6 Aralık 2012 Perşembe

MEVLANA VE GURUR


Bir gün Mevlana Hazretleri bir fetva yazmıştı.
Bu fetvayı Kadı İzzeddin-i Sivasi’ye götürdüler.

Okuyunca kendi üstünlüğünden ve gururundan ötürü bunu kabul etmedi.

Derhal Mevlana Hazretleri, Kadı İzzeddin-i Sıvasi’nın karşısında tecessüm (cisimlenip gözüktü) etti ve “ Fetva kâğıdını koyduğun o kitapta bu mesele ihtilaflıdır (uymayış, anlaşmazlık)” dedi.

Kadı İzeddin bir nara atıp kendinden geçti.
Kendine geldiği vakit o meseleyi o kitapta buldu.
 
Samimiyetinden kul ve has mürit (sevgiyle bağlandı) oldu.

                                       ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Neler öğrendik:

Sahip olduğumuz bilginin doğru olduğunu kabul eder ve ısrar edersek hakikati bilenlere karşı kendimizi kapatmış olacağımızı öğrendik.

Sahip olduğumuz bilgi bize başkasından üstün biri gibi bir duygu veriyorsa daha bilgili olanlara karşı kendimizi kapatmış olacağımızı öğrendik.

Bir bilgiye itiraz etmek için kuvvetli delile sahip olmamız gerektiğini öğrendik.

Bizden de daha bilgili, daha aydın kimselerin olduğunu öğrendik.

Bilgimizi iddia etmememiz ancak kabul görmesi için sunuş yapmamız gerektiğini öğrendik.

Hazreti Mevlana’nın hem konuya hem de kişiye hâkim olduğunu öğrendik.

Gurur: Boş şeylere güvenerek aldanma.

            Boş şeylerle böbürlenme.

            Hak edilmeyen şekilde büyüksü davranmak.

            Kendini hak edilmemiş şekilde yüksek ve değerli tutma.

            Kibir.

            Kurum.

            Kurulma.

Aldatma, kandırma, aldanma, kapılma, dikkatsiz davranma, bilgisizlik anlamına gelir.

Kişinin, manevi ve ahlaki bakımından değersiz sayılan şeylerin çekiciliğine kapılarak avunması demektir.

Kur’an da yirmi yedi yerde geçen gurur kelimesi bunların çoğunda dünyaya kapılma, aldanma anlamı ağır basar.

Günümüzde gurur onur kelimesi anlamında kullanılmaktadır.

 İşte böyle yaren kendi yerimizi ve değerimizi kendimiz belirlemeye ve buna yönelik davranmaya kalkarsak yanlışa düşeriz.

Bırak bizi Tanrı değerlendirsin.
Biz alçak gönüllü olarak yaşamalıyız.

Alçak gönüllü olana düşmanı bile dokunmaz.
Toprak gibi olmalıyız.

Herkes üstümüzden geçip gitsin, pisliğini bıraksın.
Biz o pisliği gübre yapıp kimyasını değiştirip gıdaya çevirelim.

Tanrı eri üstüne gelen yükten bağırmaz, itiraz etmez, kavgaya girişmez.

Üzerine pislik atılsa, pislik atanla değil, kendi üzerindeki pisliği temizlemeye uğraşır. 

                           *
RAVLİ    

 

Popüler Yayınlar