DIŞLANMA KORKUSU:
Reddedileceğimden korkarak
farklı fikir söylemekten çekindiğim zaman bu korkuyu duydum.
Başkaları kızdığında paniğe
kapıldım, bu kötü davranışlarıma karşı koymaktan kaçtım.
Cesaretim kayboldu.
Bu korku yaşantımda iyice
yaygınlaştı.
Dışlanacağımı zannederek insanlara
güvenemez oldum. Başkalarıyla uzun süreli samimi olmak istedim ama olmayacağını
birkaç deneyim sonunda anladım.
Sevdiklerimle beraberliğimi
artırarak ve yabancıların yanında az konuşarak korkumu yendim.
DÜŞÜNMEK:
Hiç kimsenin benim gibi
düşünmesini beklemiyorum. Düşündüğüm mutlaka o şeyi gerçekleştirmekle
sonuçlanacak değildir.
Kabul edilemez düşüncelerimi
ve hislerimi diğer hislerimden ayırdım.
Bu düşüncelere hoşgörü göstermemin
ve gerçekleşmesinin zor olduğunun farkına vardım.
Akılcı olmayan şekilde düşünmeye
eğilimim olduğu zaman, berbat veya
felaket olarak görmüyorum, üstesinden gelinebilecek bir sorun olarak görüyorum.
Düşünme tembelliği yaptığım
zaman, düşünmemek daha kolay geldi.
Az düşündüğüm zaman hiçbir
şeyi düşünmek istememeye başladım.
Düşündüğüm zaman rahatsız
olduğum şeyden kaçıyorum ama yüzleşmek için zaman kaybettiğimin farkındayım.
Geçte olsa önüme gelerek
yüzleşeceğim ve gereğini yapacağımın farkındayım.
Neden bir an evvel
halletmeyeyim.
Biriktirirsem diğer
sorunlarla karışarak bulanacağının, çözümün daha zor olacağının farkındayım.
DENETLEMEK:
Denetleyemiyorsam,
değiştiremiyorsam oluruna bırakırım.
Denetimi elimde tutamazsam,
öfkeleniyorum, suçluyorum, inciltiyorum, dışlama yapıyorum, acı duyuyorum.
Değişmesi için baskı yaptığım
zaman öfkemin alevlendiğinin farkına varıyorum.
Sert ve sakin olduğum zaman
başarı sağlayabiliyorum.
Kavgaya sebep olmasına izin
vermiyorum.
Nazik (İnce, terbiyeli, saygılı,
güzel, zarif) olduğum zaman sakinliği sağlıyorum ve işbirliğine ortam
hazırlıyorum. İyi olan şeyleri ödüllendirerek kalıcı olmasını sağlıyorum.
DİNLEMEK:
Dinleyenin çok özel bir yetenek gerektirdiğinin farkındayım.
Dinleyenin çok özel bir yetenek gerektirdiğinin farkındayım.
İyi dinlemek için hoşgörü ve
anlayış gerektiğini biliyorum. Anlatanın anlaşılmak için yürekten bir ricasını,
kaygısını gözden kaçırmamaya çalışıyorum.
Herkesin iyi dinleyiciyi
sevdiğini biliyorum.
Aralıksız konuştuğum zaman
sinirli gerilim yarattığını biliyorum. Saygı ve sevgi kazanmak için sabırla ve
ilgiyle dinlemeye hazırlıklı olmanın önemini biliyorum.
Anlatılanları dikkatlice
dinleyip, karşındakinin ne amaçla söylediğini göz önünde tutarak ve kendi
yargılarımı oluşturuyorum.
DİNLEMEK:
Dinlerken yönümü anlatana doğru çeviririm.
Gözlerine doğru bakarım. Dinlerken yönümü anlatana doğru çeviririm.
Gülümserim.
Hem ruhsal hem fiziksel
olarak dinlemek için dinlerim.
Esnersem dikkatli
dinlemiyorum anlamı çıkartırım.
İyi dinlemek hoşgörü ve
anlayışın önceden geliştirilmesi gerekliliğini biliyorum.
Tümüyle dikkat kesilip
yürekten gelen ricayı gözden kaçırmamaya çalışırım.
