Bir gün Mevlana, Şuca’ın
oğlunun taziyesinde bulundu.
Bütün kadılar, şeyhler,
emirler ve ahiler bu toplantıda hazırdılar.
Bunlardan her biri o mecliste
biri-biri ile üstünlük peşinde ve bu sevda ile maluldüler (hastalıklı).
Mevlana:
“ Yükseklik, Tanrı tarafına
olandır, dünya ve halk tarafına olan değil.
Dünya yüksekliği ayağa düşmek
içindir.
Çünkü insan ne kadar
yükselirse o nispette aşağıya düşer ve parça-parça olur.
Yükseklik, Tanrı
yüksekliğidir, dünya yüksekliği değildir.
Şiir:
“ Halkın çıkmak istediği
merdiven “Biz” ve “ Ben” liktir.Sonunda bu merdivenden düşmek mukarrerdir (şüphesizdir).”
“ Kim ne kadar yükselirse o
nispette ahmaktır.
Çünkü düştüğü vakit de onun
kemikleri o nispette kırılacaktır”
Ne mutlu o kimseye ki, nefsi
küçülmüş, huyu güzelleşmiş ve iç âlemi iyileşmiştir” buyurdular.
Bunun üzerine hepsi utandı ve
baş koydular.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
KABUĞUNU KIR, YUMURTADAN ÇIK
Çünkü vücut gelişmesi belli
bir takvime göre devam eder.
Artık huyunu güzelleştirmenin,
kendini geliştirmenin zamanı gelmiştir.
Kendi dar çevrende kalıp
hayatını devam ettiremezsin.
Civcive iyi bak.
Yol arayışına girmek gerekir.
Yanlış yol tuzaklara,
zararlara, felaketlere götürür.
DOĞRU YOLU ANCAK BU YOLDA
GİDEN,
YAŞAYAN, FAYDASINI GÖREN ÖNEREBİLİR.
Her söyleneni öneri kabul
etmemek için belirli ve bilinen bir yol izlemek gerekir.
Yaratan güç ve yaratılmış her
varlık tanınmak, anlaşılmak, yararlanmak ve yararlanılmak ister.
Kendini göstermeye çalışır, görmeni ister.
Çünkü Allah bu amaçla
yaratmıştır.
Doğduğun, beslendiğin, tat
aldığın, sevdiklerinle bir arada olduğun, alıştığın yerden uzaklaşmak acıdır.
Yükselmek ve gelişmek için
ayrılık gereklidir.
Bu acı tekrar buluşmak içinse
faydalıdır.
Çünkü sahip olduğun değerleri
ondan ayrılmadan fark edemezsin.
Özlem, bütün duygularını
hareketlendirir.
Çünkü İstek yoksa kendini yok
etmişsindir.
Buluşma ümidini asla
kaybetme.
Çünkü ümit yaşama bağlayan en
kuvvetli bağdır.
Her toplulukta duygulan ve
ağla.
İyi ve kötü diye ayırma.
İyi ve kötü kavramı sana
göredir.
Arkadaş olmaya, yakın olmaya
çalış.
Çünkü duyguları önemsemeyen,
geliştirmeyen, uyandırmayan insan özelliklerinden uzaklaşır.
Sana arkadaş olan bir
ihtiyacını karşılamak için arkadaş olur.
Dost olmak, öğrenmek ve öğretmek
içindir.
Çünkü ilişki, senden maddi
bir şey almak içinse alıncaya kadar dost gözükür, alınca uzaklaşır.
Bilgi için ise bitmez
tükenmez bir hazinedir ki vermekle bitmez, almakla doyulmaz.
Gizli kalması istenen sözler
başka söz atına bindirilmiş olarak dolaştırılırlar, her sözün içindeki bal özü
olan sırrı arı gibi bul, al, hazmet ve vücut peteğine yerleştir.
Çünkü bal tabağına sinekte
konacağı için pislenmemesi için gizlenir.
Mademki insan yaratıldın,
içindeki aşk ateşi seni yaratana ve yarattıklarına karşı ısıtmıyorsa, seni
yakmıyorsa bundan sonrakileri okumak sana yarar sağlamaz.
Sen bu dünyada diğer canlılar
gibi yaşa.
Çünkü sen sadece vücudun
hoşluğuna kendini bağlamış, kör düğüm atmışsın.
Bizden uzak dur.
Aşk, dünya hayatından burukluk ve acı verir ama iç dünyanda lezzetlere boğar.
Çünkü aşk ürkektir.
Kendini kötü gösterir ki
gerçek isteyicisi belli olsun ister.
Ayrılığı uzatma, kavuşma
isteğini canlı tut.
Uzayan ayrılıkların arasına
başka olaylar ve kişiler girerek yolundan ala korlar.
Araya perdeler girer.
Çünkü Gönülden seslenişin
azalırsa seslenişin duyulmamaya başlar.
Allah’a âşık bir insan
bulursan o seni öyle bir güzelliğe yönlendirir ki başka bir güzellik sana tesir
edemez.
