini yaparım, listedeki en iyiyi seçerim, yazılı bir plan oluştururum, uygulamayı üstlenirim, gidiş yolunu tekrar gözden geçiririm, çözümün sonucunu alırım ve son kez değerlendirim.
Sorunların içyüzünü kavrasam
bile sorun ortadan kalkmayacağını, devam edeceğini bilirim.
Duygusal açmazları (suçlama,
aşağılama, dışarı kaçma Vb.) etkin bir şekilde ortadan kaldırmak üzere adım
atarım.
Sorunun ana nedenini
kavramanın çözüm yolunda yarıya gelmek olduğunun önemini bilirim.
Kaynağını kavrayamazsan sürekli
yeniden kavramaya çalışıcağımı ve sorunla hep karşı karşıya olacağımı bilirim.
Umutsuzluğa düşmeden
sorunların farkına varmanın iyi olacağını bilirim.
Sorunların kaynağı neyse ona
yol açmamak ve onu ortadan kaldırmak üzere sürekli çabalamak en güzeli olduğunu
biliyorum. Sorunlarımı çözmenin en iyisi, çalışmaktan ve denemekten başka bir yol
olmadığını kabul etmeliyim diye düşünüyorum. Çözemezsem bu durumun hoşuma
gitmediğini bilerek ancak bu sorunla kesinlikle yaşayabilirim diye karar
veririm.
Sorundan kaçmaktansa çözmek
amaçlı üstüne gitmenin doğru olacağının farkındayım.
SAKİNLİK:
Sakinliği koruyarak, gelecekteki istediklerimi elde etmenin bir yolunu bulabileceğim ümidindeyim.
Sakinliği koruyarak, gelecekteki istediklerimi elde etmenin bir yolunu bulabileceğim ümidindeyim.
Başkalarına ait sorunları
gereksizce üslenerek ilişkileri bozmak istemem. Bu sorun benim için ne ifade
ediyor?
Nasıl hissediyorum?
Sınırlar nereye kadar?
Benim rolüm ne?
Diye kendime sorduğum zaman gerçekten ne
yapmam gerektiğinin ortaya çıktığını gördüm.
Başka birinin iyilik amaçlı sorununu
çözeceğim diye, kendi mutluluğumu azaltmamın aptalca olduğunun farkına vardım.
SÜRE BASKISI:
Süre baskısı işine yeterince
zaman ayırmadığından, ağırdan aldığından olur.Son dakikaya bırakmak eziyet ve sıkıntı verir.
SÜREKLİ:
Sürekli işin, verimin, başarının kilit noktasıdır.
Sürekli işin, verimin, başarının kilit noktasıdır.
SAPLANIP KALMAK:
Saklanıp kalmak mutsuz
koşulları değiştirmek için bir şey yapmıyorsan olur.
Hala, aynı, sıkılıyorum,
başka birşey bulamıyorum, ilgilenecek başka birşey bulamıyorum diyorsan
saplanıp kalmışsındır demektir.
Kazanımlarını kaybetmeden
değişmek için kendinle anlaş.
Korkularını, şüphelerini
sorgula.
Bu saatten sonra değişemem
gibi tembel düşüncelerden kurtul.
Kendini kandırmayı bırak,
kendine acıma, kendine hile yapma.
SATIN ALMAK:
Sakın almayı arzu ettiğimiz şey gerçekçi ve satın alınması için haklı bir neden ileri sürebileceğiniz, er geç zaten alacağınız bir şey olmalı.
Sakın almayı arzu ettiğimiz şey gerçekçi ve satın alınması için haklı bir neden ileri sürebileceğiniz, er geç zaten alacağınız bir şey olmalı.
Bir malı satın almaya karar
vermenizle, gerçekten parayı ödemeniz arasında üç günlük bir ara bırakın.
Doğru durum değerlendirmesi
için kendinize zaman aralayın.
Düşünmeksizin alışveriş
yaptığınızda anlık keyif alırdınız, ardından da suçluluk duygusuna kapıldığını
fark ederdiniz.
SAHTELİK:
Sahtelik özelliğini ortaya çıkaracağına, her an yeni ve güzel bir özelliğini ortaya çıkar.
Sahtelik özelliğini ortaya çıkaracağına, her an yeni ve güzel bir özelliğini ortaya çıkar.
SAĞLIK:
Sağlıklı olmak istiyorsan;
isteklerini tanımlamalısın, ulaşmak için çalışıp çabalamalısın, engel
durumlardan kurtulmak için problemleri atlamadan çözmek durumundasın.
Kendinizi hırpalıyor, üzgün
veya bunalımlı hissetmiyor olduğunuz sürece amaçlarımız doğrultusunda sağlıklı
şekilde çalışmıyorsunuz demektir.
SÖZ:
Söz kararsızlıktan, anlamsızlıktan uzak olmalıdır.
Kısa sürede konuya girerim. Söz kararsızlıktan, anlamsızlıktan uzak olmalıdır.
