Hoca Fakih Ahmet (Tanrı ona rahmet etsin) daima:
“Tam kırk senedir, gece ve
gündüz sonsuz mücadelede bulundum ve birçok riyazetler (aç durarak nefsi kırma)
çektim ki bilginlik illeti benden gitsin ve o perdeden dışarı çıkayım.
Fakat hala bende ondan bir
eserin kaldığını görüyorum.
Gönül levhası ne kadar sade
olursa, Tanrı’ya da yakınlık da o kadar fazla olur.
Çünkü Levh i mahfuz (Allah
tarafından takdir edilen şeylerin yazılı bulunduğu manevi levha, İlmi ilahi),
hafızın (muhafaza edenin) levhasından daha yüksektedir.” Derdi.
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Kendimizi biliyor, bilgin
görmemizin (yaptıklarını görmek) sık-sık kendini gösteren bir hastalık olduğunu
öğrendik.
Bilginlik hastalığı varsa
bunun gözümüzün önüne bir perde çektiğini gerçeği görmemize engel olduğunu
öğrendik.
Bilginlik hastalığının
üstümüze bir örtü gibi kapladığını sanılarla yaşayıp hakikati görmemize engel
olduğunu öğrendik.
Gönlümüzü benlikten ve
isteklerden temizleyerek sade ve sakin olursak Tanrı’ya o kadar yakın
olabileceğimizi öğrendik.
İlahi ilmin bizim
edineceğimiz ilimden üstün olduğunu öğrendik.
İşte böyle yaren,
Tanrı’ya ulaşmakta en büyük
engeli kendimizin koyduğunu öğrendik.
Kendimizi önde ve yukarıda
görmek suretiyle dikkatimizin dağıldığını, baktığımızı olduğu gibi görme yerine,
zihnimizde bilgi ile şekillendirdiğimiz kalıba sokmaya çalışırız ki gerçeği
kaçırırız.
“Kendini görmek, yaptığını
görmek” bir ruh hastalığı olarak görülür ve ilerleyişine en büyük kendimizin
oluşturduğu engeldir.
Benliği kuvvetlendirir,
bütünden soyutlar.
Uğraşmadan ilahi bilgi
gelmez.
Edindiğimiz bilgileri
kendimize yük etmeden, hastalık oluşturmasına izin vermeden yararlanarak
ilerleyeceğiz ki ilahi bilgilere kendimizi hazırlayacağız.
Yani edindiğimiz bilgi bizi
esir etmemeli, elimizi kolumuzu bağlamamalı, perde oluşturup görüşümüze engel
olmamalı, bilgi bizi örtünün içine hapsetmemeli.
Bu işler böyle yaren.
Senden temiz kal derler ama bilgisiz cahil olmanı istemezler.
Bilgiyle dolu ol derler, sonra da temizlen derler.
Aklın karışmasın yeren,
Al, yararlan yoluna engel ve
ağırlık oluyorsa at denir.
Dikkat edeceğin hafif ve
temiz olarak yola devam etmektir.
*
RAVLİ