4 Aralık 2012 Salı

MEVLANA VE ACI TAT

Mevlana daima ağzında sarı helile (Tohumu ishal yapan bitki) bulundururdu.

Yakınlarından her biri buna bir mana verirdi.
Nihayet halifelerin sultanı Çelebi Hüsameddin’den bunun sırrını sordular.

O “ Mevlana o derecede riyazet (açlıkla nefsi kontrol) ederdi ki, ağzının tatlı suyunun bile boğazından gitmesini istemez.

Nefsine tat vermemek için helilenin acılığı ile ağzını da acılaştırmak ister.
Bu onun riyazetinin kuvvetinin tamlığına delildir.

                             ***
Ariflerin Menkıbeleri Şark İslam klasikleri
Ahmet Eflaki. M.E. B. 29

                              ***
Neler öğrendik:

1.   Ağzımızı tatlı yiyeceklere alıştırmamamız gerektiğini öğrendik.

2.   Açlıkla mücadele etmek için helile çiğnememiz gerektiğini öğrendik.

3.   Helilenin de sarı olanını tercih etmemizi öğrendik.

İşte böyle yaren,

Neye alışırsan hep onu istersin.
Ağzını tatlıya alıştırırsan hep o arayış içinde olursun.

Acıya alışırsan hayatın tüm acılıklarını daha kolay kabullenir daha az acı çekersin.

Bu tersine çakılmış nal izi diye izah edilir.
Acıya alışarak her şeye rağmen ağız tadı ile yaşamaktır.

Sıkıntı verecekmiş gibi gözükse de genelde ve devamlı ferahlık veren bir öneri olduğunu bilmeliyiz.

                             *
RAVLİ  

 

Popüler Yayınlar