7 Aralık 2012 Cuma

MEVLANA VE RUHLARIN HAZIR OLMASI

Bir gün Mevlana Hazretleri, müderrisin oğlu Çelebi Bedreddin’in hücresine (odasına) girdi.

Onun İlahi name’yi (İlâhî-name’den kastedilen, Senâî’nin, Fahrî-nâme de denilen Hadîkatü’l-hakîka’sıdır.
 
Mesnevî’de de “Hakîm-i Gaznevî’nin İlâhî-nâme’sine işaret edilmiştir.) arkasına koyarak uyuduğunu gördü.

Mevlana “ Hâkim Sena’i hazır olduğu halde, sen uykuya dalmışsın.
Dış terbiyeyi gözetmek öteki taatlerden (ibadetlerden) daha iyidir.

Gazaba (dargınlık, kızgınlık, darılma, kızma, hiddet, öfke) uğramaman ve hiddetin hedefi olmaman için terbiyeni muhafaza et” dedi.

ŞİİR:
“ Tanrı’dan bize edep ve terbiye isteriz.

Çünkü terbiyesiz, Rabb’in lutfünden (hoşluğundan, güzelliği görmekten, iyi muamele görmekten, iyiliklerini almaktan) mahrumdur”

“Terbiyesiz yalnız kendisine kötülük etmez, belki bütün ufukları ateşler (ileride elde edeceklerini şimdiden yok eder)”

Zahiri (görünen) ve batını (içteki) terbiye içinde, anlayışlı ve kâmil (olgun, görgülü, pişmiş) olan kimsenin ruhuna ne mutlu.

Tanrı kelamının (sözün söylendiği ve Kuran’ın okunduğu) bulunduğu her evde Tanrı’nın ruhu hazırdır.

Peygamberin hadislerinin bulunduğu her yerde Peygamber ruhu hazırdır.
Velilerin sözlerinin okunduğu her makamda da onların ruhları hazırdır.

Anlayana bu kadar kifayet (yeterlidir) eder.
                                    
                                    ***                                      
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Neler öğrendik:

İlahi kitaplara yazan o mübarek kişinin o kitapla beraber olduğunu düşünerek ve saygı göstererek davranmamız gerektiğini öğrendik.

Terbiyesizlik edersek ilerideki bize nasip olacak imkânları tehlikeye atmış olacağımızı öğrendik.

Terbiyesizin sadece kendine değil çevresine ve istikbaline zarar verdiğini öğrendik.

Terbiyesizin öfkeye, kızgınlığa, dargınlığa, hiddete sebep olup üstüne çektiğini öğrendik.

Terbiyeli davrananın olgun olduğunu, anlayışlı olduğunu, görgülü olduğunu ve kendini faydalı hale getirdiğini öğrendik.

İlahi sözleri aktaranın, ilahi manaları açıklayanın sözlerine ve kitabına ruhuyla sahip çıktığını öğrendik.

İşte böyle yaren,

İlahi işler sahiplidir.
Ağzından çıkan söze ve davranışına dikkat etmelisin.

Nasıl ki anne ve babaya “of” demek Tanrı yasaklamış ise bu kurala uydukça Tanrı’nın beğenisini kazanır, davranışımızın mükâfatını emredenden alırız.

Yere çamura düşmüş bir Arapça yazıyı sarhoşun biri Kur’an sanıp (Tanrı kelamı) temizlemiş, kokular sürmüş ve üst bir yere koymuş.

Tanrı Kuran’a gösterdiği bu saygıdan onu o alkolik hayattan kurtarıp Tanrı erleri arasına aldığını hatırlamalıyız.

Sen uyusan da ruh âlemi uyumaz ve ruhaniyet kendi malına sahip çıkar, dikkatli ve titiz ve seçici davranır.

Her şeyin ruhsal bir bütünlük ve değerlilik içinde büyüdüğünü, geliştiğini, kabul gördüğünü, yüceldiğini, faydaya dönüştüğünü anlayıp kavrayabiliyorsak sahiplenmenin ne demek olduğun anlamış oluruz.

Biz bütünün içinde bir parçayız.
Ya bütünle kaynaşırız bir oluruz.

Ya da atılarak dışlanır kendi halimize bırakılırız.

                                      *
RAVLİ

Popüler Yayınlar