KASDEDİLENİ HEMEN FARKEDEN:
Akılcı düşünmeye ve önerileri
hayata geçirmeye başlar.
KONTROL:
Kontrolü makul (Akıllıca, akla uygun, akıllıca iş gören, anlayışlı, mantıklı) ölçüde bulundurursam, hayatta diğerlerinden daha başarılı olacağımdan eminim.
Kontrolü makul (Akıllıca, akla uygun, akıllıca iş gören, anlayışlı, mantıklı) ölçüde bulundurursam, hayatta diğerlerinden daha başarılı olacağımdan eminim.
Yeterli güce, yeterli gelire ve
eğitime sahip olmakla yaşamda kontrol sağlayacağımından eminim.
Duygularımı kontrol altına
almak istediğim zaman engellemeler karşısında kızmak zorunda olmadığımı
biliyorum.
Engellemeler olduğunda; eğilimim
ve isteğime uymadığı zaman kendimde duygusal rahatsızlığa yol açmam, ancak
keyfinimi kaçırır.
Kontrolümün azlığımın nedeni,
bir kabiliyetimin eksikliği yüzünden olduğunun farkındayım.
Bu nedenle kendimden nefret
etmiyorum.
Doğru biçimde değerlendirmeyi
öğrenmemiş olduğumu anlıyorum.
Üzgünken ve tedirgin olduğum
zaman yaptıklarımda kontrolü sağlayamıyorum.
Çok üzüldüğüm zaman kendimi
bunalmış hissediyorum ve kontrolü sağlayamıyorum.
Kazanımlarımı hatırladıkça ve
hesaba katıp değerlendirdikçe kontrolü sağlıyorum.
İşler kötü de olsa daha
kötüsü olabileceğini bilerek şikâyet etmekten vazgeçerek sahip olduklarımı
hatırlayarak şükür ederek, kötü gidişatı durdurabiliyorum.
Başkasının başına gelenlere
aşırı tepki vermem.
Başkasının problemi için
üzülmem, sadece ilgilenirim ve ihtiyaçlarına yardım yaparım.
Kızgınlık duyduğum zaman
kontrolün elimden gitmeye başladığının ilk belirtisi olduğunu anladım ve
kızgınlığı oluşturanın kendimin olduğunun farkına vardım, bu noktada kontrol
sağlayamadığım zaman sonrasının öfke olduğunu biliyorum.
Öfke olduğu zaman akıl artık
kontrol edemez hale geldiğinin farkındayım.
Öfkeli kişiden herkes kaçar.
Kendi dengemizi kontrol etme gücünün
içimde olduğunu biliyor ve hiç kuşkusuz insan ilişkilerine uygulandığında paha
biçilmez değer olduğunun farkında olarak biliyor, anlıyor, saygı duyuyor, değer
veriyorum.
KORKU:
Korku duyduğun an, mantıksız düşünceye saplandığımı, acısına dayanamayacağımı düşünmeye başlıyorum.
Korku duyduğun an, mantıksız düşünceye saplandığımı, acısına dayanamayacağımı düşünmeye başlıyorum.
Fena bir şey olacağını inanmaya
başlıyorum ve kontrolü kaybettiğimin farkına varıyorum.
Korkuda kontrol istiyorsam, istemedikçe
kimse beni üzemez, üzücü bir derdim var ama bu felaket değildir, rahatsız edici
bir şeyi hep düşünmek zorunda değilim diyerek kontrolümü yeniden sağlarım.
Olan rahatsızlığı daha
kötüleştirmek istemiyorum.
Korkumu destekleyen her şeyi
tümden bırakarak ve defalarca deneyerek korkudan kurtulabiliyorum.
Bir şeyden ne kadar korkarsam,
başınıza gelmesi de o kadar hızlandırdığımın farkındayım.
Çalışanların arasına
katılarak yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışıyorum.
Mükemmel sonuçlanması gerekir
diye ısrar etmiyorum.
Problemleri ertelemem,
sorumlulukdan kaçmam böylece kontrolü kaybetmem.
Başka insanların kontrol
edemediğim sorunlarına bağlanmanın çok derin bir hata olduğunun farkında olarak
kendimi sorumlu olarak hissetmem.
Kendimi kontrol edersem;
enerjimi öfke ve suçlamaya, karşı suçlama ile cevap vermediğimden anlıyorum.
Korkulardan kaçınmaktan
vazgeçtiğim zaman neler kazanacağımı gösteren liste yaparım, gün boyu defalarca
okurum, unutmamak için tekrar okurum.
KISKANÇLIK:
Kıskanç davranarak sevdiklerimin beni sevmesini öyle çok istedim ki bu davranışlarım karşısında sevdiklerim çok hızlı biçimde uzaklaştılar.
Kıskanç davranarak sevdiklerimin beni sevmesini öyle çok istedim ki bu davranışlarım karşısında sevdiklerim çok hızlı biçimde uzaklaştılar.
Sevdiğime bağırdığımı,
hareket alanını daraltarak boğduğumu, adeta tutsak haline getirdiğimi,
sevdiğimi en küçük zevklerinden bile men ettiğimin, hep sevilmek istediğimi,
ısrarla istediğimi farkettim.
