Bu sırların ilk açığa çıktığı
sıralarda, fakihlerde (din ve şeriat bilgini) bir gurup halvetle (yalnız başına
oturulup ibadet etmek) alay ve inkâr etmek maksadıyla beni ortaya çekip son
derece dövdüler.
Ben acımdan birdenbire
yellendim, onları bir gülme aldı, beni derhal serbest bıraktılar.
Dışarı fırladım ve “
Yellenmek benden, inayet (iyilik) tanrı’dan” dedim.
Dostların hoşuna gitti.
Mevlana Hazretleri:
“ Bu meselenin esası da şöyledir” dedi:
Bir padişah vardı, kan
aldırmaya ihtiyacı olmuştu.
Padişahın kaasitleri kan
alıcıyı getirdiler.
Zavallı kan alıcı neşteri
keskinleyip kan almak için bazusuna (kolun omuz ile dirsek arası) vurdu.
Fakat neşterin ucu kırılıp
padişahın etinde kaldı.
Kan alıcı padişahtan korktu;
Elinde olmayarak son derecede
yellendi.
Sultanı büyük bir gülme aldı
ve kahkalarla güldü.
Bu gülmenin tesiriyle de
derhal neşterin ucu sultanın bazusundan dışarı fırladı.
Kan alıcı “ Ey dünya sultanı,
yellenmek benden, inayet (yardım) Tanrı’dan dedi.
İşte insanlar arasındaki bu
mesel o zamandan yadigâr kalmıştır.
İmkân nispetinde fakir
kullardan kulluk, Tanrı’dan da inayet ve muavenet (yardım etme, yardımcılık).
Nitekim demişlerdir:
“ Horoza ötmek, Tanrı’ya da sabahı getirmek
düşer.”
Bu iki hikâye Mevlana’nın ara
sıra söylediği latifelerdendir.
Nitekim buyurmuştur:
Şiir:
“ Benim şakam şaka değil
halka irşat (doğru yolu gösterme, uyarma) ve talimdir (eğitim).
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Tarikat (yol) yeni tanınmaya
başladığında din ve şeriat ustaları bu yolu kabul etmediklerini öğrendik.
Şeriat ustalarının yalnız
ibadet yerine cemaatle ibadet etmeyi benimsediklerini öğrendik.
İnsan sıkıntıdan kurtulmak
için bir şey yapması gerektiğini ve Tanrı’nın da yardım edeceğini öğrendik.
Tanrı’ya bağlanıp rızkımız
için çalışmamız gerektiğini, Tanrı’nın da yardım edeceğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Sen sana düşeni bir güzel
yapmalısın ki bu ara sana Tanrı’dan yardım gelsin.
Hiçbir şey yapmadan Tanrı’dan
yardım beklemek yanlış olur.
Dua ederek Tanrı’dan izin
alınır.
Ancak Tanrı sana duan
karşılığı istediğini çalışman esnasında verir.
Sen öt, uyar, haber ver,
kendine düşen çalışmayı yap, sabahın geleceğini göreceksin.
*
RAVLİ