Bir gün Lala’nın medresesinin
damında iki kardeş oturmuşlardı.
Bedreddin’in kardeşi
Şemseddin:
“ Nefis elbiseler giydiğimiz,
katıra bindiğimiz ve kölelerin arkamızdan koştuğu o zamanlar nerede?” dedi.
Mevlana Hazretleri derhal “
Çelebi Bedreddin, bu diremleri, kardeşin Şemseddin’e ver de, elbiseler giysin,
katıra binsin, hizmetçileri olsun, diremleri harcasın ve masum gönlüne
eseflenme (acıma, kederlenme, gam ve tasa çekme), hüzün gelmesin, gurura
kapılmasın ve dinin doğru fakirlerinin kıskanmasından sakınsın” dedi.
Derhal Bedreddin ve Şemseddin
Çelebi, elbiselerini yırtarak, yüzlerini yere koyarak istiğfarda (af edilmeleri için yalvarmak) bulundular.
Ondan sonra Mevlana “ Hazreti
Muhammed’in (övdüğü) fakirliğin lezzetini kim tattıysa gerçekten o kimse iki
dünyanın lezzetlerinden, fani (yok olan) arzularından yüz çevirip fariğ (vazgeçme)
oldu ve seçkin insanların yoluna girdi “ buyurup bu beyitleri söyledi.
Şiir:
“ Tanrı’nın yüzünü görmek
saadetine eren kimsenin gözünde bu dünya murdar (kirli, pis) oldu.
Tamah edenlerden gani olan
Tanrı’ya kaçayım diye peygamberin (Fakirlik benim övünülecek şeyimdir) sözü
büyük oldu.”
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Dünyanın gösterişli hayatına
özlem duymamamız gerektiğini öğrendik.
Geçici, içi boş işlerle
uğraşmamamız gerektiğini öğrendik.
Dinin doğru fakirlerin
kıskançlığından oluşan nazar okundan kaçınmamız gerektiğini öğrendik.
Geçmişte yaşanmış gösterişli
işlerden vazgeçtiğimiz için pişman olup hüzün duymamamız gerektiğini öğrendik.
Seçkin insan olmak istiyorsak
Peygamber efendimizin “ Fakirlik benim öğüncümdür” sözünü iyi anlamalıyız ve
hayatımızı bu sözü severek, sıkıntı duymadan buna göre düzenlemeliyiz.
Tanrı yüzünü görmeyenlerin
dünyanın kirli, pis ve geçici olduğunu anladıklarını öğrendik.
İşte böyle yaren,
Sade, temiz, sakin ebedi bir
yaşam peşinde olmalıyız.
Gelip geçici olan sevgilere
gönül bağlayan gelip geçer.
Burada şuna dikkat et!
Neyi sevdiysen ona
kavuşursun.
Kendini, gönlünü, kalbini,
canını, ruhunu neye bağlarsan; bağladığın şeyle aynı sonuca uğrarsın.
Zaman kaydına bağlanmış bir şeyi sevdin ve bağlandıysan onun bozulması, çürümesi ve yok olması ile de sende aynı sonuca uğrarsın.
Onun için neyi seveceğini,
kime ve neye bağlanacağını iyi düşün ve tercihini vakit geçirmeden yap.
*
RAVLİ