16 Kasım 2016 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 790 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems’ini anlatıyor)
790- Fakat benim perim (Güzel dişi cinim), afsunlarla şişeye girmedi gitti;
Onun işi afsundan da dışarı bir iş, efsaneden de.

Kaşlarını çatması, eski öfkeleri yüzünden;
Fakat Leyla’nın kaş çatması, Mecnun’u helak eder (Bitkin bir duruma getirir, öldürür) gider.

Gel, gel ki sensiz yaşayış haram bana;
Gör ki sen olmadıkça gözlerim ırmak adeta.

Suçum, bütün halkın suçundan artık bile olsa lütfet (İyilik et), bağışla da o Ay yüzünü göster, gözlerim aydınlansın.

Gönlüm, acaba suçum nedir diye kendini yiyor, kıvranıp duruyor;
Çünkü her sebep, bir sonuca bağlıdır.

Ezeli hükmü bildiren çavuştan bana bir ses gelmede;
Diyor ki;
Kıvranıp durma, bu sebep şimdicek olmuş bir şey değil.
Tanrı bağışlar, suçlandırır, verir, alır”;
Onun işi akıl terazisiyle ölçülemez ki.

Gel, gel, şimdicek “ Ol dedi mi oluverir” lütfuyla (İyiliğiyle) nimetleri (Yaşam gereçlerini) başa kakılmayan (İyilik olarak yapıldığı hatırlatılmayan) cennet, kapı açar sana.

Kapı açar da dikenin ta kendisinde şaşılacak çiçekler görürsün;
Taşta görürsün ki Karun definesi var.

Lütuf (Tanrı İyiliği), ebede dek (Sonsuza kadar) sürer gider, bu yüzden Kâflanun gemisi arasında (Ufka doğru giden yolculukta) binlerce kilit gizlidir (Açmak için binlerce anahtara sahip olmak lazım).
                                *
Neler öğrendik;
1.    Sevilenin sevene kızmasının, öfkelenmesinin seveni öldürdüğünü, öldürmezse bile bitkin bir hale koyduğunu öğrendik.
2.    Hoşa gitmeyen bir işten kişi kendi kusur ve suçunu aradığını, çoğu zaman Tanrı takdirini olduğunu bilemediğini öğrendik.
3.    Her sebebin bir sonuca bağlı olarak ilerlediğini öğrendik.
4.    Allah ne isterse olacağını, bizim uğraşımız Allah’ın dilediğini olması için çalışmaktan ibaret olduğunu öğrendik.
                              *                            
İşte böyle yaren;
Allah’ın iyiliğinin sınırı olmadığını, kişinin isteğinin olması için gideceği yolda binlerce görünmeyen engel olan kapılardan geçmesi gerektiğini, bu kapılarda kilitlerle kilitli olduğunu, görünmez anahtarımız yoksa ilerleyemeyeceğimizi öğrendik.
                           *

RAVLİ

Popüler Yayınlar