O sohbette idrarat (tahsilât ve gelirler) meselelerinden bahsediyorlardı.
O zaman arkadaşlar için her
gün yarım dinar aidat (maaş)veriyorlardı.
Şeyh Sadreddin “ Mevlana
Hazretlerinin iki dünyanın aidatına da ihtiyacı yoktur.
Kendi aidatını müstahak (hak
etmiş) fakirlere vermesi lazım “ buyurdu.
Aynı günde Pervane Mevlana’ya
ziyarete geldi.
Mevlana “ Ey Muineddin!
Şeyhin masrafları çoktur.
Padişahlara yaraşır bir
şekilde geçiniyor.
Bizim dostlarımıza hiçbir şey
lazım değildir.
O dinarın da Sadreddin’in
mutfağına verilmesi daha uygundur” buyurdu.
Pervane baş koyup hayli
ağladı ve dostlara hizmette bulundu.
***
Bir gün dostlar “ Şeyh Sadreddin’in
bu kadar aidatı ve evkafı (arazi, bina) vardır.
Mevlana hazretlerinin ise
olup olacağı yarım dinar aidatı vardır” diye dedikoduda bulundular.
Mevlana: “ Şeyhin masrafı
daha çoktur, misafirleri ağırlamak da ona aittir.
Bizim hiçbir masrafımız ve
vazifemiz yoktur.
Bu yarım dinarı da onlara
vermek lazımdır” dedi.
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Şeyh Sadreddin Mevlana
hazretlerinin gelirinin kesilmesini istediğini öğrendik.
Mevlana Hazretlerinin bundan haberdar olup kesilen bu maaşın kesilmesini teklif eden şeyh Sadreddin’e verilmesini istediğini kızarak söylediğini öğrendik.
Şeyh Sadreddin’in Konya’ya
gelen misafirleri ağırlamak için sarayı, köle ve hizmetçilerinin çok olduğunu
öğrendik.
Mevlana Hazretlerinin kendi
meselesinin başkalarıyla dedikodu edilmesine kızdığını ve dostlarının böyle bir
dedikodu yapmalarını istemediğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Mevlana Hazretlerinin paraya
mala düşkün olmadığını öğrendik anladık.
*
RAVLİ