920-
İhtiyacı olan kişi şeker gibi tatlı-tatlı cevaplar verir;
Senin
ihtiyacın yok, senin acı cevabında bile yüzlerce tat-tuz var, yüzlerce lezzet.
Güzelliğin,
alımın define gibi, kötü huyunsa defineyi bekleyen yılan;
Definen
var olsun, yılan dışarıda zaten.
Varlık
kumaşımızı nazınla, edanla yak;
Bu
güzel bir zekâttır, yoksulun nasibidir bu.
Herkesi
de köpekler gibi kapı dışında bırak, oraya dik;
Senin
civarın, yücelikte Tûr-i Sinâ’dır (Allah ile konuşma
yapan Musa’nın kutsal yer).
Padişahlar,
padişah olunca halifenin sopasını yerler;
Aşkın
cefasını çekmek, padişahların âdetidir.
İmam
Fatiha’yı okuyunca melek âmin der, ben de Fatiha okudum, âmin demelerini
ummadayım (Beklemedeyim).
Aklından-fikrinden
geçip de işlediğin her hilenin, her düzenin değeri, nikâh parası, binlerce
incidir (Mücevher), binlerce lâ’ldir (Kıymetli taştır).
Fıkıh
(İslam hukuku) okunan medresede nasıl kovulma
sebepleri nizamlara bağlanmış, törelere uydurulmuşsa bil ki aşk medresenin de
kanunları, töreleri vardır.
Susalım
da o padişah anlatsın bunu;
Çünkü
dünya bile, o telkini (O düşünce, o duygu aşı) seçkin
padişahın yüzünden diridir.
Vuslattan
(Sevgili ile buluşmaktan) sarhoş olmuşsan yüzün
neden ekşi?
Kapta
ne varsa dışına o sızar, şişenin dışı, içindekine tanıktır.
*
(Abbas oğulları devrinde hemen bütün Müslüman hükümdarlar,
onları büyük sayardı.
Halifenin, yeni padişaha hükümdarlık menşuru (Ferman)göndermesi adetti.
Bu beyitten anladığımıza göre halifelerin bir sopası var,.
Yeni padişah olanlar bizzat halifenin huzuruna giderlerse halife, bu
sopayla onların, herhalde arkalarına dokunuyor.
Bu törenle saltanatları tasdik edilmiş oluyor)
Neler öğrendik:
1.
Mevlana Hazretleri
Tebrizli Tanrı Şems’inin her yaptığını ve söylediğini beğendiğini, sevdiğini,
faydasını gördüğünü, kendine göre iyi-kötü diye ayırmadığını öğrendik.
2.
Her ortamın ve
topluluğun uyulması gereken kurallar ve terbiye varsa aşkın da kuralları,
davranış terbiyesi olduğunu öğrendik.
3.
Sözü söyleyenin
özelliğine göre düşüncelerdeki ve duygulardaki diriliğin olduğunu öğrendik.
4.
Sevdiği, saydığı,
sevgili gibi nazıyla ilgilendiğiyle bir araya gelenin sevincinin yüzüne
vuracağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
İçimizde
her ne varsa bir şekilde kendini yüzümüzden gösterdiğini öğrendik
*
RAVLİ göz atın