Bu ricayı çok önemserim.
Herkesin iyi dinleyiciyi
sevdiğini biliyorum.
Aralıksız konuşmalarda
sinirleniyorum ve geriliyorum.
Saygı ve sevgiyi kazanmak
için sabırla ve ilgiyle dinlemeye hazırlıklı olmanın öneminin farkındayım.
DEĞİŞMEK:
Değişmenin çok zor olduğunun farkındayım.
Başkasının değişmesini
istediğim zaman önce kendimi değiştiriyorum.Değişmenin çok zor olduğunun farkındayım.
Değişmek istediğim zaman
istekle çalışmaya hazırlanıyorum.
Önce eski değer yargılarımı
yok sayarak genel beğeni olanı anlamaya çalışarak yaşantımın bir parçası etmeye
çalışıyorum. Değiştirmeye çabalıyorum fakat değiştirilemeyecek şeyleri de kabul
ediyorum.
Bu iki durum arasındaki bilgeliğe
sahip olarak sınırları zorlamıyorum.
Kendimi değiştirmenin çok güç
olduğunu biliyorum ama değiştirmezsem her şeyin daha zor olacağı da bir gerçek
olduğunu biliyorum.
Böyle düşünmeye kendimi ikna
etmeye çalışıyorum.
Rahatsızlık duyacağımın
farkındayım, fakat bu rahatsızlığa iyi sonuç almak için katlanmalıyım,
katlanabilirim.
İyi bir ruh haline neden
kavuşmayayım.
Gönülsüzce çaba gösterirsem,
çabalarımın etkisiz olacağının farkındayım.
Değişmek demek, eski
alışkanlıklarını yıkmak ve yenilerini geliştirmek amacıyla düşünce, hissetme ve
eylem biçimimizi değiştirmek demektir, bunun farkındayım.
DUYGULAR:
Duygular olayları değerlendirme
ve düşünme biçimime göre oluştuğunun farkındayım.
Duygularımın oldukça
farkındayım (anlaşılmak, değeri bilinmek, görülür olmak) gibi fakat bazen
başkalarının duygularının farkına varmakta yetersiz kalıyorum.
Gerçek duygularımı saklamaya
çalıştığım zaman kendimi tanıyamıyacak kadar yabancılaştığımın farkına
varıyorum. Kendimi olduğumdan başka biri olarak göstermemeye özen gösteriyorum.
Duygularımı dürüstçe, fakat
özen ve incelikle iletmeye çalışıyorum. İçtenliğimi dışa vurmakta esnek olmaya
çalışıyorum.
DUYGUSALLIK:
Duygusal açıdan sağlıklı olan kişilerin; kendilerine veya başkalarına katı yada mutlak kurallar koymadığını gördüm ve bu düşünceye yaşamımda özenle yer vermeye çalışıyorum.
DÜNYA:
Dünyanın tümüyle iyi ya da tümüyle kötü olmadığını, iyiyle kötünün bir karışımı olduğunun farkına vardım.
Dünyanın tümüyle iyi ya da tümüyle kötü olmadığını, iyiyle kötünün bir karışımı olduğunun farkına vardım.
Dünyada kesinlik olmadığını,
belirsizliklerin varlığını kabul ettim.
Dünya’da değersiz hiçbir
insan olmadığını, sadece değersiz davranışlar olduğunun farkına vardım.
Dünya’nın kendi kuralları var
ve ona göre işliyor, sizin ya da benim kurallarımız kendimizi aldatmak
olduğunun farkına vardım.
DENGE:
Denge elde etmeye çabaladığım zaman, anlamlı hedeflerin peşine düştüğümün duygusuna ve rahatlığına kavuştum.
Denge elde etmeye çabaladığım zaman, anlamlı hedeflerin peşine düştüğümün duygusuna ve rahatlığına kavuştum.
DENETİM:
Denetimi bilimle yaparım, duyğularımla değil.
Doğanın işleyişi ile uyumlu
olmasını ve hoşlanıyor olmamı önemserim. Denetimi bilimle yaparım, duyğularımla değil.
