Kel Kemal diye tanınan ve
henüz tamamıyla olgunlaşmayan Kemaleddin-i Muarrif, arkasını Mevlana’ya çevirmiş
münkirlerle (veli olduğuna inanmayan) beraber gevezelik ediyorlardı.
Dostlar onu yakalayıp evin
sofasından dışarı attılar.
Dostların korkusundan
diğerleri de kaçtılar.
Medreseye döndüğümüz vakit
şeyh hazretleri:
“ Ey Çelebi Şemseddin eğer
acı olmazsan seni yerler,
Eğer kurt olmazsan seni
parçalarlar.
Kabalarla kaba,
Naziklerle nazik ol” dedi.
ŞİİR:
“ Kötülerle kötü, İyilerle iyi ol.
Güle karşı gül,
Dikene karşı da diken ol ”
“ Dostlukta,
Akıllı dost lazım.
Elinden geldiği kadar akıllı
insanı dost edin “
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Tanrı erine sırtımızı
dönmememiz gerektiğini öğrendik.
Bulunduğun toplumda büyük
olanın hareketlerine göre söz ve davranışımızı ayarlamamız gerektiğini
öğrendik.
Acı bir şekilde olarak
(olgunlaşmamış) gözükmemiz gerektiğini öğrendik.
Dikkatli olmazsak saldırıya
uğrayabileceğimizi öğrendik.
Kabalara karşı kaba
davranışlarda olmamız gerektiğini öğrendik.
Nazik insanlara karşı nazikçe
davranmamız gerektiğini öğrendik.
Kötülere karşı kötülük
yapmamız gerektiğini öğrendik.
Dalayıcı batırıcı söz
söyleyenlere karşı bizim de aynı karşılığı vermemiz gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren;
Karşımızdaki yabancı kişinin
ne olduğunu hemen anlayıp benzer davranışlarda olmamız öğütleniyor.
Dostlar arasındaki davranış
başkadır.
Buradan şunu anlamalıyız ki
karşımızdaki kişi kendisine nasıl davranılmasını istiyor ve beğenisinde ne ise
ona uygun örnek söz ve davranışlar gösterir.
Biz de bu davranışları
anlayarak tam karşılığını vermeliyiz.
Yabancıya kendimizi ispat
etmeye veya yüceliğimizi ona göstererek kıskançlık oluşturmamalıyız.
Ona ayna olup benzer söz ve
davranışlarla zararsız bir biçimde ayrılmalıyız.
*
RAVLİ