6 Aralık 2012 Perşembe

MEVLANA VE KENDİNE ACIMA

Mevlana Hazretleri bir gün hamama girmişti.
Merhamet gözü ile kendi vücuduna baktı.

Vücudu iğneden ipliğe dönmüştü.
Buyurdu ki:

Bütün ömrümce kimseden utanmadım, fakat bu gün zayıf vücudumdan çok utandım.

Çünkü o “ Bir gün bana huzur vermedin” diye kim bilir “hal” dili ile neler söyledi, neler de söylemeyip gizledi ve “Yükünü taşıyabilmem için beni hiç rahat bırakmadın;

Bir gececik olsun istirahat edip kuvvet bulmama bile müsaade etmedin” diye ne kadar inledi.

Fakat ne yapayım ki benim huzurum onun ıstırabındandır.
Nitekim buyurmuştur:
Şiir:

“Ben, bir an rahat etsem,
Ruhum rahat etmez.

Ben cismen hiçbir dakika istirahat etmediğim anda,
Ruhum istirahat eder”

Âşıkların huzuru yorgunluktadır.
Hazine zahmettedir.

Neşe, arayıp istemededir.
Rahmet (acıma, esirgeme, koruma) de edeptedir (İyi terbiye, naziklik, usluluk, zariflik).

“Ruhum keşmekeşler (Çekişme, kavga, mücadele, kararsızlık) içindedir.
Beni çekip sürükleyenin kim olduğunu biliyorum.

Bir an dinlenmek istiyorum,
Fakat dinlenmek için imkânım yok”

                                       ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Neler öğrendik:

Vücudumuzu dinlemememiz gerektiğini öğrendik.
Vücudun ölünce dinleneceğine öğrendik.

Ruhu dinlendirmek için vücudumuzu yormamız gerektiğini öğrendik.
Yorgunlukla huzur bulacağımızı öğrendik.

Neşenin, sevinçle yaşamanın istemekle ve aramakla bulunacağını, beklemekle gelmeyeceğini öğrendik.

İyi terbiye, naziklik, usluluk, zariflik oluşturursak Tanrı tarafından acınarak, esirgeyerek koruyacağını öğrendik.

Kendimizi kendi halimize terk etmememiz daima çalışmamız gerektiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Bedenin isteklerine karşı koyarak çalışmalıyız.
Bedenin isteklerini yapmaya kalkışırsak ruhumuzda derin yaralar açarız.

Çok çalışacağız ki ruhumuz rahat olsun.
Hizmet eden daima övülmüştür.

                           *
RAVLİ

Popüler Yayınlar