Bir gün Mevlana Hazretleri
hamama girmişti.
Hamamın ortasında bağdaş
kurmuş oturmuş, manalar saçıyordu.
Arkadaşlar heyecan
gösteriyordu.
Birdenbire ayağa kalktı ve:
“ Aramızda Mevlevi kimdir “
diye üç defa bağırdı.
Bütün müritler susup hiçbir
şey söylemediler.
Ondan sonra:
“ Eğer bu hamama bir yabancı
girip hamamın soyunma yerinde müritlerin elbiselerini görürse derhal Mevlana'nın dostlarının burada olduğunu anlar.
Şimdi elbise ve sarıklarınız,
sizin muarrifiniz (Tarif eden, yani sizin Mevlevi olduğunuzu gösteren) oluyor
da siz niçin ruhlar ve elbiselerin muarrifi olmuyorsunuz?
Her müridin dışı bunlarla
süslenmiştir.
Sizin içlerinizin de ilahi
marifet ve hakikatlerle süslenmiş olması lazımdır.
Çünkü (Tanrı suret ve
işlerinize bakmaz, belki kalp ve niyetlerinize bakar)
Bu nedenle her bakımdan
Manevi Mevlevi olunuz ” buyurdu.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Mevlevi’nin
anlamı: Mevlana dostu demek olduğunu öğrendik.
2.
Sadece
elbiselerimizden değil de ruhumuzu görenlerin de Mevlana dostu olduğumuzu
anlaması gerektiğini öğrendik.
3.
Mevlevi’nin
içinin ilahi marifet ve hakikatle süslenmiş olması gerektiğini öğrendik.
4.
Yani marifet ve
hakikat makamlarına ulaşması gerektiğini, şeriat ve tarikat eğitiminin üstünde
bir anlayış için çalışılmasının gerektiğini öğrendik.
5.
Tanrı’nın baktığı
yerin etiketimizden, giysimizden, parlak sözlerimizden daha fazla kalp ve
niyetimize baktığından kalp ve niyet çalışmasına yoğun yapmamız gerektiğini
öğrendik.
Yani yaren,
Mevlevilikte dış süsleme ile:
Önce giysin ile Mevlana’ya
dost olduğunu göster.
Sonra İç süsleme ile:
Ruhun ile Mevlana’ya dost ol.
Her iki süslemeyi yapmak için
Marifetli (Usta) olmak gerekir.
Hakikatlerle kendini
doldurmak gerekir.
Daha açık edersek:
Hakikati arayışında sana birçok
marifet kazandırır.Kazandığın marifetle manalara ulaşırsın.
Sözün ve işin gerçekliğini
tanırsın.
Nur ile manalar aydınlandığı
zaman manaların içinde yaşarsın.
Hak ve hakikati olduğu gibi
görürsün.
Acele etmemelisin, uzun bir
çalışmadır.
Ömrünün büyük bir kısmını
kaplamalıdır.
Hakikati arayışında
başkaların ayıplarını, günahlarını arama yoluna girmek hatalı bir yol olur.
Bir takım bilgiler edinip de
kendine Mevleviliği örtü yapıp kendi kafana göre yaşarsan ahirette
Mevlevilikten hesaba çekilirsin ki bu hiç de hoş olmaz.
Sevgiyle bağlanıp bu yolda
hizmet etmek gerekir.
Benliğini katmadan, kendini
araya sokmadan, Mevlana Hazretlerine gösterilen sevgiden ve saygıdan bedava
yararlanma niyeti taşımadan yol almalısın.
Mevlana Hazretlerinin dostu
olmak kolay değildir.
Dostlarıyla olan hikâyeleri
yazdık, yazıyoruz.
Ey yaren,
Aslanın avlandığı alana
gireceksin ki,
O aslan seni param parça
edecek, öldürecek, sonra kararlılığına ve yeteneğine göre seni ya dostlar
arasına alacak ya da kendi haline bırakacak.
Ama her halde karlı olacaksın.Her iki âlemde de beğenilen biri olmak için bu sıkıntı çekilir.
Değişimden çekinip
korkmuyorsan en güzel insanlar topluluğuna katılırsın.
Senden ücret de istenmez.
Sana verilen emeğin karşılığı
Yüce Tanrı’dan sayılmayacak kadar çok gelir.
Neyse,
Levh-i Mahfuz (Allah tarafından takdir edilen
şeylerin yazılı bulunduğu manevi levha, ilmi ilahi) da senin için ayrılan
nasibini almak için acele et.
Çalışmaz gayret etmezsen sana
hazırlanan bu nimete ulaşamaz alamazsın.
Allah vereceğini çalışmanın
içine koyduğunu unutma.
*
RAVLİ