Sınırlarımı bilirim ve
önemserim.
Seçme gücüne sahip olduğum
zamanı, istek ve hedeflerim doğrultusunda yaşamımı yönlendirmek için kullanırım.
DÜŞÜNCEDE TERCİH:
Düşüncelerimde ne zararı ne
de mutlu olmayı öne çıkarırım, yaşamın tadına daha çok varmaya çalışarak
akıllıca davranırım.
DEĞER:
Değersiz bir insan olsaydım, tamamen
değersiz olan bir ruha, bir öze sahip olduğum anlamına gelir ki ki doğru olmazdı.
Değer taşıyacak takdir
edilecek birçok iş yaptım.
İnsanın inanılmaz derecede
karmaşık canlı olduğunu gördüm. Birçokyeteneğimin, davranışımın, niteliğimin ve karekter özelliğimin birlişiminden oluştuğunu anladım.
Tek bir niteliğe göre insanın
kendisini değersiz ilan etmesi dünyanın en saçma şeyi olduğunun farkına vardım.
İnsanın özelliklerinin
tartılamaz ve ortalamasının alınamaz olduğunu anladım.
İnsanın özellik ve yetenekleri
bu kadar farklı olunca yargılama yeteneğimin ve yetkimin olamayacağını anladım.
DEDİ KODU:
Dedi kodunun, mutlu arkadaşlık
için ölüm olduğunun farkındayım. Başkasının yalanı, çarpıtması, abartması,
kendince ilave yapması, kin ve nefreti araya katması arkadaşlığı bozar.
Bozmaması için söylenene
inanmadan önce savunmasını yapması için kendisine söyledikten sonra değerlendirilmesinin
doğru olduğu inancındayım.
Daha iyisi böyle söz
söyleyenden uzak durmaktır.
Çünkü huyu bozuktur.
DENEYİM:
Deneyim, öz-disiplin kazanmamışa yaptığı işin sonuçlarını öğreten öğretmen olduğunun farkına vardım.
Deneyim, öz-disiplin kazanmamışa yaptığı işin sonuçlarını öğreten öğretmen olduğunun farkına vardım.
Hiç çaba harcamadan sorunun
çözülmesini istediğim zaman zor durumdan kurtulmak için kaçmaya çalıştığımın
farkına vardım. Deneyimlerime devam ettirdikçe öğrenmenin de devam ettiğinin
farkındayım.
Denemenin çaba harcamak
olduğunun farkındayım.
Çaba harcadığımda ve bir
sonraki denememde bir öncekinden öğrendiklerimden yararlanarak yetkinliğimi
artırdığımın farkına vardım.
EĞİTİM:
Eğitimi çok gördükçe eşsizleşip, sıradanlıktan çıkıp sayılı insan olacağımın farkına vardım.
Eğitimi çok gördükçe eşsizleşip, sıradanlıktan çıkıp sayılı insan olacağımın farkına vardım.
Eğitim olmadan kazanımlarımı
elde bulundurmanın ve doğru kontrol etmenin zor olacağının farkındayım.
Eğitim aldıkça yalnız bilgi
birikimi gerçekleşmedi, devamında temel bir değişim süresine de girdim.
Belli bir eğitim derecesinden
sonra nitelik bakımından farklı bilgeliğe, merhametli olmaya, meraklı olmaya,
ilginç olmaya ulaştım sonunda da sağlıklı bir insan yaptığının farkına vardım.
Yalnız kalma korkusunu hiç duymadım.
ENDİŞE:
Üzüntü ile düşündüğüm zamanlar
oluyor.
Sorunların güçlük çıkardığını
kabul ediyorum fakat kesinlikle korkuya kapılmıyorum.
Gönlümü üzüntüye kaptırarak
enerjimi boşa harcamıyorum. Dikkatimi sorunun üstesinden gelmenin yolları
üzerinde yoğunlaştırıyorum.
EMİNLİK:
Korkusuz, önemsenen,
güvenilir ve kendime güvenen olmak istiyorum.
Deneyim yaparak kendime
güvenim artıyor ve işin sonunda kendimden emin oluyorum ve yapa yapa rahata
kavuşuyorum.
