HAKSIZLIK:
Haksızlığa uğradığım zaman
kederleniyorum ve canım sıkılıyor. Ama bunun korkunç ve felaket olduğuna
inandığım zaman bunalıma girdiğimin, öfkelendiğimin, korku duymaya
başladığımın, işlerimi erteleyerek iş kaybına uğradığımın farkına vardım.
Doğru inanış olarak hayatın
adil olmadığını ve belli ölçüde haksızlığa katlanmam gerektiğini ve bunu doğal bir
davranış olarak kabul ettim.
Duygusal rahatsızlara engel
olmaya çalışarak ve soğukkanlılığımı koruyarak hayatıma devam etmeye
çalışıyorum.
Haklarımı öfkeyle savunmaya kalktığımda,
saldırgan olduğumun farkına vardım.
Öfkemin farkına vararak kendime
güvenen biri oldum.
Haklı olma isteğimden kurtulamadım.
Adeta düşüncelerimi bağlıyor,
başka bir kabule yanaştırmıyor, duygusal rahatsızlığıma sebep oluyor.
Haklı olma duygusu insanlarla
aramda sık sık büyük zorluklara neden olduğunun farkına vardım.
Herkesin kendi yönünden haklı
olduğunu farkettim ve kabul ettim.
HATA:
Hata yapma korkusuna
kapıldığım, başkalarının kızacağına inandığım zaman paniğe kapıldım ve bu
düşünceye karşı koymaktan kaçtığımın farkına vardım.
Hata yaptığımı fark ettiğim
zaman ilk iş olarak özür diledim ve meseleyi olabildiğince yoluna koydum.
Hata yapmanın herkesin özünde
olduğunu, bu da yapabildiğimiz ve yaptığımız anlamına geldiğini kabul ettim.
İyinin, kötünün, ortada
olanın karmaşık bir birleşimi olduğumuzu anlamaya çalışıyorum.
HOŞ GÖRÜ:
Hoşgörülü olmayı ve yardım severliği
öğrenmeye çalışıyorum. Asla hoşgörümden ve yaptığım yardımdan pişman olmam.
Sağlıklı kişilerin hayatın
tatlısı ya da acısına karşı hoş görülü olduğunun farkına vardım.
HİÇ BİR ZAMAN, HER ZAMAN:
Bu sözler bağlayıcı olduğundan ruh sağlığımı
ve akılcı biçimde yaşamımı engellediği için kullanmıyorum.
Duygularımı doğru tanımlamak
için bu kelimeleri hiç kullanmıyorum.
HAYAT:
Hayatın, istediğim şeyleri kolayca ve çabucak vermediğini anladım.
Hayatın, istediğim şeyleri kolayca ve çabucak vermediğini anladım.
Günlük yaşamın ayrılmaz
parçası olan tatlı ve acı olaylardan, çekilen eziyetlerden ve hayal
kırıklıklarından korkmuyorum ve acısız bir yaşam beklemiyorum.
HASTALIK:
Ruhsal olarak her insanda var
olduğunu kabul ediyorum. Peşin olarak herkesin ruh hastası olduğunu ve bunun
doğal olduğunu kabul ederek, kimin nasıl ve ne kadar tepki vereceğini asla
tahmin edemeyeceğimi biliyorum. HEMEN:
Hemen her istediğimi anında ulaşabilme beklentisimi kırmak zorunda olduğumun bilincine vardım.
Bu isteğin hayatıma egemen
olmasını istemiyorum.
Çocukken ihtiyaçlarımızın
hemen karşılanması alışkanlığını bu huyu oluşturdu, bu yanlışı hemen kontrol
altına alıp değiştirmeliyiz.
Hemen istiyorsam sabırsızım
demektir.
Sabırsız insanların kumara ve
hırsızlığa kolayca yönlenebildiğini gördüm.
Büyük çöküşlerin, çabuk
tuzağa düşmenin sebebi olduğunu anladım.
Olgunlaşma yolunda büyük
engel olduğunun farkına vardım.
HÜKÜM:
Kendim hakkında kesin hükümler
vermem. Bir davranışım için hüküm verdiğim zaman doğru olduğunu, ancak hayatımın
bütünü için hüküm vermemim çok yanlış olacağını bilerek asla kesin hüküm
vermem.
HEDEF:
Hedefe yönelirken doğal bir akış içerisinde olmaya çalışıyorum. Bilincimi (Eleştirici bir biçimde, kendi etkinliğinin farkında olan, farkına varma duygusu açık olan) bütünüyle hedefe kilitleyerek isterim.
