Şam seferinde Mevlana ile
beraberdim.
Şam’da bir medreseye girer
girmez fakihlerden bir gurup Baha Veled’in temiz şerefi hakkında fakihlere
yaraşır kötü şeyler söylüyor ve
“ Baha Veled’e Sultan-ül Ulema demek münasip
mi?
O insanları kendine çekip
Tanrı’ya yakınlıktan dem vuruyor ve kendini “Allahi “ diye adlandırıyor”
diyorlar ve bu kötülükleri hararetle söylüyorlardı.
Mevlana Hazretleri onların
arasına girdi ve hiçbir şey söylemedi.
O guruptan biri Mevlana’yı
tanıdı ve hepsi sustular.
Medreseden dışarı çıktığımız
vakit, o şahıs vaziyeti fakihlere anlatır ve “ Bu adam, Baha Veled’in oğludur “
der.
Hepsi başlarını açıp özürler
dilediler ve dervişlere hak verip büyük bir ziyafet çektiler.
Mevlana “ Bizim maksadımız
sizin hoşnut olmanızdır.
Biz daima bunu arzu ediyoruz
” buyurdu.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Kendimiz veya ailemiz
hakkında kötü sözlere karşı verilecek en iyi cevabın söz kavgası yerine susmak
olduğunu öğrendik.
Susmakla yanlış söylenen ve
aşağılanan sözlerin boş ve yanlış olduğunu anlamaları için susmanın en iyi
davranış olduğunu öğrendik.
Kavga ve tartışma olmazsa
yanlışın çok çabuk anlaşılacağını öğrendik.
İşte böyle yaren,
Hoşnut bir ortam oluşturmak
için sakin bir tavırla ve suskun bir yapıda doğrunun ortaya çıkması için
herkese zaman tanınmalıdır.
*
RAVLİ