Bakmakla, beklemekle, kaçmakla eminlik hiç kazanamadım.
Doğru
yapmaya çalıştıkça eminliğe ulaştığımın farkına vardım.
FANATİKLİK:
Fanatik düşündüğüm zaman, düşüncelerimi dikkatle incelemediğimin farkına vardım.
Fanatik düşündüğüm zaman, düşüncelerimi dikkatle incelemediğimin farkına vardım.
Zamanla inançlarımla,
aşırılığa vardığımın ve düşünce ölçüsünü kaybettiğimin farkına vardım.
Tek yanlı bir görüş
olduğundan farklı görüşlerin olduğunu ve bunu insanların savunmaları gerçeğini
kabul etmediğimi anladım.
Fanatik görüşten vazgeçip serbest
bölgeye, tarafsızlık noktasına ulaşmayı başarınca her toplulukta mutlu olabildiğimi
farkettim..(Sanatkarlar, artisler, yazarlar,ressamlar, müzisyenler)
ESNEKLİK:
Esnek olmam için içtenlik, dürüstlük, özen ve incelikle duyuş ve düşüncelerimi iletmek ile sağlandığının farkına vardım.
Esnek olmam için içtenlik, dürüstlük, özen ve incelikle duyuş ve düşüncelerimi iletmek ile sağlandığının farkına vardım.
FARKINDALIK:
Farkında olmadığım zaman sert
konuşuyorum, isteksiz oluyorum, şikâyet ederek ortada dolaşıyorum, tahammül
etmeyi öğrememiş olduğum ortaya çıkıyor.
Mızmızlanıp, üzüldüğüm zaman
oluyor.
Bu durumu kendime açıklamak
istiyorum.
Açıklık getirdikten sonra
sertliğin yerine anlayış ve yakınlık tavrının geldiğini gördüm.
Bir soruna karşı mücadele
edebilmenin ilk koşulu, onun farkında olmak olduğunu öğrendim.
Farkına varmanın düşünce
kapısının anahtarı olduğunu anladım.
FİKİR:
Fikir farklı ise yaptığıma karşı olabiliyorlar.
Planımı yeniden düşünmek ve
daha iyi plan yapabilmek için yeterli zaman ve zemin arıyorum. Fikir farklı ise yaptığıma karşı olabiliyorlar.
Fikri olan biriyle tanışırsam
ortaklık kurmak isteğim artıyor, kuramazsam bile söylediklerini yapan, kendini
denetleyebilen, iradeleri (İsteme, buyruk, birşeyi yapmaya veya yapmamayı
belirten iç güç) ile belli başarılar kazanmış kişilere yakın olmaya çalışıyorum.
GENÇ:
Genç akrabamla anlaşmayı istiyorum ama bunun kolay olmadığının farkındayım.
Genç akrabamla anlaşmayı istiyorum ama bunun kolay olmadığının farkındayım.
GEÇİNMEK:
Geçinmenin temel kuralının ilgili kişiye güven vermek demek olduğunun farkındayım.
Geçinmenin temel kuralının ilgili kişiye güven vermek demek olduğunun farkındayım.
GÜÇLÜLÜK:
Güçlülüğünü hissetmek için başkalarını aşağılama ihtiyacı duyan kimseler tehlikeli olduklarından, uzak durmaya çalışırım.
Güçlülüğünü hissetmek için başkalarını aşağılama ihtiyacı duyan kimseler tehlikeli olduklarından, uzak durmaya çalışırım.
GÜLMEK:
Kendime gülebilirdiğim zaman
çevreminde benimle beraber güldüğünün farkına vardım.
GERÇEK
Gerçeği kabullenmek için
sıkıntı duyacağımı biliyorum ama katlanabilecek gücüm olduğundan yürekli
davranıyorum.
Nasıl olsa bir şekilde gerçekle
yüzleşeceğim.
Koşulları, hoşlanmadığımı,
birşeyler yapıp yapmayacağıma ortaya koyarak izleyeceğim yola karar veririm.
Gerçek, hayal ettiğimin dışında
olduğundan katı geliyor.