Güven ve sağduyumun yeterli
olmadığını olmadığından yaptığımın farkına vardım.
Sevdiğimi kaybetme korkusu
duyduğum için bilinçsizce davrandığımın farkına vardım.
Dışlanmak istemedim.
Sevdiğimi ne kadar kontrol
edersem o kadar çabuk kaybedeceğimi anladım.
Kıskanç olduğumun farkına
vardığım zaman; sessiz olmam gerektiğini, baskı yapmamam gerektiğini, sözle
yönlendirmek için uğraşmamam gerektiğini, başları ile olan ilişkisini engellememem
gerektiğini önemserek düzelme yoluna girmek geldiğini anladım. Kendime özen
göstererek, kontrol etmem gerektiğini, öfke ve suçlamaya yönelmememin
gerektiğini, öz-denetim ve disiplimini geliştirmem gerektiğini anladım ve öne
çıkarmaya karar verdim. Kıskançlığın sevgi ilişkisini zedelediğini gördüm.
KAYITSIZ KALMAK:
Gerçekten istediğim bazı şeylere kayıtsız
kaldım.
Bu durumda kendimi
kandırdığımı ve benim için gerçekten önemli bir şeye yabancılık tasladığımı
veya inkâr ettiğimin farkına vardım. Bu durumda kendimi kandırdığımı ve benim
için gerçekten önemli bir şeye yabancılık tasladığımı veya inkâr ettiğimin
farkına vardım. düşencesizliğimden dolayı kayıtsız oldum ve acı çektim.
KUSUR ARAMAK:
Söyleyecek güzel bir şey
aramadan, eksik ve yetersizlikleri öne çıkartarak söylemek yanlıştır.
KÖTÜ, BERBAT:
Kötü berbat gözüktüğünü ne
kendime ne de başkasına asla söylemem.
KÖTÜLÜK:
Kötülük yapan birine yaptığının fena olduğunu kabul edene kadar, iyilik yapmam, kötülük yapanı güçlendirmem.
Kötülük yapan birine yaptığının fena olduğunu kabul edene kadar, iyilik yapmam, kötülük yapanı güçlendirmem.
KATLANMAK:
Eğer durumu değiştiremiyorsam
katlanırım.
KARAR:
Karar almadan önce, geri çekilerek
seçenekleri gözden geçiririm ve sonra karar veririm.
Karar almadan önce emin olmamın
mümkün olmadığını gördüm. Her zaman belirsizlikler gördüm ve bu belirsizliğe
hoşgörü göstererek mümkün olduğunca fırsatları kaçırmamaya çalışırım.
KAYGILAR:
Kaygılaın (Nedeni bilinmeyen üzüntü, tasa, düşünce) kölesi olmak zorunda değilim.
Kaygılaın (Nedeni bilinmeyen üzüntü, tasa, düşünce) kölesi olmak zorunda değilim.
KİBARLIK:
Kibar ve neşeli insanların genelde zarefetle yaşlandıklarını ve son ana dek kibar ve neşeli kaldıklarını gördüm.
Kibar ve neşeli insanların genelde zarefetle yaşlandıklarını ve son ana dek kibar ve neşeli kaldıklarını gördüm.
Fakat bencil, tatsız bir
insanların yaşlandıkça bu huyları artarak çekilmez olduklarını gördüm.
KİN (gizli düşmanlık)
duymanın ruh sağlığımı ve ahlaki yapımı bozduğunu öğrendim ve davranışın aptalca
olduğuna karar verdim.
KIZGINLIK göstererek kendi
kendimi zehirlediğimi farkettim ve anladım. Sevgi ve anlayışla yakınlık
göstermenin ilaç olduğunu anladım.
KESİNLİĞİN dünyada
bulamadığının farkına vardım. Çünkü işler sık sık kestiremeyeceğimiz biçimlerde
değişiyor. Kesinliğin var olması gerektiği konusundaki ısrarımdan vaz geçtim ve
belirsizlikten hoşlanmama rağmen kabullenirim.
KORKUNÇ ifadesinin güçlük
çekmekten öte bir anlam taşıdığının farkına vardım.
Bu ifade bir şeyin yüzde
yüz kötü olduğunu ortaya koyduğundan yanlış olduğunu anladım.
Bir şeyin ne
kadar kötü olursa olsun, her zaman için, daha kötüsü olması olanaklıdır.
Güçlükleri
ve elverişizlikleri korkunç olarak ifade ederek olduğundan daha da kötüleştirmem.
KABUL ETMEYE YANAŞMIYANLARIN tedirginliklerinin
devam ettiğinin farkına vardım.
Bunların şanssızım kelimesinin
arkasına saklandıklarında sorunlarının daha da kötüleştirdiklerini; rahatsız,
tedirgin, kısıtlanmış bir yaşama devam etmeye razı olduklarının farkına vardım.
Çözümden kaçmakla
kurtulamayacağımı ve korkakların yaptığı bir davranış olduğunu gördüm.
Sorunun farkına varıp,
sorunla yüzleşerek çözmeye çalışılmadığından olur.
