“ Mevlana Hazretleri epey
zamandır az yemek yer, az uyku uyumak, çok sema yapmak, oruç tutmak, bilgiler
saçmak ve söz söylemek hususunda çok mübalağa ediyor, çetin riyazet çekiyor
(nefsi kırmak için savaşıyor) ve bundan dolayı da hiç bize iltifat etmiyor.
Acaba beşer (insan)
sıfatından ve şehvetten onda bir eser kalmadı mı?
Yoksa tamamıyla iştihası
söndü de o lezzetten vaz mı geçti?” diye geçer.
Hemen o gece Mevlana, Kira
Hatun’u ziyaretle şereflendirdi ve kükremiş mest bir aslan gibi yetmiş defa
muamelede (cinsel ilişkide) bulundu.
Nihayet, Kira Hatun
Mevlana’nın elinden medresenin damına kaçıp mağfiret diledi.
Fakat Mevlana Hazretleri “ Daha
tamam olmadı” diye ısrar etti.
Ondan sonra:
“ Tanrı erleri istedikleri
her şeye muktedirlerdir.
İnsanların içinden geçenleri
görürler.
Aradığın her yerde
hazırdırlar.
Tanrı onların koruyucusu ve
yardımcısıdır.
Hâşâ, onlar küçük işleri
unutmazlar ve kifayetsizlik (yetersizlik) göstermezler.
Bizim, cima’ı (çiftleşme) ve
beraber yaşamağı terkimiz, istiğrak (Tanrısal düşünceye dalmak) ve Tanrı ile
meşguliyetimizdendir.
Bu da sizin içindir.
İstiyorum ki bu günden
itibaren kendini öteki dünya için süsleyip hazırlayasın;
Çünkü o hoşluk ve lezzet
kaybolmaz, daima bakidir” buyurdu.
Bundan sonra “ Bu mesele
ayniyle Sıddika (dosdoğru kadın) ve Mustafa Hazretleri (Tanrı’nın selat ve
selamı üzerine olsun) arasında da vaki olmuştu:
Sıddika (Dosdoğru kadın)
Peygamberin sohbetinin azlığından üzülüyor ve zaman-zaman kendi nefsine ait
lezzetlerini arıyordu.
Tesadüfen bir gün Peygamberin
huzurunda oturmuştu.
Bir serçe diğer bir serçe ile
aşırı derecede cinsi münasebette bulunuyordu.
Sıddika, bu manayı şaka yolu
ile Peygamber Hazretlerine arz etti.
Aynı gece Peygamber, adı
geçenle doksan defa cinsi münasebette bulundu ve:
“ Ey Ayşe bizim bunlardan
aciz olduğumuzu veya kudretimize bir halel (eksiklik) geldiğini zannetmeyesin.
Biz gönlümüzün arzusu ile bu
lezzeti terk etmiş ve ebedi lezzetin talibi olmuşuz “ dedi.
ŞİİR:
“ Şehvetleri ve lezzetleri
terk etmek cömertliktir.
Şehvete dalan bir daha
çıkmadı.”***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Tanrı yolunda
olanların cinsel eksikliklerinin olmadığını öğrendik.
2.
Tanrı erlerinin
eşlerinin öbür dünyada hoşluk içinde olmaları için çalıştıklarını öğrendik.
3.
Şehvetin
isteklerimizde ilk sıralarda olmaması gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Tanrı arayışında kaybın
oluyormuş gözükse de kazanımların ebedidir ve kayıp gözükenler zaten senin
değil geçici bir süre kullanımına emanet verilenlerdir.
*
RAVLİ