(Hazreti Mevlana Allah’ı ve herkes uyurken uyanık kalmanın
önemini anlatıyor)
710-
Ben kan içiyorum (Aşk gıdası alıyorum), sen
yemek yiyorsun;
Elbet
yemek uyku getirecek;
Meydanda
bu, uyu, uyu.
Ben
akıldan-fikirden (Düşünme, anlama, kavramadan)
de ümidimi kestim, baştan (Yaşamaktan) da;
Sense
ter-ü taze (Çok taze) bir akıl-fikir umuyorsun,
yat, dal-uykuya.
Harf
elbisesini yırttım, sözü bıraktım;
Sen
çıplak değilsin, elbisen (Toplumun töresi, adetleri,
baskıları) var, uyuyakal.
Bil
ki tecelliden (Bu belirmeden, görünmeden, ortaya
meydana çıkandan), sarhoş olan, Ay’a bile kılavuz olur, yol gösterir.
Gün
ortasında deve minareye çıkar da herkes görüp dururken birisi tutar,
nerde-nerde derse bil ki kördür o adam.
Aşığın
çevresinde yüz binlerce ham kişi olsa iki gözümü de bağla benim, âşık nerdedir,
göstereyim sana.
Gel
yanıma, kulağını bana ver de söyleyeyim;
Çünkü
ağzımdan, dudağımdan, bir peri yüzlü güzel söylemede benim.
Benim
perime âşık olan adam, ne Âdem’den doğmuştur, ne de anası Havva’dır onun.
Ay
yüzlü güzelimi gören, güneş gibi ateşler içine düşerse, gök gibi başsız-ayaksız
kalırsa şaşma.
Kanlar
içinde yuvarlanan şu kesik başa bak, bir an bile durup dinlenmiyor, yoksa
Yahya’nın başı mı bu?
*
Neler
öğrendik;
1.
Yemeğin uyku
getirdiğini öğrendik.
2.
Aşk derdinde
olanın yemeğin, içmenin, uyumanın aklına gelmediğini öğrendik.
3.
Aşk insana
kendini gösterince her şeyin ona yol gösteren kılavuz olacağını öğrendik.
4.
Mevlana
Hazretlerinin sözlerinin kendi sözü olmadığını, aşkın, ilahi âlemin, Allah’ın
bizlere armağan ettiği doğru yolu gösteren, doğru yolu aydınlatan güzel sözleri
bize söylediğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Hazreti Mevlana ahrete gittiği halde hala sözlerinin
yazıyla söylenip gözlerle okunup duyulduğunu, kıyamete kadar da sözlerinin
devam edeceğini çünkü kendi sözleri olmayıp ilahi âlemin sözlerini söylediğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