Bir gün Mevlana Hazretleri
şeyh Selahaddin-i Zerkub’un (Tanrı onun sırrını kutlasın) dükkânı önünden
geçiyordu.
O sırada çekiç vuranların
darbelerinin sesi mübarek kulağına gelerek Sema’ya ve raksa başladı.
Büyük bir kalabalık toplandı.
Şeyh Selahaddin hazretlerine
Mevlana’nın sema’a başladığını haber verdiler.
Şeyh çıraklarına “ Elinizi
çekiç vurmaktan ala koymayınız ve altın yapraklar telef olacak diye korkmayınız
” dedi.
Kuşluk vaktinden ikindiye
kadar sema oldu.
Ondan sonra Mevlana “
Durdurunuz “ diye buyurdu.
Tam bu sırada guyendeler (söyleyiciler)
yetişti.
Mevlana Sema’a tekrar
ciddiyetle başlayıp bu gazeli söyledi:
“ O kuyumcu dükkânında bir
hazine meydana çıktı.
Bu ne şekil, Bu ne mana,
Bu ne güzel,
Bu ne güzellik” İlah.
Şeyh dükkâna girdiği vakit, dükkânının
altın yapraklarla dolmuş olduğunu gördü.
Örs ve orda bulunan her alet
altın olmuştu.
Şeyh feryat edip dışarı
çıktı, Mevlana’nın mübarek ayakları altında yuvarlandı, kalkıp dükkânı yağma
etmelerini emretti.
İşi gücü bırakıp işsizler
halkasına girdi, bir yüzük taşı gibi kıymetli oldu.
İşte bu inayetle (güzel
davranışı ile) dünyada şöhret buldu.
Derler ki, şeyhin çırakları o
altın örsü gizlemiştiler.
Onu satarak parasını sema
masraflarına harcadılar ve aziz dostlara bağışta bulundular.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Tanrı âlemine dalan bir
kimseyi zarar edeceğim endişesiyle onun Tanrı’ya gidişini kesmememiz,
durdurmamamız gerektiğini öğrendik.
Tanrı erlerinin zarar gibi
gözükse bile davranışlarından bereket getirdiğini öğrendik.
Mevlana Hazretlerinin iyi,
güzel, faydalı insanları kerametiyle avladığını öğrendik.
İşte böyle yaren,
Altın işiyle uğraşan şeyh
Selahaddin-i Zerkub’un aslında kendisinin hazine olduğunu, güzel şekilde
olduğunu, manalı olduğunu, güzelliklerle dolu olduğunu kendisine, kendi
dükkânında gösterdiğini gördük.
Bazı insanlar hazinedir de
kendisini bilmediği ve tanımadığı için hep hazine arayışında olurlar.
Böyle hazine olan kimseleri
büyükler keşfeder de ona esas hazinenin kendisi olduğunu gösterirler.
Tanrı erine gösterilen saygı
ile adı unutulmayacakların arasına girileceğini anladık ve öğrendik.
*
RAVLİ