Anlatılır ki:
Eyüp peygamber, ömrünce
belalara uğramış, aciz bir hale düşmüştü.
Dünyadaki kurtlardan zahmet
görmüş, bedenine üşüşen kurtlardan da sıkıntı çekmişti.
Cebrail gelip:
‘Ey pak kişi, ne oluyorsun? Dertli canından sızlan, her an bir kere helak olsan Tanrıya bir ziyan yok.
Ömrünce sabredip dursan,
hatta daha da fazla sabretsen faydasız, hak etmiş değilsin ki’ dedi.
*Takdir pergeli, böyle takdir
etmiş.
Kimsenin ondan bildiği yok.
*Ne gönlün gönülden haberi
var, ne canın.
Fakat bunsuz da iş yürüyüp
durmada, onsuz da.
***.
İLAHİNAME.2 FERİDÜDDİN-İ
ATTAR M.E.B. YAY. 392
*
Başına gelen sıkıntılardan,
zahmetlerden ben lanetlenmişim, suç işledim ceza görüyorum diye düşünme.
Allah’ın niçin takdir edip bu
sıkıntıyı verdiğini bilemezsin.
Gönül, akıl, can birbiri ile
anlaşılabilen ilişkiler içinde olduğu kadar anlaşılamayan ilişkilerle beraber
yaşamını devam ettirirler.
Yaren, aklının karışmaması
için kendine:
Bu dünya imtihan dünyasıdır.
Allah beni bu yolla imtihan
ediyor. İnşallah şikâyetçilerden olmam, sabreden ve şükredenler olurum diye
aklına, gönlüne, canına bıkmadan usanmadan, iyice inanana kadar söyle.
*
Eyüp Peygamber:
Özelliği gizlenen âlemini
görebilmesidir.
Üzerine gelen hastalıklara,
felaketlere nasıl şükredip netice olarak kurtuldu.
Hak yolunda yürüyen ve bir
önde olan kişi, kendi üzerine gelen çileye tahammül etmelidir.
Eyüp gibi sabretmelidir nefsi
arzularını kontrol edip durdurabilmelidir ki Hak ona bağış tarafından baksın.
Velileri arasına davet etsin.
Ariflere göre sabır:
Kendi halinden, başka bir
kimseye şikâyette bulunmamaktır.
Allahtan halinin düzeltmesini
istemelisin.Cenabı Hak kendine yalvaran kulunu boş çevirmez.
(Faydalanılan eser: İslam Büyükleri külliyatı. Büyük Mutasavvıf MUHİDDİNİ ARABÎ. Çeviren Mustafa Ertuğrul Kaan. Gayret kitapevi 1952 basımlı)
*
RAVLİ