5 Aralık 2012 Çarşamba

MEVLANA VE DAM

Mevlana Hazretleri gençliğinin ilk çağında Halep şehrinde yüksek kadir ve kıymet sahibi, eşi benzeri olmayan Kemaleddin b. Adim’in yanında birkaç medresede öğretmek ve öğrenmekle meşguldü.

Yine bir gün Şam’da Mukaddemiye medresesinin damında sırlar ilmini tekrarlıyordu.

Dolaşırken damın şerefesi kenarından bir iki okun gidebileceği mesafe kadar gökyüzünde yürüyüp tekrar gerisin geri gelirdi.

Bunun üzerine ilim taliplerinin hepsi halis mürit olmuşlardı.
Onlar, onun bu hallerini daima müşahede (gözle görmek) ediyorlardı.

                                   *
Ihvan-us safa (Temiz kardeşler), şöyle hikâye ettiler ki:
Mevlana Hazretleri medresenin (Konya’da) damında dolaşıyordu.

Zaman-zaman iki okun gidebileceği mesafe kadar gökyüzünde yükselip gidiyor ve tekrar medresesinin damına geliyordu.

Bir gün öyle kayboldu ki, tam yirmi gün sonra onu meram mescidinde gördüler.

Arkadaşlar toplanıp bir hafta sema’da bulundular.

                                          *
Ahrarın (hür insanların) ulularından nakledilmiştir.

Halis müritlerinden olan aziz dost Emir Gürci bir iş için Şam’a gitmeye karar vermişti.

Mevlana’nın yanına geldi, ondan yardım ve medet dileyip hareket etti.

Şam’a girdiği vakit Mevlana’nın bir köşkün üzerinde durduğunu ve mübarek elleriyle de işaret ettiğini gördü.

Derhal bir nara atıp kendinden geçti.
Kendine gelince hiçbir şey görmedi.

İşlerini tamamlayıp Konya’ya geldiği vakit, Mevlana’yı ziyaretle müşerref oldu ve gördüklerini tekrar etmek istedi.

Mevlana “ Tanrı erleri okyanusun balıkları gibidirler,
İstedikleri yerden başkalarını dışarı çıkarabilirler” buyurdu.

Emir Gürcü baş koydu ve temessül keyfiyetini (Ruhun istenilen yere gidip aynı vücutta görünmesi) arkadaşlara anlattı.

                                        ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                         ***
Neler öğrendik:

Ruh nereye giderse bedenin de oraya gittiğini öğrendik.

Mevlana Hazretlerinin zaman ve mekân dürülmesi sırrını bildiğini ve uyguladığını öğrendik.

İnanmakta, kalbi bağlamada güçlük çekenlerin bu olağan üstü davranışı gözüyle görerek inancını sağlamlaştırdığını öğrendik.

Aslında Hazreti Mevlana’nın her sözü bu damdan yükselişinden, bir yerden bir yere gidişinden daha inandırıcı ve gönül bağlayıcıdır.

Her anlatımında bizlere sırlar bahşetmekte ve ölümsüz olmayı bize öğretmektedir.

Hazreti Mevlana’nın hali öyle ve Tanrı tarafından kuvvetlendirilmiş.

Bizim halimize gelince; onun işaretlerine dikkat ederek azami yararlanacağız.

Gidebildiğimiz kadar da izlerini takip ederek gideceğiz.
Hazreti Mevlana’nın Peygamberimizin izinden gittiğinden bizim yolumuzda aynı yol.

                                *
RAVLİ

Popüler Yayınlar