Çünkü doygun olan tuzağa
düşmez.
Âşık sana aşk hikâyesi içinde
insanın kandan oluşumunu kanın neden temiz tutulmasını, kanın sık-sık kontrol
edilmesini yani temiz kanın bu yolun vazgeçilemez bir parçası olduğunu anlatır.
Çünkü temiz olmayan kişiyi
kimse evine almaz.
Âşık başka bir akıldan
anlatır.
Sermayesi dildir, kulağa
aktarır, eline bekleme.
Çünkü eliyle aldıklarına ve
verdiklerine kıymet veren pek akılsızdır.
Sözlere yüklenmiş nurdan
habersizdir.
Dışarıya söylediğimiz söz
yanıp yakılmadır, dosta söylenen söz başkadır.
Çünkü başka anlamlar
yükleyerek kıymetli sözü kirletirler.
Sözü kirletmemek için başka
sözler söylenir.
Temiz dostlar ebedi dostlardır.
Çünkü zarar vermezler, kafayı
karıştırmazlar, yanlış yolu övmezler.
Nasip olursa rahmet iç,
içmeyle kanmazsın, ayrıldığın zaman sudan çıkmış balık gibi olursun.
Çünkü evvelden sana bu yolda
pay verilmişse geç kalmadan almaya bak.
Sohbetini olgun güngörmüş
insanla yap.
Ham insanla karşılaşırsan
lafı kısa kes.
Ham insan delil getirsen,
misal versen anlamaz.
Kırmadan selametle de
yanından ayrıl.
Çünkü ham insan sende fark
ettiği güzelliği yok etmek için ilk fırsatta kalbini kırmaya kalkacaktır.
Seni esir eden para derdinden
kurtulmak lazım.
Kısmetin bir günlüktür.
Ne diye para kaygısı
çekiyorsun bu güne kadar nasıl doyduysan bundan sonrada doyarsın.
Çünkü rızkın (yiyecek ve
içeceğin) dünyaya gelmeden önce takdir edilmiştir.
Senin arayıp bulman ve
çalışman istenir.
Verilene razı olur ihtiyacına
harcarsan kabinde nur toplanır.
Çünkü doymaz davranırsan
kendini bilerek veya bilmeyerek kirletirsin ki burada nur durmaz.
Dünyalık arzu ve istek
peşinde olursan değerli ve kalıcı şeyler biriktiremezsin.
Kıymetli şeyler hemen ve
zahmetsiz elde edilmez.
Çünkü sakinleşmeden neyin
uzun zaman daha güzel, yararlı, kaliteli olduğunu bilemezsin.
Söyleseler bile
değerlendiremezsin.
Aşk, seni kötülüklerden,
hırstan, kibirden, hesaplaşma duygularından temizler.
Çünkü aşk önemsiz olanla
uğraştırmaz.
Aşk, farkında olduğun veya
olmadığın ruhen ve vücudun hastalıklarını teşhis ve tedavi eder.
Çünkü Allah’ın içine koyduğu
en güzel ilaç aşktır.
Aşk, topraktan olan bu vücudu
yüceltir.
Aşk, dağı bile oynatacak güç
verir.
Çünkü Allah sevdiğinin
isteklerini geri çevirmez.
Aşk, birleşmeyle oluşan
ışığın göstergesidir.
Çünkü aykırılıklar birleşmez.
Aynı olan fakat kuvveti
farklı olan birbirine kolayca kaynaşır, birbiri içinde yok olurlar ama dışarıya
büyük ışık olurlar.
Sır dosta söylenir ama örtülü
söylenir.
Çünkü açıkça söyleneni
muhakkak duyan olur.
Dostluk bağı öyle bir bağdır
ki ayrılınca acısından anlarsın.
Çünkü sana gıda olmuştur.
Dost varsa neşe vardır.
Gidince sessizlik, hüzün
oluşur.
Çünkü varlığını onun varlığı
ile tamamlamışsındır.
Şahine av ol da kanın canın
şahinin kanında gezinsin.
MERDİVENDE GÖRMEN GEREKENLER
1. İşlerin birliği, işleri
belirlemek.(TEVHİDİ EF’AL). ‘La ilahe illallah’ sözünün manası ‘la faile illallah’
tarzında görünür. (Allahtan başka iş yapan yoktur)
2. Nitelikleri, bir kimsenin
veya şeyin taşıdığı hali, sıfatı, durumunu, anlatarak tarif ederek,
Övme suretiyle birlemek
(TEVHİDİ SIFAT)’Lailahe illallah’ sözünün manası ‘la mevsufe illallah’
(Allahtan başka vasfı olan
yoktur, bütün sıfatlar onundur) tarzında anlar.
3. Var olanı
birlemek.(TEVHİDİ ZAT) ‘Lailahe illallah’ sözünün manasını ‘la mevcuda
illallah’
(Allahtan başka var olan
yoktur) tarzında anlar.
Bu merdivenlerde görüş,
anlayışa dönüştüğünde KEMAL MAKAMINA ulaşılır.
*
RAVLİ