Babamın zamanında, bir gece
Mevlana Hazretlerini, sadık muhipleri (sevgiyle bağlanıp inanalar) kırk yerde
Sema’ya davet ettiler.
Mevlana bunların hepsinin
davetine icabet edip “Gelirim” dedi.
Hemen kalkıp halvete girdi ve
babamla birlikte seher vaktine kadar namazla ve Tanrı ibadetiyle meşgul
oldular.
Sabah olunca davet eden kırk
evin her birinden Mevlana’nın o evlerde bırakıp gittiği birer tek ayakkabısını
getirdiler.
Kimisinde ayakkabısının sağ,
kimisinde de sol tekini bırakmıştı.
Her şahıs o geceki hayret ve
hali anlatıyordu.
Her biri“ Mevlana Hazretleri,
bu gece evimde şöyle yaptı, şöyle söyledi “ diyordu.
Bu halden dolayı aralarında
bir kıyamettir koptu.
Halk onun bu kerametinden
şaşakalmıştı.
Hâlbuki o gece Mevlana
Hazretleriyle babam şeyh Selahaddin kendi yerlerinden ayrılmamışlardı.
Mevlana kereminin kemalinden (Cömertliğinin
büyüklüğünden) ve kemalin kereminden (mükemmel oluşundan) sema’a çağıran
dostların her birinin evinde temessül (Ruhun istenilen yere gidip vücut
bulması) etmiş, onların arzusunu yerine getirmişti.
Konya’nın bütün şeyhleri ve
büyüklerinin hayreti yeniden arttı.
Hepsi Mevlana’yı denemekten
vazgeçip insafa geldiler.
Mevlana, gelen ayakkabıların
hepsini zamanın büyüklerine ve iman sahiplerine bağışladı.
Bir ayakkabı da Selahaddin
hazretlerine isabet etti.
Çelebi Arif (Tanrı onun
sırrını takdis etsin) o ayakkabıyı Kastamonu paşası Süleyman Paşa’ya armağan
götürdü.
Süleyman paşa hadden aşırı
hizmetlerde bulundu.
O ayakkabılarla herhangi bir
hastaya veya niyazda bulunan bir kimseye su verdikleri zaman keşifler zuhur
ederdi ve Tanrı’nın izni ile de hastalar iyi olurlardı.
Gebe kadınlarda O hazretin
(Tanrı onun sırrını kutlasın) bereketiyle kolay doğururlardı.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Mevlana
Hazretlerinin keramet sahibi olduğunu öğrendik.
2.
Aynı anda 4o
yerde kendini gösterdiğini söz söylediğini öğrendik.
3.
Mevlana
Hazretlerinin ibadetinin bereketiyle görünmeyen âlemden hediye olarak ayakkabı
geldiğini ve her ayakkabının bir tekinin göründüğü yere bırakıldığını ve halkın
böylece haberdar olması sağlandığını öğrendik.
4.
Dine
inanmayanlara peygamberler mucize göstererek inandırdıkları gibi, Velilere
inanmalara keramet gösterdiğini öğrendik.
5.
Mevlana
Hazretlerinin ismini anmanın bile bereket verdiğini öğrendik.
6.
Tanrı izni
olmadan hiçbir şeyin olmadığını, kerametlerin de Tanrı’nın isteğiyle olduğunu
öğrendik.
Büyük insan böyle yapar.
Büyük insan Tanrı ile dost
olur, sevgili olur, O’nun istediği gibi olur.
Küçük insan benliği ile
büyüğüm der fakat kimse onun büyüklüğünü onaylamaz.
Yaren,
Kiminle berabersen, kime
gönül verdiysen, kiminle ruhsal bütünlük sağlıyorsun sen o kişisin.
Bir damla denize düştüğü
zaman artık o deniz adını almıştır, artık o damlayı denizden ayıramazsın.
*
RAVLİ