Tanrını yüzüne müstağrak
(batmış) olup halden hale geçiyordu.
Birdenbire bir sarhoş sema’a
girdi, delilikler etti ve kendinden geçmiş bir vaziyette Mevlana Hazretlerine
çarptı.
Aziz dostlar onu incittiler.
Mevlana “ Şarabı o içmiştir,
sarhoşluğu siz ediyorsunuz “ buyurdu.
Onlar “ Hıristiyan’dır “
dediler.
Mevlana “ O Hıristiyan ise
siz niçin korkmuyorsunuz?” dedi.
Bunun üzerine dostlar baş
koyup günahlarının bağışlanmasını istediler.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Olgunluğun en üst noktasına
çıktıkça huyumuzun yumuşak olacağını öğrendik.
İçki içmiş ve sarhoş olmuş
kişinin, Tanrı şarabı içmiş sarhoş kişilerin arasına girince iyice
sarhoşluğunun arttığını, delilikler yaptığını öğrendik.
Tanrı şarabı içenlerin sarhoş
olduklarını fakat başkalarına rahatsızlık vermediklerini öğrendik.
Sarhoşun kargaşasından daha
fazla kargaşa çıkarılmaması gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Olgunlukta yukarı
yükselenler; olan hoşa gitmeyen bir olayı büyütüp genişletmek yerine süratle
sakinleştirmeleri gerektiğini bu yaşanmışlıktan öğrendik.
*
RAVLİ