“ Cennet halkının çoğu aptaldır” hadisini sordu.
Mevlana “ Aptal olmasaydı,
Cennet ve Cennet’in nehirleriyle nasıl kanaat (yeter görüp fazlasını istememe)
edinirdi.
Sevgilinin yüzünün bulunduğu
bir yerde Cennet’in ve nehirlerinin yeri mi olur?
Bunun için cennet halkının
çoğu aptaldır ve İlliyyin (Cennetin ve gökyüzünün en kursal, en yüksek
tabakası) ise akıl sahipleri içindir” buyurdu ve bu rubaiyi söyledi:
“Eğer Cehennemde senin zülfün
benim elime geçerse cennetlik olmaktan ar (uyanırım) ederim.
Eğer sensiz, beni cennete
çağırsalar,
Cennet sahrası yüreğimi
sıkar.”
O halde yalnız bağı gezmeyi
gaye edinmiş düşüncesi kıt kimse bahçıvanın yüzünü görmekten mahrum kalır.
Şiir:
“ Onun yüzü olmazsa Cennet
bana hem Cehennem hem de düşmandır.Bu fani renk ve kokulardan yandım.
Nerede beka (devamlı)
nurları”
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
APTAL
Başına gelen, yaptığı ya da
ona başkaları tarafından yapılan şeyleri sürekli yanlış yorumlayan sıradan bir
insana denir.
Bu yorumu öyle akla uygun ve
aklın kabul edebileceği şekillerde yapar ki, kendi yandaşlarının gözüne ve
kendine doğru gözükür.
Yaşamının çok alanında bu
düşünceleri, mantıklı ve doğru görülür.
Çünkü aynı seviyede insan
çoktur.
*
Neler öğrendik:
1.
Akıllı insan
verileni değil de veren, yaratanının yüzünü istediğini öğrendik.
2.
Akıllı kimseler
Cennetin en yüksek yerini istediklerini öğrendik.
3.
Akıllı insanın
resmi değil ressamı istediğini öğrendik.
4.
Güzelliklere
dalarak güzelliklerin sahibini unutmamamız gerektiğini öğrendik.
Hedefin büyük olmalı ama
ulaşabildiğine de razı olmalıyız.
Akıllı insan Tanrı’nın
imkânlarını değil de kendisini ister.
*
RAVLİ