(Hazreti Mevlana Allah’ı kendini ve aşkı anlatıyor)
540- Ham şarabı getir de olgun-pişkin erlere sun;
Ben
nerdeyim, her ham kaltabanın gamını (Şarlatanın,
hilecinin, yalancının, namussuzun üzüntüsünü) çekmek nerde?
Meyhaneye
(Tekkeye) gel, gir kapıdan da kapıyı içerden
sür;
Sen
nerdesin, adamların iyisi-kötüsü nerde?
Ömrümün
bir sonu-ucu bulunacağını umma (İsteme-bekleme);
Tanrı
sıfatlarısın (Özelliklerini taşıyansın) sen, Tanrıya
ne uç (Son nokta) vardır, ne son.
Ecel
kafesini kırar, kuşu incitmez, ecel nerde, ebedi kuşun kanatları nerde?
Sus
ki çok söyledin, kimsecikler duymadı-işitmedi;
Bu
davul hangi damda çalınıyor, bu anlatış nerden?
Kimse
anlamadı gitti.
Sevgili,
sen seher yeliyle esip gelen nefesten de çeviksin, çabuksun;
Hiç
kimse yoktur ki nefes almaya doysun, nefes almayı boşlasın, kalsın.
Kim
nefes almaktan vazgeçer, kim nefes almaya doyar?
Hâlbuki
sen o nefessin ki Tanrı, ölüleri diriltir dedi senin hakkında.
Bedenin
ağzı, insanı dirilten nefese kapandı mı mezarın ağzı açılır, o bedeni bir lokma
eder de yutuverir.
Bana
fazla üfür, fazla üfür de tulumum şişsin, dolsun havayla;
Dolsun
da senin nefesinle denizlere bineyim, denizlerin üstünden akıp gideyim.
Dünyada
öyle bir gün olmasın, görmeyeyim o günü ki sen üfürmeyesin şu dünyaya;
O
gün, ovada-yazıda bir tek ot bile bitmez, yeşermez.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Olgun kişinin ham
kişilerin yaptıklarına o an üzüldüğünü ama üzüntü
içinde kalmaktan uzak olduklarını öğrendik.
2.
Mevlevilerin
bulunduğu yere girdiğin zaman dışarıda olanlarla ilişiğimiz kesilerek
üzüntülerden kurtulacağımızı öğrendik.
3.
Ömrümüzün sonunun
sadece dünya hayat olmadığını, ne zamana kadar ömrümüzün olduğunu
bilemeyeceğimizi öğrendik.
4.
Can vücuttan
ayrıldığı zaman dünyada yaşarken ebediyeti kazanmışların canı hiç incinmeden
geldiği yere uçup gideceğini öğrendik.
5.
Her şeyin davulun
sesi gibi gür herkesin duyacağı şekilde ilan edildiğini ancak her kulağın
duyamayacağını, işitemeyeceğini yani duysa bile sezmeyeceğini, anlayamayacağını,
farkları fark edemeyeceğini, hissetmeyeceğini, öğrendik.
6.
Her ağzını açanın
nefesinin insanı dirilten özelliğe sahip olduğunu, insanı dirilten nefes
kapanınca mezarın ağzının açılacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Diri olanların nefesini Allah’ın üfürmesiyle olduğunu,
bu nefes akışı kime kesilirse onun hayatının sona ereceğini öğrendik, anladık.
Nefes: can gözünü, can kulağını açmak, gönül
hastalıklarını iyileştirmek, ölüye benzeyen canları dirilmek için o zamanın
kutbu makamında olan tarafından (Bizim bilmediğimiz)
Allah’ın ismini söylenerek o kişiye üfler.
RAVLİ DUA VE NEFES yazarak bu konuları okumalısın.
*
RAVLİ