15 Kasım 2016 Salı

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 770 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems’ini anlatıyor)
770- Tebrizli Şems’in sahip olduğu havada ne değirmenden bahsedilebilir, ne göklerden söz açılır.

Bütün âleme gül, gülmek hakkın senin;
Her eğri, her doğru, kaşına boyuna kul-köle (Sevgi ve dostlukla bağlanıp hizmet eden) kesilmiş (Çok beğenerek, çok hoşlanarak yapmış).

Devlet, ayaklarına düşer, önünde baş kor;
İnsan da, peri de senin yolunda başsızdır, ayaksızdır (Senin istediğini itirazsız değiştirmeden yapandır).

Evvelki gün canım, aşkla gül bahçesine gitti;
Fakat seni göremedi de bir ancağız oturdu, sonra kalktı.

Gül bahçesinden su gibi secdeler ederek dışarı koştu, her şeyin aslı olan kutluluk ırmağı nerde diye aramaya koyuldu.

Gönül ehli, gönlümden senin hikâyeni duydu da hepsi birden, bu da bizim dilberimizin sarhoşu diye nara atmaya koyuldu.

İnsan da, peri (Cinlerin güzel dişi olanları) de başıma toplandı da bana, doğudan izler göster, şu nefesin seher yeline benziyor dediler.

Cefanın (Sıkıntının) da şeker gibi çeşnisi, lezzeti var, ne de güzel cefa ki onda yüz binlerce vefa definesi gizli.

Tebrizli Şems, baş verdi de sefere çıktı, yola düştü;
Amma sen bana gene de (Söyle) de (Söyle);
“Güneşin yüzü mü olur, başı mı?

Seni dosttan uzaklaştıran her şey kötüdür;
Onsuz neye yüz tutsan iyi bile olsa fenadır.
                                *
Neler öğrendik;
1.    Her şeyin aslını ve kutluluk kaynağı olan kişiyi bilmemiz ve yakın olmamız gerektiğini öğrendik.
2.    Biz ne kadar çok ve doğru olanı bilsek de Allah dostlarının Hakikatin sırlarını bildiklerinden onlardan öğreneceklerimizin çok olduğunu öğrendik.
                              *                            
İşte böyle yaren;
Allah dostuyla beraber olmanın en büyük kazanç olduğunu, başka kazançların kısa sürede kötülüğe döneceklerini öğrendik, anladık.
                           *

RAVLİ

Popüler Yayınlar