Hedefe yönelirken doğal bir akış içerisinde olmaya çalışıyorum. Bilincimi (Eleştirici bir biçimde, kendi etkinliğinin farkında olan, farkına varma duygusu açık olan) bütünüyle hedefe kilitleyerek isterim.
HAFIZA:
Hafızama güvenmem, özellikle
kafam karışıkken, hemen kalem kâğıt çıkarıp not alırım, bir şeyi yapmayı
hatırlamam gerektiğinde beni çok sorundan kurtardığının farkına vardım.
ISTIRAP:
Istırap (Üzücü bir durum ya
da etkenin yol açtığı tasa, üzüntü, duyulan beden acısı) veren olguyla yüzleşirim.
Kendine acımayla ilgili olsa
da kısa sürede toparlanmak için çok önemli olduğunu anladım.
Sağlıklı bir düşünce için
yüzleşmenin ön koşul olduğunu biliyorum ve ilk bir kaç haftayı sıkıntılı atlattıktan
sonra yararlı olacağına inancım tam.
İLİŞKİLER:
İlişkilerimde karşımdakini
eşit düzlemde görerek seviye yaş farklılıklarını önemsizleştirdim.
İlişkilerimde iyilik,
karşındakinin bağımsızlık ve bireysellik ihtiyacına saygı göstermekle iyi
karşılıklı atmosfer oluşturduğunu anladım.
Herkesle eşit düzlemde ilişki
kurmaya çalıştım, böylece aranızdaki yaş farklarını önemsizleştirdim.
İyi geçinmenin çevrene güven
vermek olduğunun farkına vardım.
İDAALLER:
İdealleri terkettiğim zaman
ihtiyarlamaya başladığımın farkındayım.İDAALLER:
İHTİYAÇLAR:
İhtiyaçlarımı açık ve utanmadan tartışırım.
İŞLER:
İşler tek başıma büyük geldiği zaman kolay yapılabilecek şekilde küçük parçalara ayırdığım zaman geri kalanın göz korkutucu olmadığını gördüm.
İşler tek başıma büyük geldiği zaman kolay yapılabilecek şekilde küçük parçalara ayırdığım zaman geri kalanın göz korkutucu olmadığını gördüm.
Bu teknikle gözümde
büyütmeden hemen işe dalarak tenbellikten kurtuldum.
Boş ve faydasız durmak yerine
kendinle anlaştım, işe başladım, başlanan işin muhakkak biteceğine inancımı
tekrar ispatladım.
İşin başında rahatlık
beklemenin delice bir düşünce olduğunu öğrendim.
İşin doğası böyle olduğunu,
rahatlığın sonra geleceğini kabul ettim. İlk deneyimde başaramasam bile başka
işlerde yarayacak birçok deneyim edinmiş olduğumu gördüm.
İşin yapılmasında sızlanırsam
hiç bir şey elde edemeyeceğimi anladım.
Bir işin nasıl yapılacağını
bilmek ve öğrenmenin önemini kavradım.
İşi gerçekten yapana kadar, o
işin nasıl yapılacağını bildiğimi iddia etmedim.
İşin ne kadarının altından
kalkmış olduğuma bakarak kendimi ferahlattım. İşlerimi denetim altına aldıktan
sonra zevkli başka işlere yönelerek çalışmanın heyacanından hiç kopmadım.
İşlerin kötüye gittiğinde gevşemeyi ve sakinleşmenin yararını öğrenerek düzeltmek
için sağlığımı korumaya çalıştım.
Birtakım olayların dayandığı
neden ya da bu nedenlerin yol açtığı sonuçları değiştiremeyeceğimi kabul ederek
bunalıma karşı kendimi korudum.
Bu gerçeği yaşadıkça daha olgun
bir insan olmaya başladığımın farkına vardım.
İLETİŞİM:
Baskı altında olduğum zaman,
gerilimi çevreme bulaştırdığımın ve iyi bir iletişimi olanaksız hale
getirdiğimin farkına vardım. Ortak bir zemin oluşturduğum zaman iyi iletişimin
kurdum ve endişelerimin üstesinden geldim.
Çaba gösterdiğim zaman
başardım.
Öğüt vermek, hiddetlilik,
kızgınlık gibi davranışların iyi iletişim sağlamadığını gördüm.
Çevreme huzur ve güven
verebildiğim zaman iletiş kolay oldu.
İsteklerimi tanımlayarak
tanımaya, ulaşmak için çalışıp çabalamaya, engel olan durumlardan kurtulmak
için problemleri çözmenin öneminin farkına vardım ve önemsedim.
