(Hazreti Mevlana Allah’ı ve Allah dostlarını kendi görüşü ile
anlatıyor)
660-
Zahit (Allah’ın yap dediklerini yapan,
yasakladıklarından uzak duran) , eline kadehi almış (Olmuşları, olanları, olacakları bu kadehten görüp seyreden),
halktan hiç pervası yok, kimsecikler görünmüyor ya demiş, halkın ta ortasına
oturmuş.
Ne
kadehtir bu kadeh ki baş gözü, göremez onu;
Haydi,
sen de mana sakisinin (İnsan ruhuna Allah sevgisini
anlam yönünden veren, Allah nuru saçan) elinden al, çek o kadehi (Elde et).
O
güzel beni gördü de halimi-hatırımı sormadı:
Neden?
Yüzünü
ekşitti pencerenin önünden geçip gidiverdi;
Niçin?
Sebebi
neydi, ne yapmıştım, benden ne kötülük görmüştü ki hatırına toz-toprak konmuş;
Neden?
Sabah
çağından beri niçin aşığın kanına kastetti;
Niçin
Zül-fekarını (Kılıcını) çekti acaba?
O
gül yüzünü solgun gördüm de neden şu yok-yoksul gönlümde binlerce diken bitti?
Dudağını
açtı da gülmeye başladı mı gönül de açılır;
İşin-gücün
açılması, niçin hep o dudağa bağlı acaba?
Öfkelendi
de kaşlarını çattı mı yaralı gönül, dertten boğum-boğum, düğüm-düğüm olur;
Neden?
Canın
ne de bağlılığı var onun açılıp saçılmasına, neşelenip gülmesine;
Bir
an bile görmesem eriyip gidiyorum;
Niçin?
Yüz
çevirdi mi dünya kararır, ne gün kalır artık bende, ne akıl-fikir;
Neden?
*
Neler
öğrendik;
1.
Allah dostlarına sevgiliye olan yaklaşım gibi davrananların geçmişi, bugünü,
geleceği görebilen yapıya kavuşabileceğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah dostunun yapısında Allah etkisinin yoğun
olduğundan onun kişilere davranışının Allah’ın o kişiye davranışı olarak
görüleceğinden çok önemsendiğini, bu davranışlara göre sevinç veya üzüntü
duyduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