Gerçek; zamanı koşulları,
sınırları, zorlukları ile kendini gösteriyor.
Yapmak istediğim her şeyi hemen
yapamayacağımın farkındayım. Hayatın gerçeklerinden kopup hayal ile hayata
bakarsam, keşke diyenler içinde kendimi bulacağımın farkındayım.
GÖNÜLSÜZLÜK:
Gönülsüzlük gösterdiğim
çabaların etkisiz kaldığını gördüm. İşi ağırdan aldığım zaman hoşgörümün
azaldığını, memnuniyetimin kalmadığını gördüm ve yaptığım işi bıraktım.
GELİŞMEK:
Gelişmek için devamlı ve çok
çalışmam gerektiğini, gelişmiş kişileri gözleyerek öğrendim.
İşe başlamadan gelişmenin olmayacağını
anladım.
Hedefime ulaşana kadar çalışmak
gerektiğini biliyorum.
Rahat etmeyi beklemiyorum.
Rahatliğin işin sonunda
geleceğinin farkındayım.
GÜVEN:
Güven duymak istiyorum,
sorunların üstesinden gelmek istiyorum, o halde çalışmam ve denemen gerekli.
Alıştırmalar yaparak
başaracağıma kendimi ikna ediyorum.
İnsanın kendine güveninin
ancak bir şeyi yaparak geldiğinin farkındayım.
Bunun başka bir yolunu
bulamadım, yok.
Bu tanım basit ama böyle.
Güvenin iyi bir ilişki için
yüksek önceliğe sahip olduğunun bilincindeyim.
Güvenin, karşı güveni
oluşturduğunun farkındayım.
Güvenin öncelikli ve doğrudan
bir yaklaşım biçimi olduğunun farkındayım.
Mesafeli tavırlardan kaçınırım.
Eleştiriye açık durumdayım ve
eleştiriye katlanabilir ve sonrasında yararlanabilirim.
Vaaz vermem veya patronluk taslamam.
Karşımdakini baskı altında
tutmanın yanlış olduğunu bilirim. Hataları, cesareti kırmayacak bir biçimde
göstermeye çalışırım.
GELİŞMEK:
Gelişme sağlayacak fırsat bu
gün içindir.
Yarına bırakırsam koşulların
değişeceğinin ve geç kalacağımın farkındayım.
Başarılı yaşama yeteneğimin
işleri yarına bırakmamakla olduğunun farkındayım.
Bu davranışınla; hayatı
doyasıya yaşama fırsatlarını kaçırmamamı sağladığının farkındayım.
Gelecek sadece sorunlar
olarak gelmeyecektir, imkânlar ve fırsatlarla gelecektir.
Kendimi gelecek korkusuna
terk ederek bunalıma girmem, şimdiden kendimi bilmeyen, kör ve sağır hale
getirmem.
Yani üç maymunu oynamam.
Bir şeyi mükemmel yapıp
yapmayacağıma bakmadan çalışırım.
Hatalarımı çalışırken daha
iyi görür ve sonrasında bunları düzeltir, böylece aynı işi bir daha ki seferde
bu yeni kavrayışla denemekten çekinmem.
Bu sürenin tümünün, gelişmeyi
sağlamanıza olanak sağladığının farkındayım.
GENÇLİK:
Gencim diyerek inançlı, özgüvenli, umutlu oldum.
Gencim diyerek inançlı, özgüvenli, umutlu oldum.
Bu dünyadan, insanlardan ve
sonsuzluktan ne kadar güzellik, umut, neşe, cesaret, kibarlık ve güç mesajı
aldıysam, o kadar kendimi genç hissettim.
Kuşkularım, korkularım,
kaygılarım, öz-güvensizliğim, üzüntüm, düş kırıklıklarım olduğu zaman kendimi
yaşlı hissettim.
GEÇİNMEK:
Geçinmenin (anlaşarak yaşam, her
konuda birbirine uymak), ister yüksek, ister daha aşağıda olsunlar, pek çok
kişi için zor olduğunu gördüm.
Altyapılarına bakmaksızın her
bireye saygı gösteren kişilerin iyi geçindiklerinin farkına vardım.
*RAVLİ