(Hazreti Mevlana Allah’ı kendini ve aşkı anlatıyor)
600- Daha da şaşılacak şu:
Yaratıklar,
pervane (Kelebeği) gibi uçup duruyorlar (Işığa yönelmiş gidiyorlar da)da sen gönül mumlarını (Gönlüne ışık veren kişileri) görmüyorsun.
A
gözümüz bizim, ne suç işledin de seni kapadı, bağladı (Allah
gözüne perde çekti )?
Ağla,
tövbe et (Suçunun farkına vararak Allah’tan affetmesi
için yalvar, gözyaşı dök), hataları bırak.
Böyle
bir can için bedenlerin yıpranması değer;
Böyle
bir iş başarmak için başı ayak yapıp (Dik başlılığı
bırakıp) yürümek yerindedir.
Sus
da Tanrı vahiylerini (Buyruklarını) işit;
Söyleyip
anlatan vahiy, yüz binlerce candır çünkü can çalgıcısı nerde ki haydin
seslerinden binlerce baş, sevdalarla dolsun.
Söylemeyeceğim
demiştim amma söyleyeceğim:
“ Ben nerdeyim, ahitlerine (Kendi kendime söz vererek
üzerime aldığım) vefa etmek (Sevgiyi sürdürme,
sevgi-dostluk bağlılığı göstermek) nerde?”
Yeryüzünden
tövbe bitse, baştanbaşa her yanı kaplasa gene de aşk, ot gibi bir anda
biçiverir hepsini.
Çünkü
tövbe öğüdü benzer, dağ gibi coşan dalgalar, köpürüp kabaran deniz, öğüt
dinlemez.
A
aşk, şimdi kaşların çatılmış, o güzel yüze yaraşmıyor bu, vazgeç öfkeden,
gülümse.
Dünyada
hiç kimsenin işi-gücü hoş gelmiyor bana;
Çünkü
senin uygun, düzgün işlerini gördüm, seyrettim.
*
Neler
öğrendik;
1.
Işık saçan kişiye
doğru gitmemiz ve ışıkta kendimizi yok etmemiz gerektiğini öğrendik.
2.
Gözümüzü bakar
körlükten kurtarmak için Allah’tan daha önce gelmiş buyrukları öğrenip
önemsememiz ve yeni buyrukları duymak için kulağımızı açıp gökyüzünden gelen
buyrukları dinlememiz gerektiğini öğrendik.
3.
Allah’ın sanatını
görmeye çalışan gözümüz, Allah’tan gelen buyrukları duymaya çalışan kulağımız
ve uygulamaya çalışan başımız var ise canımızın canlı olacağını, aşka yaraşan,
uygun bir kişi olabileceğimizi öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Hazreti Mevlana’nın aşk makamında kendinden geçtiğini,
her aklın anlayamayacağı sözler söylediğini ve sıra dışı davrandığını öğrendik,
anladık.
Hazreti Mevlana’nın aşk halindeki söz ve
davranışlarını ancak bizim de âşık olduğumuz zaman anlayabileceğimizi öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