Kendimi tam anlamıyla olduğum
gibi kabul etmediğim süre, mantıklı kararlar almam ya da geçmişte yaptığım hataların
sonuçlarını düzeltmemin pek olanaklı olmayacağını anladım.
KEYİF:
Keyif aldığım ne ise, onda en
iyi olmaya çabalıyorum.
Ne yapıyorsam keyif alarak
yapıyorum, başkasının onayını ya da saygısını kazanmak öiçüm ve önceliğim
değildir.
Bir şeyi iyi yapmaktan keyif
almak ve daha iyi koşullarda varolabilmek adına çalışırım, benliğimi tatmin
etmek için asla çabalamam.
KAÇMAK VE KAÇINMAK:
Kaçmak ve kaçınmak yüzünden zor
sorunlarla yüz yüze gelmeme hep engel oldu.
Sonraki başka yeni zorlukların
ortaya çıkmasına yol açtı. Bitirilmemiş işlerin beklediğini, sorunların
çözümsüz kaldığını, yeni ve daha büyük zorlukların ortaya çıktığını gördüm.
Yaşamak ve istediklerimi
yapmak için sonsuz zamanımın olmadığının farkına vardım.
Sorunlardan kolayca kaçmakla,
aslında zorlu hayatın getireceği güzelliklerden kaçmak anlamına geldiğini
anladım.
Küçük kaçışların az da olsa
kaçma alışkanlığı yapacağını bildiğimden, hiçbir şeyden kaçmadım, yüzleştim. Bir
kere yoldan çıkmaya başlarsam, doğru yola girmenin kolay olmayacağını
anladım.
KISA VADELİ ÇÖZÜMLER:
Çabuk çözümler bir süre
kendimi iyi hissettirdi ama bağımlılık yaptı. (Çikolata, içki, ilaç).
Ye, iç, eğlen; çünkü yarın
olmayabilir şeklinde aklıma getirdiğim hazların kısa vadeli olduğunu anlayarak
gerçeklerden ve akılcılıktan uzaklaştığımın farkına vardım.
KAYIP:
Kayıp (Ölüm, para, mal, Vb.) konusuna dokunulmasını ve konuşulmasını yasak edip saklamaktansa açıkça konuşmanın sağlıklı olduğunun farkındayım.
Kayıp (Ölüm, para, mal, Vb.) konusuna dokunulmasını ve konuşulmasını yasak edip saklamaktansa açıkça konuşmanın sağlıklı olduğunun farkındayım.
KUŞKU:
Bir kötülük sezerek duyulan
korkudur ama bunda kesin yargı oluşturacak durum yoktur.
Bende kuşku olduğu zaman
karşımdakine geçtiğine ve olumsuz olarak ilişkileri bozduğunun farkına vardım.
KÖTÜ DAVRANIŞ:
Kötü davranış içinde olduğum zaman
kendimden hoşlanmam. Kendime kötü davranırım, çünkü kendimi beğenmem.
Kendimi reddedilmiş ve istenmeyen
kişi gibi hissederim, bir yakın arkadaşa çok fazla ihtiyaç duyarım.
Yanlışımın doğru olduğunu
söyleyecek bana hak verecek insan ararım.
Haklı yönlerimi öne sürer
haksızlıklarımın üstünü örterek haklısın veya doğrusun sözünü başkası tarafından
söylenmesini isterim ve beklerim.
Suçluluk, sevilmezlik,
utanma, inanç konularını tartışmaya açmaktan kaçınırım.
Yanlışlıkları yumak haline
getiririm.
KORUYUCU yaklaşım ölçülü ise
iyi sonuçlar verir.
KURUNTU ( Kötü olanakları
akla getirip üzülmek):
Bir durumun muhakkak olumsuz
zorlukları ve zorlamaları olacaktır.
Bu durumun sonuçta mutsuz ve
bitkin bırakacağını inandığım zaman kuruntuda olduğumun farkına vardım.
Bu zorlukları keyifle
karşıladığım zaman iyi sonuçlar aldım.
KABULLENMEK:
Kabullenmekten kaçtığım her an
zarar ettiğimin farkına vardım. Red ve inkâr etmenin olumlu duygularımı yok ettiğinin farkına vardım.
MUTLU:
Mutlu insanların,
standartlarının (herkesçe kabul edilebilir ölçü), değerlerinin (yararlı
nitelikleri) ve etiklerinin (toplun içinde nasıl davranılacağı, görğü
kuralları) ile makul (Akıllıca, akla uygun, akıllıca iş gören, anlayışlı, mantıklı,
söylenmiş ve söylenen sözlere önem veren) uyum içinde yaşayanlar olduğunu
gözlemledim. Mutluluğun güzellikle, sağlıkla, şöhret ile geldiğini inanmıyorum ve mutluluğu yok edecek özellikler olduğunu sonuçlara bakarak gördüm.
Kısa yoldan mutluluğa
ulaşmanın o an için keyif verici olduğunu, fakat uzun vadede düşündüğümde,
maliyetinin son derece yüksek ve üzücü sonuçlar yaratabileceğinin farkındayım ve
aklımdan çıkarmıyorum.
*RAVLİ