4 Aralık 2012 Salı

MEVLANA VE BENLİK

Bir gün Mevlana bilgiler saçıyordu.
Şehrin ileri gelen büyükleri de oradaydı.

Mevlana “ Garazla (maksatlı) sevinmemiş ve ivazla (bedel, karşılık) da mağrur (kendini beğenen) olmamış “ dedi.

Şiir:

Fakirlik ve zaruret beni ölümle korkutsa da,
Ben bu hürriyeti esirliğe değişmem”

Tamah (çok isteme, aç gözlülük, doymazlık) tadını tatmamışım.

Kırk sene vardır ki, kanaat (kısmete razı olma, yeter görüp fazlasını istememe) azığım (gıda), fakirlik de sanatım olmuştur.

Şiir:

“ Hâşâ ki gönlümde tamah olmasın.
Kanaatten gönlümde bir âlem vardır.

Bana ayran verdiğinden beri balın yüzüne bakmıyorum.
Çünkü her nimetin bir gam ve zahmeti vardır.”

                                    *
Ondan sonra buyurdu ki:

Olgunluk ve güzellik iddiasında bulunan kimse,
Ya fiiliyle veya sözle böbürlenir,

Nazlanır,
Ve kendi halinin ölçüsüyle “ Ben Tanrı’yım “der.

Ancak yalancı olanlar Firavun’a ve onun cinsine mülhak (katılmış) olurlar.
Fakat kendilerine bu iddia ulaşan azizler ve sadıklar bir gün dava ettikleri kemalden ötürü baş kaldırırlar.

Şöyle ki:

İnsanlara onların Tanrı’lık hakikati gerçekleşir.
Nitekim (bu zümre hakkında) demiştir,

Şiir:

Ey muhip! (sevgi besleyen dost)
O ‘ Ben’ in arkasında Tanrı’nın laneti,

Bu ‘Ben’ in arkasında ise Tanrı’nın rahmeti vardır.
“ O yapılan harekete Tanrı’nın rahmeti vefa (dostluğa devam) eder.

Bunun ise Tanrı’nın laneti arkasındadır”

                                      ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Neler öğrendik:

1.   Bir sebebe dayanan elde edişten sevinmemeliyiz.

2.   Bir bedel vererek elde ettiğimizle gururlanmamalıyız.

3.   Çok istemek, aç gözlü olmak, doymaz davranmak yanlışa götürür.

4.   Tanrı’nın uygun gördüğü kısmete razı olmak, yeter görüp fazlasını istememek iyidir.

5.   Fakirliğe razı olursan binlerce sıkıntın birden hallolur.

6.   Her elde ettiğini koruman, sahip olman, başkasına kaptırmaman gerekir ve kullanılır durumda olmasına çalışmak zorunda kalırsın.

7.   Kanaat sahibi olursan sakin bir hayat yaşar, elde ettiklerinin hizmetçisi olmazsın.


İşte böyle yaren;

Uğraşmışsın beklediğinden de fazla istediğin olduysa sevinmeye kalkma.
Uğraşının bedeli verilmiştir.

Bedelini vererek elde ettiğine de gururlanma,
Bir şey vermişsin bir şey almışsın.

Her ikisinde de alışverişin dünya ile ilgili yer değiştirme ve geçici kullanma hakkı elde ediştir.

Peki ya; Tanrı hazinesinden alabildiğin bir şey var mı?

Dünyada geçerli güç sahibi olanlar açık veya gizli Tanrı’nın gücüne sahibim iddiasında bulunurlar.

Bunlar söze başladığı zaman ‘Ben’ diye başlar ve sahip olduklarını sıralarlar.

Böyle kişiler Tanrı’nın lanetine uğrarlar.

Bir de sevgiyle Tanrıya bağlanmış dostlar vardır ki onlar da ‘Ben’ der ama Tanrı’nın ona verdiklerinden dolayıdır.

Kanaat sahibi olarak Tanrı’nın verdiklerine razı olmuşlardır ve dünyalık istekler peşinde değillerdir.

Tanrı hazinesinden verdiklerine rahmetini de katar.

Halk arasında anlatılan ben ve ben merkezli davranışların oluşturduğu davranış bozukluğuyla hastalanan sayısız kişiler bu gerçeğe ulaşamadıkları için ya kimyasal haplarla kendini uyuştururlar ya da hakikate varamayan telkinlerle zaman kaybederek hastalıkları derinleştirir ve bulandırırlar.

Hazreti Mevlana’nın her sözü ayrı bir fayda verir ve çok kıymetlidir.
Yaren kelimeyi bile değiştirmeden sunuyorum ki o kelimeye yüklenen nuru dışarı çıkarmamaya özen gösteriyorum.

Mübarek ağızdan çıkan sözler nurlu sözlerdir.
Bir harfini bile kaçırmamalıyız.

                               *
RAVLİ

Popüler Yayınlar