Tıpkı bunlar gibi, bizim
ruhumuzda akan hikmet ırmağına (gerçeği görebilme) da
Doğruluğu, (Yasa, yöntem ve
ahlaka bağlı, gerçeğe ve kurala uygun söylemek ve davranmak)
Talebi, (açıkça istekli
olduğu bilinmesi)
Dürüst itikadı (gönülden
tasdik ederek inanmak) ve
Riyasız (inandığı gibi davranan)
bir samimiyeti dökmeden bizim mana balıklarımız, işitmek isteyenlerin ve
arayanların himmetleri (çalışıp çabalamaları) nispetinde (ölçüsünde) başlarını
bu ırmaktan dışarı çıkarmazlar ve hiçbir avcının oltasına düşmezler.
O halde çok zillet göstermek
(dibe vurmak) ve fakirlik lazımdır.
Çünkü ıstırap ve zaruret bir
şeyi hak etmeğe vesiledir.
(sıkıntıda olan kimse dua
etmedikçe ona isabet eden kimdir?)
(Neme suresi 62)
Şiir:
“ Tanrı, gökleri ihtiyaçları
defetmek için yarattı.
Yerden biten her şey, bir
muhtacın ihtiyacını defetmek ve her talibin aradığı şeyi bulmak için biter.”
“ Nazik boğazlı çocukcağız
ağlamadıkça memeden süt nasıl gelir?”
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Manayı anlamak için:
Doğru olmanın erdem olduğunu
bilmen gerekir.
İsteğini gizlemeden açıkça
söylemen gerekir.
Söylenenleri doğru kabul
etmen gerekir.
İnandığı gibi davranman gerekir.
Samimiyetinden şüphe
duyulmaman gerekir.
Bu yolda sürekli çalışıp
çabalaman gerekir.
Eski bilgi ve benliğini
sıfırlaman gerekir.
Fakir bir yaşamı üstün görmen
gerekir.
Acı ve sıkıntılara sessizce
katlanmak gerekir.
Zarurete düşüp yalvaracak
durumda olman gerekir.
Ağlamayı bilmen gerekir.
Yukarıdaki maddeler ne kadar
sağlam ve çok oldukça manalar kendini sana gösterir.
Tamam, bunun manası budur
dediğin an başka bir mana kendinin güzelliğini gösterir ve bu sonsuza kadar
güzelleşerek, tatlılaşarak, çekici olarak devam eder.
Yaren,
Mevlana Hazretlerinin
öğretisi kavramlar üzerinden olduğundan alışık olduğumuz öğrenme metodundan
farklıdır.
Birinci olarak Mevlana
Hazretlerin ve hanedanının ve dostlarının kayıta alınmış sözlerini doğru kabul
etmelisin çünkü ya ayete dayanan ya da hadise dayanan sözlerdir.
Bunların sözlerini çıkarlardan
temizlenmiş olduğunu bilmelisin.
Öğrendiğini ezberlemezsin ve
daha fazla öğrenmeye devam edersin.
Havuz sistemi dediğimiz
hafızanda biriktirirsin.
İlk başlarda işine yaramaz
veya birbiri ile ilgi bulamazsın ama öğrenmeye devam etmelisin.
Çünkü bu yaşına kadar
seçmediğin, önemi olmayan fakat sana önemli diye verilen bilgilerin beyindeki
kimyan yerine bu doğru ve kaliteli bilgilerin kimyasının yer alması için uzun
bir zaman gerektirdiğini bilmeliyiz.
Sonra her şey birden
anlaşılır duruma birden gelir.
Buna faş olmak diyoruz.
Böylece mana âlemine adım
atmış olursun.
Mana âlemine adım atınca
ruhlar âleminin aşağı âleminden orta âlemine girmiş olursun.
Mana âleminde yer etmek ve
üst âlemlere geçmek için uzun uğraşılar verilir.
Bu uğraşı hem zevklidir hem
de faydalıdır.
*
RAVLİ