Sultan Mahmut, bir gün
meczubun birinin yurt edindiği bir viraneye uğradı.
Gördü ki meczup yakıp
yakılmada.
Başına keçeden yapılmış bir
külah giymiş, âlemin iyisine de kötüsüne de boş vermiş.
Padişah onun yanına oturdu,
bir zaman durdu bekledi.
Meczup sanki bütün bir âlemin
derdine dalmıştı.
Ne bir parça padişaha baktı,
ne bir an kendi derdini bıraktı.
Padişah, ona dedi ki: Ne gamın var?
Sanki gönlünün üstüne
yüzlerce yağ yığılmış
Meczup, sır perdesi ardından dile gelip dedi ki:
Ey yüzlerce naz perdesi arkasında beslenip gelişen!
Senin böyle bir keçe külahın
olsaydı bu derdi anlardın.
Fakat padişahlık âlemindeyken
sıkıntı nedir, ayrılık ne?
Ne bileceksin.
Mum, yüzlerce mum balla
beraber oldukça ne ateşten haberi olur, ne de yakıp yakılmadan.
Ama ondan mum yaptılar, yaktılar da bir
topluluğu onunla aydınlattılar mı?
Başına ateşten külahı giyip
gözyaşı dökmeye başlar.
O vakit başına gelenleri
bilir.
Senin de şimdi kendinden
haberin yok.
Fakat seni yoldan kaptıkları
vakit,
Diriyken asıl ölü bulunduğunu
apaydın bilir, bir anda hepsini anlardın.
***
İLAHİNAME.2 FERİDÜDDİN-İ
ATTAR M.E. B. YAY. 392
***
Sevdiğinden veya
alışkanlıklarından ayrılık, acı verir.Acı duygularını harekete geçirir.
Harekete geçen duygular his
dünyasına götürür.
His dünyası seni hayal
dünyasına götürür.
Hayal ile gerçekler çatışmaya
başlar.
Çatışma doğru arayışına iter.
Aklın, duyguların, hislerin,
hayallerin ne anlama geldiğini ayrı, ayrı anlamak ve hepsinin ortak ne anlama
geldiğini anlamak gerekir.
Yani nefsinle kullandığın
akıl, parça akıldır(Cüzi).
Diğerleriyle beraber
kullanacağın akıl bütün akıldır(Külli).
Bütün aklı kullanmasını
öğrenmeye başlarsın.
Yeni baştan kendini gerçekler
ışığında geleceğe hazırlanırsın.
Tüm bu gelişmelerde her dünya
karanlık oluşturur.
Nereye gideceğini, nasıl
gideceğini, ne yapmak gerekir, bulamazsın, bocalarsın, bulanırsın, kafan
karışır.
Karanlıkta yol bulmak için
ışık gereklidir.
Doğru bilgili kişiler yolunu
aydınlatırsa, bilinmeyenlerin ne anlama geldiğini kolaylıkla anlarsın.
Kendi başına başaramazsın.
Yol gösteren doğru bilgili
kişiye gönülden bağlanır, sever sayarsan fayda görürsün.
Kendi bilgini yok edip senin
yolunu gösteren ve aydınlatanın tüm dediklerini doğru kabul edip yol almalısın.
Çevrene aydınlık vermek
istiyorsan mumun kovandan kopartılıp, baldan ayrılmasını, eritilip mum haline
getirilmesini, başının yakılıp erimesini iyice anla ki aydınlık yolunun bu
olduğunu anla.
Edindiğin bilginin gerçeğini
anlamadan çevrene söylemek, aydınlık verdiğin anlamına gelmez.
Sen bir nakledenden öte biri
değilsin, olumlu tesirini bekleme.
*Öğretenin olgun, öğrenenin
uygun olması lazımdır.
*
GAZNELİ SULTAN MAHMUT
Gazneliler Devletinin en
büyük hükümdarı ve Hindistan Fatihi Gazneli Sultan Mahmut, 2 Kasım 971
tarihinde doğdu.
İyi bir öğrenim gördü.
Büyük bilginlerin elinde
yetişti.
Mert ve cesur bir insandı.
Gazneli Mahmut’un babası Sebüktekin, Saman oğulları Devletinin Horasan valisi idi.
Gazneli Mahmut’un babası Sebüktekin, Saman oğulları Devletinin Horasan valisi idi.
Sebüktekin cesur ve güçlü bir
insandı.
