7 Aralık 2012 Cuma

MEVLANA VE MÜBAREK REBAB

Muineddin Pervane, vezir Taceddin’in oğlunu Konya’da kadı yapmak istedi.

Bu çocuk fazilet ve ilimle dolu edip, fakat terbiyesiz, kendini beğenmiş ve veliler âleminden habersiz bir adamdı.

Bu zat Muineddin pervane’ye “ Kadılık makamını üç şartla kabul ederim:
Rebabı (altı telli kemençe) halk arasından kaldıracaksın.

Mahkemenin cellâtları gibi olan eski mübaşirleri kovacaksın.
Yeni mübaşirlere halktan bir şey almamaları için dolgun maaş vereceksin “ dedi.

Pervane “ Her iki şartı taahhüt ediyorum ve bunları yapabilirim, fakat rebabı kaldıramam;

Çünkü o hayli büyük bir padişahın eseridir “ dedi.
Bu yüzden vezir Taceddin’in oğlu kadılığa razı olmadı.

Bu hikâye Mevlana Hazretlerinin kulağına eriştiği vakit buyurdu ki:
“ Aferin mübarek rebaba!

Tanrıya hamdolsun ki rebaba onun elini tuttu da kaza-nın hükmü pençesinden onu kurtardı “

Sonunda onun ( Muineddin Pervane’nin) bütün evladı Mevlana hanedanının müridi oldu.

                                         ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                         ***
Neler öğrendik:

Terbiyesizin beğenilmediğini öğrendik.
Kendini beğenmişin beğenilmediğini öğrendik.

Veliler âleminden habersiz bir kişinin beğenilmediğini öğrendik.
Büyük insanın sevdirdiği, faydası olan bir şeyin korunması gerektiğini öğrendik.

Kime saygı gösterirsek o aile tarafından kabul edilip sevileceğimizi öğrendik.

Bir güzelliğin korunmasına, devam etmesine her ne sebep olmuşsa “Mübarek ve aferin” almıştır.

Bir güzellik bir sebeple korunduysa Tanrı’ya hamd etmek gerektiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Bu hadisede Hazreti Mevlana’nın büyüklüğünü küçültmek, bütünlüğünü bozmak ve bir parçasını koparmak için rebabı bahane etmesini anladık.

Vezirin oğlu Konya’da tam bir otorite kurmayı planladığını ve dergâhın buna engel olacağını anladığı için bu şartları ileri sürdüğünü anladık

                                    *
RAVLİ

Popüler Yayınlar