İNSAN.
İnsan olduğum için, çok
sayıda isteğe sahibim.
Arzularımızdan bazıları
hafif, bazıları ılımlı ve bazıları da güçlü olarak etkiliyor.
Çevre olgularını (Birtakım olayların dayandığı neden ya da bu
nedenlerin yol açtığı sonuç) kendi isteklerime uyğun değiştiremeyeceğimi kabul
ediyorum.
Bu gerçeği yaşadıkça ve öğrendikçe
daha olgun bir insana dönüşüyorum.
İnsanların inanılmaz derecede
karmaşık canlı olduğunu peşinen kabul ediyorum.
İnsanın birçok yeteneğin,
davranışın, niteliğin ve karekter özelliğinin birleşiminden oluştuğu gerçeği
açıkça ortada.
Üstelik zamanla insanın
özellikleri hiç durmadan da değiştiğinin farkındayım.
İnsanın yaparak kalıcı
bilgiyi depoladığını öğrendim.
İnsan olarak her an
yenilendiğimin, değiştiğimin, olgunlaştığımın farkında olarak uyum sağlamaya
çalışıyorum.
Olduğum gibi kalmak imkânı
yoktur, ya ilerlersin ya da gerilersin. Her şeyin değiştiğini gözlemlerken
olduğum gibi kalmaktayım diye ısrar ve iddia edersem kendini aldatmış olurum.
İnsan iyi de kötü de davranan, ancak gelecekte
daha iyi yapma gücünü elinde bulunduran, hata yapabilen biri olduğunu kabul
ettim.
Bir işte başarısız olduğum
zaman kendimi kınamam. Kendimi değersizleştirmem.
Çok kişi tarafından onaylanma
ve daha başarılı olmak da isterim. Değersiz bir insan değil, bazen istediği
kadar başarılı olamayan, istediği sonuçları alamayan bir kişiyim.
Hiç kimse hatasız değildir. İnsanlar
kendi değerlerine göre yargılanmazlar, fakat kendi kökenlerine uygun olarak
ayırıma tabi tutulurlar. İnsanların sıkıntıdan kaçtıklarını bildiğimden çevreme
sıkıntı vermemeye çalışırım.
Çevremdekiler sıkıntılardan
hemen kurtulmaya çalışacaklarını ve kendilerine en kestirmeden ferahlatacak
yolu seçeceklerinden uzun süreli beraberlik beklemem.
Zayıf öz-disiplinli insanların
inanmak istedikleri şeylere inanabilmek için akla gelebilecek en uçuk mazeretlerin
arkasına saklandıklarına çok şahit oldum.
İDDİA:
Bir şey gerçekte ne ise,
ondan farklı olması gerektiğini iddia etmem, kendimce anlam yüklemem ve buna
gerçek demem, doğru demem.
İLHAM:
İlham gelsin de işe
başlayayım demem.
İlham işe başlayıp kendimi
harekete geçirdiğinizde geldiğini bilirim ve çalışma hızıma göre devam ettiğini
bilirim.
İlham, çalışırken
sıkıntılarımı, engellerimi aşmak için yardıma geldiğinin farkında ve
bilincindeyim.
İŞİ AĞIR:
İşi ağırdan aldığım zaman
başıma büyük sorunlar geldi. Yaptığım işi severek kabul etmediğimi anladım.
Yanlış yaptığımın farkında
değildim ama ikaz ve öğüt verilince düzelteceğim cevabı vererek düzelttim.
Kendimi değerlendirdiğimde
hoşgörü yokluğu ile tedirginlik ve baş kaldırış yaptığımı anladım.
Değerlerime karşı tehlike olduğuna
inanmışım ve değerlerimi korumak adına bu yanlışı yapmışım.
Çok bahanelere sığındığımı
şimdi daha iyi görüyorum.
Yaptığım işi en iyi yaparsın
diye bana vermesine rağmen, yarışmaktan korktuğum için işi yavaştan almış
olduğunun bilincine vardım.
Gücendiğimi doğrudan söylemek
yerine işi geciktirip, kalitesiz iş çıkartmışım.
Hileye başvurmuş olduğumu,
kendini kandırdığımın farkına vardım. Her insanın farklı beğenisi olduğundan,
kendi yapmak istediğini yapanı beğendiğini üğrendim.
Kendimi bilinçli olarak
cezalandırdığımı ama karşılığında hiç bir şey kazanmadığımı gördüm.
