“Tanrı Kur’an-ı Mecid’inde
(Allah’ın adlarından biri)
(En çirkin ses, eşeğin
sesidir) Buyuruyor.
( Lokman suresi, 19)
Bununla bütün hayvanlar arasında
en çirkin sesi eşeğe nispet ediyor.
Acaba dostlar bunun manasını
biliyor mu?”
Dostlar baş koyup bunun
açıklanmasını kendisinden istediler.
Bunun üzerine Mevlana söze
başladı:
“ Her hayvanın kendine mahsus
bir iniltisi, bir zikri ve bir tespihi vardır.
Bununla yaratan ve rızkı
(Yiyecek, içecek) veren Tanrısını zikreder.
Nitekim devenin böğürtüsü,
aslanının kükremesi, av hayvanlarının inlemesi, sineklerin vızıltısı, arıların
uğultusu Vb. bu kabildendir.
Göklerde de meleklerin,
ruhanilerin tespihleri ve zikirleri olduğu gibi, insanların da tespihi Tanrı’yı
anarak, tahlili (analiz), batini (görünmeyen) ve bedeni, türlü-türlü ibadetleri
vardır.
Hâlbuki biçare eşek ise iki
muayyen zamanda anırır:
Biri cinsi yakınlık istediği
vakit,Diğeri de aç kaldığı vakit.
Şiir:
“ O, huysuz bir eşek gibidir.O, doyurduğun vakit, insanları teper,
Aç bıraktığın vakit anırır”
“Binaenaleyh, eşek daima
tenasül aletinin (penis) ve boğazının esiridir.
Böylece ruhunda Tanrı derdi ve aşk sesi olmayan, kafasında bir sevda ve sır bulunmayan kimse Tanrı’nın yanında eşekten daha aşağıdır.
(Onlar hayvanlar gibi, belki
daha ziyade sapıklıktadırlar)
(Araf suresi, 179)
Bu hale düşmekten Tanrı’ya
sığınırız.”
“Bil ki, hayvani nefis, erkek
eşek gibidir.
Onun altında bulunmak daha utanmaya
mucip (sebep) olan bir şeydir.
Eğer sen doğru yolu
bilmiyorsan eşeğin istediği yolun aksini tut.Çünkü doğru yol budur.”
Bundan sonra yine buyurdular
ki:
“ Geçmiş zamanda padişahın
biri diğer bir padişahtan imtihan yolu ile üç fena şey istedi ve bunlardan daha
fena şey olmasın, dedi.
Bu üç şeyde şunlardı:
Yemeklerin en fenası,
İnsanların en fenası,Hayvanların en fenası,
Bu padişah yemeklerden
peyniri,
İnsanlardan ermeni kölesini,Hayvanlardan da eşeği gönderdi.
Bunlarla beraber gönderdiği
mektubun başına da (Seslerin en çirkini eşek sesidir) mealindeki ayeti yazdı.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Verilen yiyecek
ve içecek için şükretmek yerine sesini yükseltir şikâyetçi olursan çirkin
olursun.
2.
Cinsel azgınlık
gösterdiğin zaman zorlayıcı olursan çirkin olursun.
3.
Doygun olduğun
zaman sağa sola çatarsan çirkin olursun.
4.
Aç kaldığın zaman
ortalığı birbirine katarsan çirkin olursun.
5.
Çirkin
davranışlar yapan birine muhtaç ve kontrolünde isen daha da çirkinsin.
6.
Cinsel azgınlık
veren kişi ve yiyeceklerden uzak durmalısın.
7.
Tanrı ile
birlikte olmak isteğinde olmalısın.
8.
Tanrı’ya aşkla
yaklaşmaya çalışmalısın.
9.
Kafanda Tanrı
aşkı ile sevdalanmalısın.
10.
Amacın Tanrı
sevdası ve sırları olmalı.
İşte böyle yaren,
Yiyecek, konuşma ve cinsel
davranışın ne durumlarda bizi çirkinleştirdiğini öğrendik.
Bunlara dikkat eder de böyle hatalara düşmezsek beğenilen sevilen biri oluruz.
Yaren,
Eğer bizi eleştiren doğru
sözlü ve açık net anlaşılır bir dostumuz varsa bu hataya düşmekten kendimizi
koruruz.
Eğer bizi eleştiren yoksa
veya bizim duymak istediklerimi bize söyleyen dost olarak bildiklerin varsa
böyle hatalara saplanıp kalırsın, üstelik te iyi ettim sanırsın.
Hele üç maymunu oynayan
(Görmedim, duymadım, bilmiyorum) yakın çevren varsa talihsiz birisin demektir.
Ey yaren.
Tanrı’yı arayış yolunda
olursan bu çirkin davranışlarının farkına varır düzeltme sürecine girersin.
Ey yaren,
Öz eleştiriden korkan
yüzleşmek cesareti olmayan, üç maymun davranışlarını kendine model alanlar
bizim yolumuzda bir adım dahi atamazlar.
Ey yaren,
Bizim ne kadar az olduğumuzu
anlamışsındır herhalde.
Er olmak gerek.
İster erkek ol, ister kadın
ol, ama er ol.
*
RAVLİ