Bir gün Hacı Mübarek Haydari
Meram Mescidine gezmeye gitti.
Birdenbire Mevlana Hazretleri
ile karşılaştılar.
Hacı Mübarek kadınların
büründükleri değirmi çarşafı (Mi’zer-i yemeni) örtünüp çömeldi.
Müritler “ Bu kadınlara
yaraşır harekettir, ne yapıyorsun “ diye onu ayıpladılar.
Şeyh “ Böyle bir er oğlu er
geldiği vakit herkesin kadınlar gibi çarşaf giyip kapının ardında çömelip
oturması lazımdır” dedi.
Mevlana daha fazla yaklaşınca
hepsi baş koyup acizlik gösterdiler.
Mevlana “ Hâşâ, hâşâ, siz
dervişsiniz” dedi.
Hacı Mübarek ayaklarına
sarıldı ve öpüp ağladı.
Mevlana “ Üzülme, niçin böyle
yapıyor ve titriyorsun?
Bundan sonra artık gam ve
keder yoktur.
Rahat ol ve rahat yaşa “
dedi.
Hacı Mübarek “ Bundan böyle
artık rahat yaşarım, çünkü Hüdavendiğar inayet (yardım) ve şefkat (acıma,
esirgeme, koruma) buyurdu “ dedi.
***
Hacı mübarek, oğlu Hacı
Muhammed dünyaya geldiği vakit, büyük bir ziyafet verdi.
Konya’nın büyüklerini davet
etti, Mevlana’yı çağırmağa geldi.
Mevlana “ Ayaklarımla değil,
başımın üzerinde geleyim.
Yüzümün üzerine, ensemin
üzerine, yanımın üzerine yuvarlana, yuvarlana gelip hizmet edeyim “ dedi.
Hacı Mübarek naralar atıp
yerlere kapandı.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Tanrı eri ile karşılaştığımız
zaman benliğimizi sıfırlamamız ve kendimizi iyice küçülmemiz gerektiğini
öğrendik.
Tanrı eri ile karşılaştığımız
zaman acizliğin son safhasına kadar varmamız gerektiğini öğrendik.
Böyle saygılı davranırsak
Tanrı erinin hayırduasını alarak duası bereketiyle rahat yaşayacağımızı
öğrendik.
Tanrı erine gösterdiğin
saygının fazlasıyla karşılığını bulacağımızı öğrendik.
Saygıya layık olana saygı
gösterir hürmet edersek; Tanrı erinin sıkıntımızda ve sevincimizde davetimize
katılarak hizmet ve yardım edeceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