(Mevlana Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems’ini anlatıyor)
830-
And olsun lâ’l renkli can koncasına, can güllerine ki gül bahçesinde aşk
bülbülüne tuzaktır onlar;
Canları
besleyip yetiştiren güzelliğinin alımına, yüzünün parlaklığına and olsun ki
gülen narın, bunların yüzünden ağzını açmış gülmededir;
Canının
her an neşeyle secde ettiği o gönüller kıblesi Tanrı cemaline (Yüzünün güzelliğine)
and olsun;
Yusuf’sun
sen, çok mucizelerim var;
Fakat
kesin delil olarak o güzel yüzün yeter.
Yusuf’un
da yeri mi, nice Yusuf’lar tutsak sana;
Yüceliği
daima ulu Tanrı, nerden verecek onlara seni?
Bahçende
yer olsaydı her ottan, her yapraktan, seni görmek için bir nergis biterdi.
Yola
ateş gibi düşenlerin, alev gibi yol alanların canları, aşkınla yandı-yakıldı;
Sırları
bilen padişah, seni onlardan bile kıskanırken nerden tutacak da, soğuk kişilere
verecek seni?
Yüzünün
parıltısı, yüzüne perde kesildi;
Noksandan
arı (Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf, halis)
nurlar, güneş gibi seni de gark etti gitti.
Güneşteki
nur yüzünden her an, tertemiz gönülden binlerce yüz belirir de ihsanını (Bağışta bulunur) gösterir.
Fakat
temiz olmayan bir gönül, içinden seni görmeyi geçirirse aptallığı, eşekliği
yüzünden kendisini senin zindanına çekmiş, hapsetmiş demektir.
*
Neler
öğrendik;
1.
Tebrizli Tanrı
Şems’inin çok güzel olduğunu, Tanrı sanatının yüzünde görüldüğünü, Allah’ın
izni ile sayısız mucize gösterdiğini öğrendik.
2.
Tebrizli Tanrı
Şems’inin ışığının parıltısının yüzünü perde olup görülmesine engellediğini
öğrendik.
3.
Tebrizli Tanrı
Şems’inin nurundan her an tertemiz gönüllerden binlerce Allah dostunun kendini
gösterdiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şems
Hazretlerini görmek isteyenlerin gönülden ve temiz bir isteğe sahip olması
gerektiğini öğrendik, anladık.
Şems
Hazretlerini görmeye istekli olanların temiz bir gönüle sahip değillerse yani
kendi isteğine göre ismi-görüntüyü kullanmaya kalkacak olanların kötü duruma
düşeceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