“ Ruhun gıdasından perhiz (incitici
sözlerden kaçınmak) etmek haramdır”
Diye bir satır yazdı.
Tanrı iyi bilicidir ve tekrar
bir kitabın sayfasına:
“ Maşukun (sevilenin) lezzetinin
delili aşıkın gözyaşıdır ve bu peygamberlerin mucizesidir.
(selam onların üzerine olsun)
diye yazılmasını emretti.
“SENİ SEVENİ ARA, SENİ
ARAYANI ARA”
*
Derler ki, bir gün Mevlana hazretleri:
( O, beni yarattı ve hidayete
(Hak yoluna, doğru yola kılavuzlama) mazhar (şereflendirme) etti.
(Şuara suresi 29) ayetinin
manası,
Yani, o beni kendi hizmeti
için yarattı ve hizmet usullerini öğretmek için bana yol gösterir, demektir.
Ve babaların sulbünde (dölünde),
çocukların dillerinde ve annelerin rahimlerinde:
(Ve secde edenlerle beraber
kabul edildiğini müşahede (Allah âlemini görme) eder buyurdu.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Ruhun gıdası için
sözün incitse de sakınmadan söylememiz gerektiğini öğrendik.
2.
İncitirim,
üzülür, çıkarım zedelenir, işim görülmez, bana olan saygısını yitiririm gibi
doğru ve yerinde söylenmesi gereken sözleri söylememiz gerektiğini öğrendik.
3.
Sözün zırhı bile
delip kalbe saplandığını öğrendik.
4.
O an söylenmesi
gerekeni birtakım nedenlerle söylemezsek o kişinin ruhunun gıdasını
vermediğimiz olduğunu anladık.
5.
Ruhun gıdası
sadece güzel, parlak, hoşa giden sözler olmadığını, acı, yakıcı, silkeleyici,
yüzleştirici, bazen de hakaret edici sözlerin de ruhun gıdası olduğunu
öğrendik.
6.
Amacın Tanrı
hükümlerine uygun ise, peygamberimizin sözleri ise ve kişiyi doğru yola kılavuzluyorsa,
yanlış yolda hoşluklarla gideni uyarmak için söylenmesi gerektiğini öğrendik.
7.
Acı söz, ağır
söz, hatta hakaret yanlış yolda gittiğinin farkına varmayanlar için
kullanıldığını öğrendik.
8.
Eğer bize böyle
bir söz söylenirse düşünüp nedenini tespit edip, yanlışı ortaya çıkarıp derhal
doğru yola girmemizi öğrendik.
9.
Bize edilen acı
ve kötü sözü hak ettiğimizi düşünerek özeleştiri yapmamız gerektiğini öğrendik.
10.
Önemli olanın ve
önemsememiz gerekenin söze takılı kalmadan gittiğimiz yolun hak yolu, doğru yol
olup olmamasını kontrol edip doğru yolda gitmemiz gerektiğini bunun ruhumuzun
gıdası olarak kabul etmemiz gerektiğini öğrendik.
11.
O kim oluyor ki,
bana kimse laf sokamaz, gururumu kırdırmam, onurumla oynatmam diyorsak
kendimizi kapısı ve penceresi olmayan bir taştan kaleye hapsettiğimizi
öğrendik.
12.
Eğer bu acı
sözler karşısında ağlayan, gözyaşı döken olursa peygamberimizi seven ve
peygamberimizin sevdiği kişi olduğunu öğrendik.
13.
Gözyaşının ne
büyük manalara vardırdığını ve ne büyük işler yaptığını ve yaptırdığını, bir
mucize olduğunu peygamberimizden öğrendik.
Yaren burada dikkat etmemiz
gereken şudur:
Bu sözleri bizi sevene ve
bizi arayana söylememizdir.
Yabancıya karşı sus.
İyilik yapacağım diye kendini
tehlikeye atma, başını belaya sokma.
Elbette ki sözün etkisini
hemen beklememeliyiz.
Kişinin anlaması, kabul
etmesi, yanlış gittiği yolundan vazgeçip doğru yola girmesi zaman
isteyeceğinden sabırlı olmalıyız.
Sonuç olarak bizi seveni ve
arayanı aramalıyız ve ilişkimizi bu kişi ile geliştirmeliyiz.
Sözümüz sevgi ve ilgiyi
isteyene ve hak edene olmalıdır.
*
1. Doğru yolda gitmek
Tanrı’nın şereflendirdiği kişiler olduğunu öğrendik.
2. Tanrı’nın kendisine hizmet
etmek için bizi yarattığını öğrendik
3. Tanrı kendine hizmet
ettirmek için usullerini bize öğrettiğini öğrendik.
4. Tanrı bize hep yol
göstererek kendi âlemini bize göstermek istediğini öğrendik.
Sonuç olarak; Tanrı göstermek
istediği kendi âlemini yol ve usullerini bize secde edenlere açık etmiştir ve
secde edenleri şereflendirmiştir.
*
RAVLİ