Çelebi Hüsameddin’e bir
mektup yazdırdı.
Bu mektupta icap edeni
söylemiş ve mana incilerini delmişti.
Mübarek mektubunu sarığım
kenarına yerleştirip baş koydum ve Hüdavendigar’ın mübarek ayaklarını öptükten
sonra “ Eğer ağızdan söylenmesi lazım geleni benden sorarlarsa, ne söyleyeyim”
diye sordum.
Mevlana “ Sen orada ağzını
açınca gerekeni biz söyleriz” buyurdu.
Sultanın ve emirlerin
hizmetine ulaşıp Mevlana’nın selamını ilettiğimde, hepsi ayağa kalkıp ikramda
bulundular.
Pervane mektubu ayakta tatlı
bir eda ile okudu ve metnin her yerinde aferinler dedi.
Bizim isteğimize icabet
ederek Hudavendiğarın büyüklüğü hakkında benden “ Hüdavendigar ne yapıyor,
mübarek sıhhati nasıldır” diye sordular.
Ben o kadar hakikatler ve
ince şeyler söylemişim ki kendimden geçmişim.
Pervane ve emirler “ O
hazretten niçin uzağız” diyerek ağladı ve hayıflandılar.
Nihayet Pervane bana “ Çelebi
hazretleri sık-sık teşrif buyuruyorlardı, fakat bu seferki kadar sizi marifet
ve manalarla dolu görmemiştim “ dedi.
Ben hikâyeyi tekrar anlattım,
hepsi birlikte baş koyup aferinler dediler ve çok hediyeler gönderdiler.
*
Arkadaşlarının kendilerine
örnek edindikleri İbni Isfehsalar unvanı ile tanınan, müritlerin ariflerinden
ve şehrin emirlerinden birinin oğlu olan Çelebi Celaleddin (Tanrı ona rahmet
etsin) anlatmıştır.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Mevlana Hazretlerinin
telepati yoluyla aynı frekansta olan biriyle sözünü Konya’dan Kayseri’ye
ilettiğini ve o kişinin ağız ve dilini kullanarak lazım gelen sözü söylediğini
öğrendik.
İşte böyle yaren,
Bu gün bu tür işler yapabilen
vardır.
Bu gün telepati ile
görüşenler hazırlıktan sonra yaparlar.
Mevlana Hazretlerinin bu
özelliği doğal yapısından olduğunu öğrendik.
Düşüncenin gücü olan bu olayı
dervişlerde ileri safhalarda elde ederler.
*
RAVLİ