8 Aralık 2012 Cumartesi

MEVLANA VE TOPRAĞIN CEVHER OLUŞU

Meşhur bir bestekâr ve zamanın üstadı olan Kemal-i Kavval’in bir dostun sema’ında içinden:
“ Acaba bu sema’da benim tefime ne kadar para atacak? “ diye geçti.

Mevlana Hazretleri yerden bir avuç toprak alıp onun tefine attı ve
“ Al da gözüne sok” dedi.

Kemal-i Kavval tefinin altınla dolduğunu gördü. Mevlana bu gazele başladı:

“ Ey âşıklar!
   Ey âşıklar!
Ben toprağı cevher yapıyorum.

   Ey çalgıcılar!
   Ey çalgıcılar!
Tefinizi altınla dolduruyorum “

Neticede zavallı Kemal-i Kavval kör olup inledi.
O, bu terbiyesizlikten ötürü başına gelen felaketi anlatırdı.

                                       ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Neler öğrendik:

Mevlana Hazretlerinin insanı (topraktan yaratılan) cevher haline getirdiğini öğrendik.

Olay toprağın altı olmasıdır ama manası değersiz birini değerli hale getirdiğini öğrendik.

Sema’ya çıkılan bir ayine o çalgıcının ruhuyla katılma yerine kişisel çıkarını düşündüğünden dolayı başına felaket geldiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Ruhların semaya çıktığı bir ortamda, üstelik de Mevlana Hazretlerinin önderliğinde o ruhaniyete katılıp gitmek yerine dünyalık çıkarını düşündüğünden terbiyesizlik etmiştir.

Hiçbir zaman ulaşamayacağı yer ve makamlara gidecek yerde eline geçeceğini düşünmüştür.

Her zaman fırsat çıkmaz.
Fırsatları o an karar vererek değerlendirtmeliyiz.

                              *
RAVLİ

Popüler Yayınlar