Üstündeki hırka ve başındaki külah nedir?
Dedi, derviş onlar yüce
yüktür.
Hırka kabrim, külah mezar
taşım.
Dedi, ölü olan ne söyler ey dede?
Kimse işitmedi bu dünyada.
Dedi, sen işitmedin mi? Sevilen
büyük.
Kabirde soru ve hem cevap
var.
Dedi, ölü raks eder mi? bu
dünyada.
Niye ara sıra raks gibi edersin
ey dede?
Dedi, kendinden geçen önceden
Sur sesini duyar.
Olan o zaman, ustalaşmış
yakın olanlar oynar.
Dedi, gizlenen nedir daire
şeklindeki oyunun.(Sema)
Bu tarikat yoludur, Mevlevi
yoludur dedi dede.
Dedi, Bu gizlenene ulaşmak
için kendini kaybetmek gerek.
Nereden geldin isen oraya
gitmen gerek.
Dedi, bu gelinen yer sonraki yaşama
ait gizlenendir.
Anlatıp durur bilgin yaşlımızdan
biri.
Dedi, şeyhin gizlediği nedir?
Ver cevap.
O yerinde durmayan bir güneştir.
Dedi, işit benden bu dünyanın
büyüğü.
Sana işaret diliyle
açıklayayım.
Geçmişte halk topluluğu yok
idi.
Yaratılmışlar ve insan yok
idi.
Bir hazine idi gizlenen Allah.
Kendinden başka yok idi.
Ancak isimler ve sıfatlar
ayrı idi.
Kendinden başka büyük yok
idi.
Bilineyim istedi isim ve
özellikleriyle beraber.
Emredip yarattı ol emri
ile.(Kün)
O kendine büyük bir ayna
yarattı.
O ilah kendini görmek için.
İnsan Hakkın aynasıdır insana
hoşça bak.
Bütün özelliklerini insanda görürsün
hakkın.
Söyleyen temiz bir insan, nokta
kadardır.
Hızlı hareketinden ancak anlayabilirsin.
Noktaların yan yana
gelmesinden olur hat.
Hat düşünceyle oluşur, olmalısın
kibar.
Aklınla kâinatı daire
şeklinde düşün.
Seyreder olup bitenleri
insanlar ve cinler.
Dairenin iki tarafından
tutulduğunu bil.
Birini sağ biri sol diye
anla.
Aynada görünen dıştır, sağ
yanı.
Aynanın görülmeyen içtir, sol
yanı.
Karşısında duran rütbeli
insandır.
İnsan aynadaki görüntüsüdür
Rahman’ın.
Daire aklında nokta olarak
seyrettir.
Sana gelince noktayı tekrar devrettir.
Çünkü nokta aslına döner.
Aydınlık içinde her şey
görünmez.
Başa dön. Kâinatta Allah’tan
başka bir şey yok.
Doğru bir nokta ve olabilecek
şeylerdir.
Seyret daireyi kavrayışınla.
Âlem seyrederek bilinir.
Olgunlaşanlar aslına döndü.
Allah’tan başka kalmadı,
kaldı temiz insan.
Başa dön. Allah’ın selamıyla
o an.
Kuluna tesir eder o zaman.
Bu yolda olan kullara selam
olsun.
Kurtulur zan etmekten o an.
Birliğimizi bilerek aldın
kesin bilgi.(İlme’l-yakin)
Başa dön. Selam olsun size ey
inananlar.
Dinle ikinci devrin
işaretini.
Diyeyim o semanın manasını.
İkinci devre ulaşan Hak âşıkları.
Doğrusunu bilerek kendinden
yok olurlar.
Başa dön. Rab gösterir
kendini.
Söyler âşıklarıma selam
olsun.
Biri gördünüz, görerek
inandınız.(Ayne’l-yakin)
Ben kimim ki gözle göremem,
demez sağlam bilgili kişi.
Üçüncü devre seçilmiş kişi
geçer.(Hakke’l-yakin)
Buna derler gerçekliğine hiç
şüphesi kalmayan.
Kim diyebilir ölüme tam yok
oluş.
O ölüm bir daha ele
geçiremeyeceğin yok oluştur.
Sonra Hak ismiyle selam gelir
o an.
Der selam olsun ey âşıklar.
Ölmeden önce ölerek ölümden
kurtuldunuz.
Yokluk yolluyla bana yaklaşma
yolu buldunuz.
Şeyh olan kimse hak makamında
durur.
Varlığını yok edip ölmüş
şekilde durur.