Bir işi yapmak için çaba
harcadığım müddetçe gelişmenin olacağını gözardı etmemeyi öğrendim.
İŞSEÇİMİ:
İş seçerken zevk veren,
yapmaktan keyif aldığım işleri imkân varsa seçerim.
Uzun vadeli amaçlarıma uyum
içinde olmasına dikkat ederim. İşi yerine getirmeden önce rahat etmeyi beklemem,
kendime tam olarak güven duymayı beklemeden işi yerine getiririm.
Sonucunun ne olacağından kimsenin
emin olamayacağını biliyorum.
İşi yapmak için beni
heyacanlandıracak bir şeylerin ortaya çıkmasını beklemem, işi yaparım böylece
hayatım boyunca çok az iş yapmış olurum.
İş için çok çaba harcadığım
zaman ustalaştığımı ve o işten o derece keyif almaya başladığımı anladım.
İLİŞKİ:
İlişki kurduğum, değer
verdiğinim kişi ile dostluğum sona erince pişmanlık ve üzüntü duygusu
yarattığını gördüm.
İDEALLER:
İdaallerimizi uygun biçimde
yaşamak olanaksızdır. En azından onları sürekli aklımızda tutabiliriz.
İHTİYARLIK:
İnsan ideallerini(mükemmel olma yolunu) terk
ederse ihtiyar olacağının farkındayım.İYİ HİSSETMEK:
İyi hissetmeyi sağlamak için olumsuz fikirleri aklıma sokmuyorum.
İYİ YAKLAŞIM:
İyi yaklaşımı karşındakini memnun etmek için düşünmem ve davranışlarıma zerafet (zariflik, naziklik, incelik.
Davranış, söyleyiş, giyim
kuşam inceliği) vermeye çalışarak yani beğenilir olmak için uğraşırım.
İHANET:
İhanete uğramadıkça güven duymaktan vazgeçmem.
İyi bir ilişki için güvenin
en yüksek önceliğe sahip olduğunu biliyorum.İhanete uğramadıkça güven duymaktan vazgeçmem.
İNCİNMEMEK:
İncinmemek için, karşımdakinin her türlü yaşam tercihlerini gözetler ve tercihine saygı gösteririm.
İncinmemek için, karşımdakinin her türlü yaşam tercihlerini gözetler ve tercihine saygı gösteririm.
İNANÇLAR;
İnançlar konuşulur ama hiç kimsenin inancını tartışmaya açtığını görmedim. Tartışmaya kalkarsan ilişkiler bozulur.
İnançlar konuşulur ama hiç kimsenin inancını tartışmaya açtığını görmedim. Tartışmaya kalkarsan ilişkiler bozulur.
İNANMAMAK:
İnanmadığım bir şeye başkasının inanması için çalışmam ve beklemem.
İnanmadığım bir şeye başkasının inanması için çalışmam ve beklemem.
İNCELİK:
İncelik olması için farklılıkların farkında olmalıyım.
İncelik olması için farklılıkların farkında olmalıyım.
İNAT:
İnat ettiğim zaman kendimin daha güçlü olduğumu ispat etme niyetinde olduğunu anladım.
İnat ettiğim zaman kendimin daha güçlü olduğumu ispat etme niyetinde olduğunu anladım.
İntikam duygusunun tüm
kararlarımda hâkimiyet kurduğunu gördüm.
Sonucu biliyor olmama rağmen
tekrar isbat etmek için uğraştığımı anladım.
Otoritemi kaçırma korkusu ile
ikna edilmeyi kendime kapadım. Zengini hayırsız evlatın, orta halliyi süslü
avradın, fakiri inatın mahfettiğini gördüm.
İYİMSERLİK:
İyimserlik yolundan giderek, kendimi sevdim.
İyimserlik yolundan giderek, kendimi sevdim.
Bu yöntem beni belli
aşamaları geçerek gerçekçi hedeflere ulaşabilmek olarak tanımlama sağladı ve
başarıya ulaştırdı.
İSTENMEDEN YAPILAN İYİLİK:
İstenmeden iyilik yapmak
sadece aile arasındadır.
Aile dışında biri benden
isterse ve imkânım ölçüsünde, karşılık beklemeden yaparım.
İCABINI YAPMAK:
İşin ve durumun ifade şekline
takılmadan, olumlu yönünden algılarım ve durumun gereğini yaparım.
Kaçmam, ertelemem ama
zamanlama yaparak en iyi seçimi yapar, çözüme ulaştırırım.
*RAVLİ