Mevlana Hazretleri de o
cemaatin arasında bulunmakla onlara şeref vermeği layık görmüştü.
Bir müddet sonra Mevlana
kalkıp değirmene girdi.
Orada bir hayli durdu.
Bu cemaatin beklemekte sabrı
haddi aştı.
Şeyh Sadreddin Hazretleri ve
Kadı Sıraceddin onu aramak üzere değirmene girdiler.
Mevlana’nın değirmen taşı karşısında
raks ettiğini gördüler.
Mevlana:
“ Tanrı hakkı için bu taş Subbuh, kuddus diyor”
buyurdu.
Şeyh Sadreddin:
“ Ben ve Kadı Sıraceddin o anda hissedilir bir
şekilde değirmen taşından Subbuh, kuddus sesinin kulağımıza geldiğini duyduk.
Mevlana da bu gazele başladı”
Şiir:
“Gönül buğday tanesi gibidir,
biz de değirmeniz.
Değirmen bu dönüşün neden
olduğunu nasıl bilir.
Vücut taş, düşünceler de onu
çeviren su gibidir.
Taş “ Macerayı su bilir der.
Su ise “ Değirmenciye sor”
der,
Çünkü bu yukarıdan değirmene
salıveren, O’dur.
Değirmenci sana “ Ey ekmek
yiyen,
Eğer bu dönmezse ekmekçi ne
yapar” der.
Macera uzun olacak sus!
Tanrıdan sor da o sana bunu
söylesin.”
Biz bu ululuk tasarrufunun
derecesinden kendimizden geçmiştik.
Kendimize geldiğimiz vakit,
Mevlana Hazretleri kaybolmuştu.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Hz. Aişe'den gelen bir
rivayette şöyle denir: Rasulullah (s.a.v.) rükû ve secdesinde şöyle derdi:
"Subbuh un, kuddus ün, Rab bul melâiketihî ve'r-rûh."
(Ebu Davud, II, 28-35).
Anlamı: "Münezzehsin (temiz, arı, uzak), Mukaddessin (mübarek, kutsal, temiz), meleklerin ve Ruh'un Rabbisin."
*
Neler öğrendik:
Değirmenden çıkan sesi
Tanrı’ya zikir olarak kabul edip hislendiğini öğrendik.
Tanrı sanatını ve buğdayın
öyküsünü öğrendik.
İnsanın değirmen gibi gönlüne
gelenleri ezip parçaladığını öğrendik.
İnsanın gönlüne karşı yaptıklarını
bilmediğini öğrendik.
Düşüncelerin taş gibi olan
vücudu hareketlendirdiğini öğrendik.
İnsana ne yapıyorsun diye
sorduğunda başkasının üstüne attığını öğrendik.
Başkasına sorduğunda da
Tanrı’ya sor ben bilmem diyeceğini öğrendik.
İşi yapanlarında bu işten
kazançlı çıkanlara sor dediğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Mevlana hazretlerine
değirmenin işleyişinin tanrı sanatını ve macerasını hatırlatınca coştuğunu
anladık, öğrendik.
Def çalındığı veya ritmik
seslerin insanı kolayca manevi âleme taşıdığını bir defa daha hatırladık.
*
RAVLİ