“ Acaba bu sema’da benim tefime ne kadar para atacak? “ diye geçti.
Mevlana Hazretleri yerden bir
avuç toprak alıp onun tefine attı ve
“ Al da gözüne sok” dedi.
Kemal-i Kavval tefinin
altınla dolduğunu gördü. Mevlana bu gazele başladı:
“ Ey âşıklar!
Ey âşıklar!Ben toprağı cevher yapıyorum.
Ey çalgıcılar!
Ey çalgıcılar!Tefinizi altınla dolduruyorum “
Neticede zavallı Kemal-i
Kavval kör olup inledi.
O, bu terbiyesizlikten ötürü
başına gelen felaketi anlatırdı.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Mevlana Hazretlerinin insanı
(topraktan yaratılan) cevher haline getirdiğini öğrendik.
Olay toprağın altı olmasıdır
ama manası değersiz birini değerli hale getirdiğini öğrendik.
Sema’ya çıkılan bir ayine o
çalgıcının ruhuyla katılma yerine kişisel çıkarını düşündüğünden dolayı başına
felaket geldiğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Ruhların semaya çıktığı bir
ortamda, üstelik de Mevlana Hazretlerinin önderliğinde o ruhaniyete katılıp
gitmek yerine dünyalık çıkarını düşündüğünden terbiyesizlik etmiştir.
Hiçbir zaman ulaşamayacağı
yer ve makamlara gidecek yerde eline geçeceğini düşünmüştür.
Her zaman fırsat çıkmaz.
Fırsatları o an karar vererek
değerlendirtmeliyiz.
*
RAVLİ