Mevlana Hazretleri,
delikanlıların ağır kürkler giydikleri, fırın ve tandırların kenarında bile
üşüdükleri şiddetli kışın ortasında medresenin damına çıkar, seher vaktine kadar
binlerce ah ve nale (İnleme, inilti) ile teheccüd (Gece namazı) namazını kılıp
cehitler (Çalışma, çabalama) gösterirdi.
Sabah namazını da kıldıktan
sonra damdan inerdi.
Mübarek çizmesini çektiğim
zaman tabanının çatlaklarından kan damlaları akardı.
Arkadaşlar feryat edip
ağlarlardı.
Mevlana Hazretleri:
“ Bizim sultanımızın da böyle
hali yok muydu?” buyurdu.
Şiir:
“ Geceleyin ayakta durmadan Peygamberin ayakları şişmiş.
Nihayet Kuba halkı
Peygamberin geceleyin uyumayıp uyanık kalmasından hırkalarını yırttılar.
Peygamber bunu, gelecek ve
geçmişteki günahlarının bağışlanması için yapmıyordu.
Bunun hayf (Haksızlığa
uğramaktan) ve ricadan (Af edilmesini istemekten) değil de aşkın bir coşkun hali olduğunu söylüyordu”
Ondan sonra abdestini
tazeleyip ve kuşluk namazını kaba kuşluk, kaba kuşluk namazını da öğle vaktine
kadar ifa eder ve:
“ Ben muallim olarak
gönderildim.
Öğretim okulunda iken
yakalandım.
Çünkü eğer biz bunlardan
hiçbirini yapmazsak tamamıyla zühul (Unutma ve gecikme) ve gaflet
(Dikkatsizlik) gösterir” derdi.
Şiir:
“ Bütün o cehit (Çalışıp,
çabalama) ve korkudan değildi.O, (akıbetinden) emindi, fakat o, bunu, sırf insanlara öğretmek için yapmıştı,
Ve daima vasiyet buyururdu
ki, malınızın, neseplerinizin (Soyunuzun), haleflerinizin (Yerinizi dolduracak
olanların) ve dostlarınızın çoğalması için çok namaz kılınız.
Kıyamet olduğu vakit de o
namazlarla dostları teselli ediniz.
Hiç şüphe yok ki, namaz kılan ve Tanrı’ya ibadet eden kulun dünyalık ve ahretlik bütün istekleri hasıl olur.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Namazın aşkla kılınmasının
peygamber ve velilerin işi olduğunu öğrendik.
Namazın mallarımızı
çoğalttığını öğrendik.
Namazın soyumuzun
çoğalttığını öğrendik.
Namazın yerimizi
dolduracak soyumuzun olacağını öğrendik.
Namazın dostlarımızı
çoğalttığını öğrendik.
Namaz kılanın dünyalık bütün
isteklerinin yerine geldiğini öğrendik.
Namazın ahiretteki bütün
istekleri yerine getirdiğini öğrendik.
MEVLANAYA GÖRE NAMAZ
Namaz konusunda fazla
durmuştur.
Ona göre namaz görünen
suretten ibaret değildir.
Bu namazın başı tekbir, sonu
selamdır.
Başı ve sonu olan her şey
kalıptır.
Namazın ruhu eşiz ve
sonsuzdur.
İstiğrak (Kendinden geçip
dünyayı unutmak), kendinden geçiştir ve bu kılınan namazdan daha iyidir.
Kalp huzuru olmadan kılınan
namaz, namaz olmaz.
Namaz içtedir ve ruhun
namazıdır.
Şeklen kılınan namaz
geçicidir.
Sadece namaz kılmakla
kendilerini gerçek Müslüman sananlar yetersiz kalırlar.
MEVLANAYA GÖRE AŞK
Maddi ve manevi sevgi ve
bağların hepsi, gerçekte Tanrı’yı sevmek ve bilmektir.
Gerçek aşığa aşktan başka her
şey haramdır.
İnsan birisine âşık olduğu
zaman ne aşağılıklara katlanır!
Sevgilisine kavuşmak için her
şeyini feda eder.
Âşıkla maşuk arasında tam bir
teklifsizlik bulunması ne güzel şeydir!
İnsan her zaman göremediği,
işitemediği ve düşünemediği bir şeye âşıktır.
Mecnun Leyla’nın hayaline
âşıktı.
Mecazi bir sevgilinin hayali
ona böyle tesir yaparsa, gerçek sevgilinin aşığa kuvvet, kudret bağışlamasına
hayret etmemek lazımdır.
Suret aşkın feridir (Nurudur,
ışığıdır);
Çünkü aşk olmadan suretin
değeri yoktur.
Aşk, sureti meydana getirir.
Tanrı aşkı ve muhabbeti her
şeyin içinde vardır.
İnsan kendisini Yaratanı
nasıl sevmeyebilir?
Bu sevgi onun özüne duyulan sevgidir;
Fakat bir takım engeller
bunun duymasına mani olur.
Her şeyin sonu O’na varır.
Yani artık insan her şeyi
Tanrı için sever, başkası için O’nun isteğinde bulunur ve bu aşk böylece
Tanrı’da sonlanırsa, sonunda Tanrı’nın zatını da bulur.
Ahiret de, Hak da, dostluk ve muhabbet de gizlidir.
Asıl olan sevmektir.
İnsan kendisinde bu hissi
duyunca, onu artırmak için çalışmalıdır.
Vücutlarımız bir arı kovanı
gibidir;
Bu kovanın balı ve mumu da
Tanrı’nın aşkıdır.
(FİHİ MAFİH. MAARRİF BASIMEVİ
1954 İSTANBUL Alıntı)
Allah bize aşk ile namaz
kılmayı nasip ve kolay eyler inşallah.
Âmin.
*
RAVLİ