3 Aralık 2012 Pazartesi

MEVLANA VE ER OLMAK

Sultan Veled buyurdu ki:

Bir gün babam Mevlana doğruluğun ve temiz itikadın (Gönülden tasdik edip inanmak) lezzeti hakkında saçıyordu.

Bu sırada:
” Bütün dünya bilginlerinin dünyada kazandıkları ilim, mezarın kenarına kadardır.

Ondan ileri geçemez.

Şiir:
“ Bu senin kazandığın ilim de mal gibi senden arta kalır.
Ne sen ne de senin öğrendiğin ilim kalır “

Fakat inanç (içten duyulan bağlılık), öteki dünyadan gelen, yine o dünyaya insanla beraber gider, şeklindedir” buyurdu.

Misal olması için şu hikâyeyi anlattı:

Gençliğimde Şam’da bir arkadaşım vardı.
Hidaye (Zooloji, hayvanları inceleyen bilim) dersini birlikte okurduk.

Nihayet onu Malatya’ya Kadı yaptılar.
Bahadır adlı birisi Malatya’yı aldı.

Şehri yağma ettiler ve bu Kadı’nın malını da alıp gittiler.

Sonunda da Bahadır bu Kadı’nın husyelerinin (taşaktaki yumurtalar) çıkartılıp hadım edilmesini emretti.

Kadı:
Ey ulu emir, Tanrı seni kuvvetlendirsin, ben burada ne kazandımsa alıp götürdüler, elimde bir şey kalmadı.

Fakat bu husyelerimi kendi memleketimden beraber getirdim.
Bunları niçin çıkarıyorlar ve alıp götürüyorlar” dedi.

Bu söz emirin hoşuna gitti.
Ona olduğu gibi hürmet gösterip gönlünü aldı ve vilayetin Kadı’lığını yine kendine verdi.

İşte sen bunu bil ki, erlik ve insanlık dedikleri şey, onun temiz itikadıdır (gönülden tasdik edip inanma).

Bu, onu Elest âleminin çok eski olan ilinden getirmiştir ve bunu yine o âleme götürmeğe cehdetmesi (çalışma, çabalama) lazımdır ki, tarikatın (yolun), erliği noksan olanlarının sohbeti ile bu erliği kaybedip innin (olaylardan ve denemelerden elde edilen) olmasın ve cennet bakirelerinden mahrum kalmayasın.                               

Şiir:
“ Sakalla ve zekerle (erkeklik organı) er olamaz,
Böyle olsaydı merkep insanların şahı olurdu.”

“Dostun yolunda namertlik (alçaklık, korkaklık) eden,
Tanrı erlerinin yolunu keser ve namert (alçak, korkak) de olur.”

                                      ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Neler öğrendik:

1.   Dünyaya ait ilmin dünyada kaldığını öğrendik.

2.   İman ve inanancın vatanı öbür dünya olduğundan ölünce bunlarla beraber gideceğimizi öğrendik.

3.   Dünya işlerinin erliğini, yiğitliğini elinden aldığını öğrendik.

4.   Tanrı’ dan geldik Tanrıya gideceğiz er olarak gelip, dünyada bozulmadan, alçak ve korkak olmadan geri dönüşümümüzü sağlamalıyız.

5.   Erliği bozdurmayan kuvvetin temiz gönülden Tanrı’yı tasdik edip inanmakla olduğunu öğrendik.

 
İşte böyle yaren.

Tanrı temiz olarak dünyaya gönderdi.
Dünyada pisliklere bulaşmadan geri dönmeliyiz.

Ahiretten dünyaya getirdiğimiz temiz bir inancı, Tanrı’ya bağlılıkla yine temiz ve geliştirmiş olarak ahirete götürebilirsek Tanrı eri hükmünde muamele edileceğini öğrendik.

İnancımızın yok olmasına, kirlenmesine, haysiyetimizin ve şerefimizi dünyanın aldatıcı zevklerine harcarsan ahiretten iyi bir şey bekleme.

Ruhu inanç ve itikat besler geliştirir.

                                *
RAVLİ

Popüler Yayınlar