5 Aralık 2012 Çarşamba

MEVLANA VE APTAL

Bir gün Mevlana’nın haremi (eşi) Kira Hatun (Tanrı ondan razı olsun)
“ Cennet halkının çoğu aptaldır” hadisini sordu.

Mevlana “ Aptal olmasaydı, Cennet ve Cennet’in nehirleriyle nasıl kanaat (yeter görüp fazlasını istememe) edinirdi.

Sevgilinin yüzünün bulunduğu bir yerde Cennet’in ve nehirlerinin yeri mi olur?

Bunun için cennet halkının çoğu aptaldır ve İlliyyin (Cennetin ve gökyüzünün en kursal, en yüksek tabakası) ise akıl sahipleri içindir” buyurdu ve bu rubaiyi söyledi:

“Eğer Cehennemde senin zülfün benim elime geçerse cennetlik olmaktan ar (uyanırım) ederim.

Eğer sensiz, beni cennete çağırsalar,
Cennet sahrası yüreğimi sıkar.”

O halde yalnız bağı gezmeyi gaye edinmiş düşüncesi kıt kimse bahçıvanın yüzünü görmekten mahrum kalır.

Şiir:
“ Onun yüzü olmazsa Cennet bana hem Cehennem hem de düşmandır.
Bu fani renk ve kokulardan yandım.

Nerede beka (devamlı) nurları”

                                       ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                       ***
APTAL

Başına gelen, yaptığı ya da ona başkaları tarafından yapılan şeyleri sürekli yanlış yorumlayan sıradan bir insana denir.

Bu yorumu öyle akla uygun ve aklın kabul edebileceği şekillerde yapar ki, kendi yandaşlarının gözüne ve kendine doğru gözükür.

Yaşamının çok alanında bu düşünceleri, mantıklı ve doğru görülür.
Çünkü aynı seviyede insan çoktur.

                                           *
Neler öğrendik:

1.   Akıllı insan verileni değil de veren, yaratanının yüzünü istediğini öğrendik.

2.   Akıllı kimseler Cennetin en yüksek yerini istediklerini öğrendik.

3.   Akıllı insanın resmi değil ressamı istediğini öğrendik.

4.   Güzelliklere dalarak güzelliklerin sahibini unutmamamız gerektiğini öğrendik.

 İşte böyle yaren,

Hedefin büyük olmalı ama ulaşabildiğine de razı olmalıyız.
Akıllı insan Tanrı’nın imkânlarını değil de kendisini ister.

                                         *
RAVLİ

Popüler Yayınlar