Mevlana “ Git, beni düşman
kabul et ve hiç sevme, ta ki, dünya senin dostun olsun ve Tanrı sana dünyayı
versin “ buyurdu.
Mevlana “ O halde git,
fakirlik ve sefalete tahammül et, ta ki, bolluğa kavuşasın ve (O âlemden) bir
ses işitesin.
Çünkü Tanrı erlerinden başka
kimsede dünya ile din bir arada bulunamaz “ buyurdu.
Şiir:
“ Ey dünya talibi!
Sen bir gündelikçisin.
Ey Cennet aşıkı!
Sen bu hakikatten uzaksın.
Ey hakikati bilmediğinden
ötürü dünya ve ahiret ile başı hoş olan kimse!
Sen onların gamının
lezzetinden haberdar olmadığın için mazursun (özürlü olan)”
*
Bir şahıs altın dolu bir kese
kaybetmişti.Kendinden geçmiş gibi konuşuyor ve herkesten soruyordu.
Birdenbire Mevlana
hazretlerine rastladı.
Mevlana " Kaybettim
deme, bilakis buldum de" buyurdu.
(Arayış içinde olmak büyük
bir değerdir.
Altını kaybetti ama sormayı,
aramayı buldu.)
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Dünyayı seversek, Mevlana
Hazretlerin dostu olamayacağımızı öğrendik.
Fakirlik ve sefalete
(yoksulluk) katlanırsan gayb (görünmeyen âlem) âleminden bir ses işitmeye hak
kazanacağımızı öğrendik.
Tanrı eri olmak istiyorsan
dünya sevgisini bırakıp din sevgisini almamız gerektiğini, ikisin bir arada
olamayacağını öğrendik.
Dünyayı seven ve isteyenin günlük yaşadığını,
ebedi hayattan bilgisi ve beklentisi olmadığını öğrendik.
Cenneti isteyen kişinin de
hakikati bilmediğinden isteğini cennetle sınırlandırdığını öğrendik.
Tanrı erlerinin ebedi hayat
için çektiği üzüntüden dolayı acı duyduklarını sanırız oysaki bu üzüntünün
lezzeti dünyadaki lezzetlerden daha üstün ve kalıcı olduğunu öğrendik.
İşte böyle yaren,
Ters çakılmış nal diye tabir
edilir.
Yani at izine bakarak nereye
doğru gittiğini bilirsin.
Nal ters çakılmışsa nal izine
baktığın zaman ters yönü doğru kabul edersin.
Dünyaya ve ahirete sevgiyle
bağlanırsan Tanrı’ya doğru gidiş yolun kesilir.
Dünya ve Cennete bağlı
oldukça bu yüklerle Tanrı’ya ulaşamazsın.
*
RAVLİ