(Hazreti Mevlana Allah’ı ve uyanıklığı anlatıyor)
680-
Kendi dileğine uydun da binlerce gece uyudun;
Ne
olur, bir gececik de sevgilinin (Allah’ın) hatırı
için uyuma.
Geceleri
uyumayan o lütuf (İyilik) sahibi, o latif (Hoş, ince, güzel) sevgiliye uy, ver gönlünü ona,
uyuma.
Ta
sabaha dek feryat edip “Yarabbi, Yarabbi” diye
ağladığın hastalık gecesini hatırla, o geceden kork da uyuma.
Ölümün
gelip çatarak konuk gerek diyeceği bir gece var ya, o yolculuk gecesinin acılığı
için olsun uyuma.
O
heybetli, o taşların bile eriyip su kesildikleri depremleri hatırına getir de
taş değilsin uyuma.
Zenci
gece sert, çevik bir sakidir (Sarhoş edip aklını
başından alır), sunduğu kadehi alma, o mahmurluktan kork da uyuma.
Tanrı:
”Dostlar geceleri uyumaz” dedi, bunu duydun da
utanıp arlandıysan (Onursuz sayılacak veya gülünç
olacak bir duruma düşmekten üzüntü duymak istemiyorsan) uyuma.
Aman
nedir (Yardım edilmeyen, suçların bağışlanmasını)
bilmeyen o çok şiddetli, o çok büyük geceden kork, bir geceyi azık et kendine,
sakın uyuma.
Duymuşsundur,
kullar dileklerini geceleyin bulurlar;
Muradına
erişmiş (İsteklerine-dileklerine ulaşmış)
padişahlar padişahının aşkına uyuma.
Aklın-fikrin
(Düşünme, anlama
ve kavrama gücün) kurur-katılırsa taze bir akıl-fikir, taze bir öz (Kuvvet ve kıvam) bağışlar sana da o umup duran kişi,
baştanbaşa öz kesilirsin;
Uyuma.
*
Neler
öğrendik;
1.
Büyüğümüz Mevlana
Hazretleri hep ay yiyin, az konuşun, az uyuyun diye öğüt verdiğini öğrendik.
2.
Allah’ın
kendisine sevgiyle bağlanmış, dost olmuş, başına ne gelirse gelsin bu sevgiyi
ve dostluğu devam ettirenlere diğer insanlardan gizli hediye verdiğini, bu
hediyeyi gece bizzat kendisinin çeşitli kılıkta gelerek verdiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Okuldan, çevremizden, ailemizden aldığımız,
öğrendiğimiz akıl ve fikrin yeterli ve geçerli olmadığını, bu aklımızın
fikrimizin çok olayda, karışık problemlerde işe yaramadığını defalarca yaşadık
buna cüzi akıl diyoruz.
Allah’ın sanatını görüp birbirinin zıddı saydığımda
bile birlik olduğunu anladığımız zaman, tüm yaşamın birbiriyle uyumlu ve
birbirini tamamlayan olarak gördüğümüzde buna Küllü akıl diyoruz.
Farklılıkları görmek ve inceliklerini anlamak için
Allah’ın gözümüzdeki gizli perdeyi kaldırması gerekmektedir.
Gözümüzdeki gizli perde kalkmadıkça hakikati olduğu
gibi göremeyiz.
Gece hasretle, hararetle Allah’ı bir sevgili gibi
görmek isteğiyle bekleyen, uyumayan, uyanık kalanın beklediği sevgilisini kendi
gözünün kuvvetine, anlayış şekline göre Allah istediği şekilde kendini
göstereceğini, ancak bu kadarını görebileceğini öğrendik, anladık.
(Hikâye:
Derviş şeyhine peygamberimizi rüyamda görmek istiyorum
ne yapayım demiş.
Şeyh de şu sureleri oku, şöyle dua et uyu görürsün
demiş.
Ertesi gün derviş göremedim demiş.
Şeyh de başka sureleri ve duaları önermiş öyle uyu
demiş.
Ertesi gün derviş göremedim şeyhim demiş.
Şeyh efendide yatmadan önce yanında da turşu olan etli
yemek ye öyle uyu demiş.
Ertesi gün derviş şeyhim hep pınar, havuz, göl gördüm,
sabaha kadar bunları aradım demiş.
Şeyh efendi de yediğin tuzlu yiyecekler sana hararet
verdi de rüyanda su olan yerleri aradın gördün, sen nur olan yerleri görmek
istiyorsan, burada bulunan güzel insanları görüp tanışmak istiyorsan isteğin
kuru istek olmasın hararetli istek olsun demiş.(Anonim
hikâye))
*
RAVLİ