Basit ve doğal olmaya
çalışırım.
Söze saygı sözcükleri ile
başlarım, sevgi sözcükleri ile bitiririm. Hiç kimsenin sevdiği hakkında yanlışlarının
söylenmesini istemediğini bildiğimden birşey söylemem.
Hiç kimsenin sürekli konuşanı
sevmediğini bildiğim için az konuşurum.
SALDIRGAN:
Saldırgan olduğum zaman aklım örtüldüğünü ve mantıksız davranışlarda bulunduğumumun farkına vardım.
Saldırgan olduğum zaman aklım örtüldüğünü ve mantıksız davranışlarda bulunduğumumun farkına vardım.
Meydan okumak için
saldırganlaştığımın, haklıyım diye sesimi yükselttiğimin farkına vardım.
Saygı görmediğim, sözümün
dinlenmediği zamanlar saldırganlık yaptığımın farkına vardım.
Saldırganlık gerçeğiyle
yüzleşmem gerektiğine, yaşamımdan çıkarmaya karar verdim.
Doğru iletişim kuramadığımda saldırgan
olduğumu anladım. Yaşamımın acı dolu olan kısmının ortaya çıkmasından korktuğum
için, ifade edecek sözcükleri bulamadığım, utanç duyduğum zaman saldırgan
olduğumun farkına vardım.
Kendimi iyi eğitimli ve
akıllıymışcasına sanarak çevreme bu gözle baktım. Saldırganlığımı denetim
altına alıncaya kadar özel yaşantıma kapanıp kendimi saklamayı tercih ettim.
Saldırgan olduğum zaman
özlediğim dostça alışverişi engellediğimin farkına vardım.
Sorun nedir?
Nerdedir?
Diye kendime sorarak dürüst
ve özen gösteren bir yaklaşımla itiraf ve özürleri de içeren bir konuşma
yapmanın yararlı olacağını anladım.
Hatamı anlasam bile
saldırganlık yaparak rahatsız ettiğimin yüzüne söylemezsem yüzleşme yapmış olmayacağımı
anladım.
İtiraf etmekle büyük rahatlama
sağlanacağını, sonra yanlış yaptığımı ve zararı karşılanacağımı karşı tarafa
ileterek rahatladım. Zararını karşılayarak bu olumsuz olan ve kontrol dışına
çıkan, denetimsiz, kötü olayı tatlı bir hatıraya çevirerek vicdanımda tortu
bırakmadan kapatarak doğru yolda gitmeye devam etmenin iyi olacağını farkettim
ve anladım.
SAKİN:
Sakin ve gevşemiş olmaya çalışırım.
Sakin ve gevşemiş olmaya çalışırım.
Kendi yanıtlarından,
tepkilerimden yalnız kendim sorumlu olduğumun farkındayım.
Sinirlenmediğim sürece
beladan uzak durduğumu ve zarar görmekten kurtulduğumun farkına vardım.
Öfkeyi bastırdığım zaman,
başka bir konuda elinde olmadan patladığım için, güvenli küçük patlamaların iyi
geldiğinin farkına vardım.
İşin aslını, geçmişini,
amaçlarını tam anlayamadığım için kendime sakin durarak ve gözlemleyerek
anlamam gerektiğini hatırlatırım.
Enerjimi niye işe yaramaz
öfkeye harcayayım, yaratıcı işler için kullanmak için sakin olmam gerekli diye
telkin ederim.
Sakinlik ve nezaketle (Saygı
ve incelik) davranmak sonra pişman olunacak çok davranışı engellediğinin
farkına vardım, anladım.
SAKLAMAK:
Saklananın ortaya çıkmasını
hiç kimse istemeyeceği için dolaylı yoldan bile araştırmaya girmem.
Sakladığı sırrıdır saygı
göstermek gerektiğinin doğru olacağını anladım.
Öğrenmeye çalıştıkça benden
uzaklaşacağının farkındayım.
Az veya çok taraflarda
sebebiyet vermekten, aşırılıktan, yetersizlikten dolayı sorumluluklar olduğunu
farkına vararak anladım.
SIKINTI;
Sıkıntı duymadan, herhangi bir şeyi sürekli olarak keyf alarak yapabilmek imkânsız olduğunu anladım.
Sıkıntı duymadan, herhangi bir şeyi sürekli olarak keyf alarak yapabilmek imkânsız olduğunu anladım.
Başarının daha yüksek ve ilgi
çekici basamaklarına ulaşabilmek için gereken sıkı çalışmayı, can sıkıcı
durumlara katlanmayı, bata-çıka gerçekleştiğinin farkındayım.
Acıya, üzüntüye, mutsuzluğa ve
tüm sıkıntılara katlanabileceğimi kabul ederek, öz-disiplin için zihinsel
yaklaşım geliştirmenin farkına vardım ve değerini anladım.
*
RAVLİ