O makam Haktan geleni çeviri
içindir.
Hak dilinden eder olur üç
selam.
Yakınlık işaretidir bu
davranışta olana.
Anlatır selamın manasını
büyük âlimler.
Büyük âlim, Rum diyarının
dinin güneşi.
Gösterip durur yakınlığın
gizlenenini.
İşittin bunu bu dünya büyüğü.
Kim olmak istemez evliya âşıkların
yolundan.
Çoktur gizlenenlere işaret.
Kimse bilmez, illa evliya
olmak gerek.
Başa dön. Mutluluk istemeyen
hiçbir zaman.
Evliya olmayı istemez o can.
Açıkta olanı göremeyen
gizliyi göremez.
Kötü yaşayışı olan kör sıçan
gibidir.
Dünyanın gözünü bağlamasına
izin veren.
Gözü doğruyu göremez olur.
Celaleddin-i Rumi güneşinden
olgunlaş.
Bu güneşten ışık alan Ay gibi
parlar.
Bilmelisin o yıldızları
toplayandır.
Yol gösterendir Celaleddin-i Rumi.
Güneş onun yanında küçük nur
parçasıdır.
Böyle parlak durur bu
büyüğümüz.
Yüzünün nurunda yanmak için
dolaşan pervaneyim.
Gece gündüz yanarım deli
gibiyim.
Kapısında ölü bir köpeğim.
Onun içindir ki âlemin
sevilenim.
Açıklama:
İlm-el-yakın; doğrusunu bilerek,
okuyarak öğrenilen kesin bilgidir.(bilgi ile)
(Hakkın kendini
gösterdiklerinden biri olduğunun farkına varıp bilmesi)
Doğru bilgilere ulaşarak,
kendi davranışlarını eleştiri yaparak yanlışların farkına vararak huyunu
düzeltme yoluna girersin.
Bu görünen âlemden
kirlendiğin ve yanlışı doğru olarak kabul ettirilenlerin açığa çıkması ve din
ölçülerine göre öne çıkartılıp, farkına varma sağlanır.
Bulandırılmış, karıştırılmış,
yanlış beğendirilmiş olan aklın doğru seçim yapabilen, yorumlayabilen hale
gelir.
Allah’ın huzuruna varmak için
ilk kişisel çalışmalardır.
Ayn-el-yakın; kendisini göz
ile görmüş gibi tereddüt etmeden inanmak.
(Bilgiyi bir görüş haline
getirerek yakınlaşma)(Hakkı kendisinde bulması)
(aklın bilinçli olmadığı bir
zaman mesela uykuda Hakkın kendini göstermesi ile görerek şüphelerden kurtulmak,
çünkü her akıl bunu anlayamaz, kavrayamaz, görüş yeri gönül aynasıdır.)
İnandıklarının üretilen bir
hayal olmadığını, doğru yolda olduğunu, var denenin gerçekte var olduğunu
gizlenen âlemden perdeleri kaldırarak sana gösterirler.
Bu gösterimler kişiye özeldir
ve kendinde olmadığın zaman örnek uykuda olur.
Bu gördüklerin unutturulur
çünkü bu yolu bilmeyenlere anlattığın zaman senin delirdiğini sanırlar.
Kalben bağ kurduğun
büyüklerimiz yardım ederler.
Allah’ın huzuruna varman için
yardım gördüğün ileri safhadır.
Hakk-el-yakın; Birliğe
ulaşmış kimselerin güveninin ve inancının eminlik oluşturarak öz güveni
kazanması.(vahdet)(bu bilgiyi kendisinin gerçekleştirmesi) (kendinin tüm özelliklerini
Hakkın özellikleriyle bütünleşmesi, yani kişisel özelliklerinin yok edilmesi)(Bu
yere Allah’ın seçtikleri ulaşır.)Artık Allah’ın huzuruna hazırlığın
tamamlanmıştır.
Birlik ruhunu almış ve
yaşamına katmışsındır.
Yaratanın sevdiği diğer
büyüklerimiz gibi hazırlanmışsın.
Kapıdasın.
Gir kulum hitabına çok
yaklaşmışsın.
Takdir Allah’ın.
Bu kapıdan büyüklerimiz dâhil
eksikliklerini tamamlamadan defalarca döndürülmüş ancak yine o kapıda o hitabı
duyana kadar vazgeçmemişlerdir.
Divane Mehmet ÇelebiAfyonkarahisar Mevlevi şeyhi.
*
RAVLİ