Mevlana bunu çok ağırlar,
daima taltif (gönlünü okşama, hoş etme) ederdi.
Karatayi’nin ölümünden sonra
bir gün Mevlana onun medresesinin önünden geçiyordu.
Bir müddet orada durdu.
Sonra yanındakilere ” Bizim
merhum dostumuz Celaleddin Karatayi, ben dostların delisiyim, Mevlana’nın
mübarek nefesiyle bir an dinlenmek istiyorum, diye bağırıyor ” dedi.
Sonra bütün dostları ile
Karatayi’nin türbesine gidip oturdular.
Hafızlar Kur’an, dostlar
gazel gazeller ve Mesnevi’den parçalar okudular.
Böylece Mevlana sonsuz bir
merhamet gösterdikten sonra türbeden çıktılar.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
NEFES
Tanrı erlerinin, Allah
adamlarının ayet okuyarak bir kimseye hâsıl olan sevabı vermesidir.
Ayet okunurken veya dua
edilirken nefes sahibi kişiden ihtiyacı olan kişiye nur aktarılır.
Bu aktarılma baştaki gözle
görülmez.
Ruhtan ruha olan bir geçiştir.
Etkisi yavaş-yavaş başlar ve
gittikçe yoğun tesir eder.
İstenilen amaç fazlasıyla
olur.
Nefes sahibi ayete yüklenmiş
olan nuru o kişinin nefsinde bozdurmadan ruhuna yerleştirir.
Nefes alan gittikçe iyileşir,
rahatlaşır ama bunun o nefesten meydana geldiğini anlamaz, unutur.
Nefesin kıymetini ve etkisini
bilen olgun ve uygun kişiden kendisine okumasını ister.
*
Neler öğrendik:
Dostlarımız diriyse yaşadığı
yere giderek, öldü ise mezarına gidip, ziyaret edip okumamız gerektiğini
öğrendik.
Dostumuzu her hatırladıkça
iyiliklerini anmamız, iyiliklerini çevremize anlatmamız gerektiğini öğrendik.
Dostumuz aklımıza geldiği
zaman onun ruhunun bize geldiğini bilerek hediyesiz göndermememiz gerektiğini
öğrendik.
Dostumuzun ruhu bir şekilde
sıkıntıda ise bizim ruhumuza bildirerek yardım istediğini öğrendik.
Güzel şeyler yaparak hâsıl
olan sevabı ruhuna hediye etmemizin dostluk gereği olduğunu öğrendik.
Ahirete giden dostumuz bazen
hatırına gelerek bazen de rüyana girerek ihtiyacını bildirdiğini öğrendik.
Dostumuzu rahatlatacak işler
yapmamız gerektiğini öğrendik.
Nefesin bilhassa Mevlana gibi
bir büyüğümüzün ruhu nasıl dinlendirdiğini öğrendik.
Aslında büyüklerimize hediye
ettiğimiz Fatihaların nurunun misli-misli bize hediye edildiğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Ruh ölmez, ölen sadece
bedendir.
Bu gerçeği bilen bu bilinçle
davranır, yapılması gerekenleri dostu sağ gibi yapar, gönlünden dostunu silip
atmaz.
Vefalı dostları olan
mutludur.
Büyüklerden dost edinmişler
mutludur.
*
RAVLİ