Saman oğullarına karşı
bağımsızlığını ilan etti.Gazneliler Devletinin kurucusu Sebük Teginin oğlu olan Gazneli Mahmut, genç yaştan itibaren devlet idaresinde görev aldı.
Babası sağ iken Horasan
valiliği görevini yürüttü.
Babası öldüğü zaman yerine küçük kardeşi İsmail geçmişti.
Babası öldüğü zaman yerine küçük kardeşi İsmail geçmişti.
Gazneli Mahmut, küçük
kardeşini ortadan kaldırarak hükümdar oldu.
998 tarihinde Gazne tahtına oturan Mahmut, Buhara, Horasan, Herat, Belh, Bust ve Kabili Samanîlerden aldı.
998 tarihinde Gazne tahtına oturan Mahmut, Buhara, Horasan, Herat, Belh, Bust ve Kabili Samanîlerden aldı.
Daha sonra, bugünkü
Afganistan ve Belucistan ile Harezme kadar tüm Maveraünnehri ele geçirdi.
Ardından Rey, İsfahan, Save,
Kazvin, Zencan ve Ebheri alarak, İran topraklarının büyük bölümüne hâkim oldu.
Eylül 1000de ilk Hindistan seferine çıkan Sultan Mahmut, 1027ye kadar Hindistan’a on yedi büyük sefer yaptı.
Eylül 1000de ilk Hindistan seferine çıkan Sultan Mahmut, 1027ye kadar Hindistan’a on yedi büyük sefer yaptı.
Bu seferler sırasında
Hindistan’da birçok cami yaptıran ve İslâm Dinini öğretmek üzere alimler
yerleştiren Gazneli Sultan Mahmut, İslam Dininin Hindistan’da yayılıp kabul
görmesini sağladı.
Cihangirliği yanında, âlim bir kişiliği de olan Sultan Mahmut, sarayında âlim ve şairlere çeşitli konularda sohbet ve tartışmalar yaptırırdı.
Cihangirliği yanında, âlim bir kişiliği de olan Sultan Mahmut, sarayında âlim ve şairlere çeşitli konularda sohbet ve tartışmalar yaptırırdı.
Gazneli Sultan Mahmut’un
sarayı bir bilim akademisi haline geldi. Kendisi bilime ve sanata karşı büyük
bir sevgi besliyordu.
Zamanında Fars kültürü yüksek
bir düzeye ulaştı.
Bîrûnî ve Firdevsî gibi
birçok meşhur İran bilgini Sultan Mahmut’un sarayında himaye gördüler.
Firdevsînin meşhur Şehnamesi de dâhil olmak üzere, devrinin pek çok kitabı Gazneli Sultan Mahmut’a takdim edildi.
Gazneli Sultan Mahmut’un sarayında Türk dili konuşuluyordu.
Firdevsînin meşhur Şehnamesi de dâhil olmak üzere, devrinin pek çok kitabı Gazneli Sultan Mahmut’a takdim edildi.
Gazneli Sultan Mahmut’un sarayında Türk dili konuşuluyordu.
O, Türk dilin yayılmasını ve
gelişmesini sağlamış olsaydı, Türk kültür tarihi ölmez eserler kazanacaktı.
Ancak o, çevrenin ve dönemin
etkisiyle Fars kültürüne önem vererek Farsçanın çok kudretli eserler
kazanmasına hizmet etti.
Türk İslam dünyasının yetiştirdiği en büyük hükümdarlardan biri olan Gazneli Sultan Mahmut, İslam dünyasında yayılma istidadı gösteren sapık Batınî-Rafızî akımlarına karşı da mücadele etti. İmar faaliyetlerine büyük önem veren Sultan Mahmut, Gazne’nin yanı sıra Belh ve Nişabur gibi önemli şehirleri de mamur hale getirdi.
33 yıl hükümdarlık yapan Sultan Mahmut, 1030�da Gaz ne’de vefat ederek, burada defnedildi.
Türk İslam dünyasının yetiştirdiği en büyük hükümdarlardan biri olan Gazneli Sultan Mahmut, İslam dünyasında yayılma istidadı gösteren sapık Batınî-Rafızî akımlarına karşı da mücadele etti. İmar faaliyetlerine büyük önem veren Sultan Mahmut, Gazne’nin yanı sıra Belh ve Nişabur gibi önemli şehirleri de mamur hale getirdi.
33 yıl hükümdarlık yapan Sultan Mahmut, 1030�da Gaz ne’de vefat ederek, burada defnedildi.
*
RAVLİ