2 Aralık 2012 Pazar

MEVLANA VE KİMYAGER

Yüce türbenin mimarı olan ve kimya, hikmet ilminin her türlüsünde zamanın tek yetiştirdiği Şeyh Bedreddin-i Tebrizi, her gün arkadaşlarının sohbetinde bulunur ve her gece kimya ile meşgul olurdu.

Bundan vücuda getirdiği altın ve gümüş paraları dostların fakirlerine sarf ederdi.

Bir gece Mevlana Hazretleri bunun hücresine gider, onu kimyaya dalmış bir halde görür.

Bedreddin, Mevlana Hazretlerinin heybetinden donakalır.
Mevlana mübarek eliyle örsü alıp onun eline verir.

Bedreddin bakar ki,  bu demir örs parlak bir altın olmuş.

Mevlana:
“ Eğer altın yapma sanatı ile uğraşırsan böyle sanatkâr ol.
Bu şekilde altın yapma sanatı için ne örs ne de çekiç lazımdır.

Böyle şeylere aziz olan ömrünü sarf edersen, işler tersine dönüp hakikatler meydana çıktığı vakit, bunun bir sahtekârlıktan başka bir şey olmadığını anlarsın.

Senin altının bakır olduğu zaman artık nedamet (pişman olmak) ve eseflenmen (üzülmek) fayda getirmez.

Çalış ki, bakır vücudun altın ve altının da cevher olsun, cevherin de şunun bunun vehmine (hayaline) sığmayan bir şey olsun.

Nitekim Mevlana buyurmuştur:

Şiir:
“ İsa, senin bakırını altın yapar.
Eğer altın ise cevher yapar,

Cevher ise daha güzel de Ay’dan ve Müşteri’den (Jüpiter yıldızı) daha güzel bir şey yapar” 

Bunun üzerine Bedreddin elbiselerini yırtıp kimyagerlikten vazgeçti.

                                       *
Arkadaşlarının ileri gelenleri bu olayı anlatmışlardır.

                                     ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Neler öğrendik:

1.   Dokunuşunla, bakışınla, sözünle öyle sanatkâr olmalıyız ki, o kişinin kimyasını değiştirerek onu doğru yola koyacak ustalık seviyesine çıkmamız gerektiğini öğrendik.

2.   Gerçeği değiştiren biri olursak ne maksatla olursa olsun sahtekâr olacağımızı öğrendik.

3.   Sahte işler yapıp, bunu iyilik için kullanmanın, kendimizi satmaya kalkışmak, kendimizi iyi göstermek olduğunu ve bu işin yanlış olduğunu öğrendik.

4.   Sahtekârlığı iyi işler için bile yapsak aziz ömrümüzü sahtekârlık yolunda harcadığımız için hesap günü Tanrı huzurunda pişman olacağımızı öğrendik.

5.   Esas madenin kendimiz olduğunu, doğru yolda çalışıp çabalayarak kendimizin kimyasını değiştirerek daha kıymetli cevher olmamız gerektiğini öğrendik.

                                     ***

Allah’ın kudretiyle meydana gelen Ay’ın tesirlerini nelerdir?
Güneşten aldığı ışığı karanlıkta kalanların görmeleri için ayna olur ve ışık olur.

Yani; kişi önünü göremiyorsa,
Yaptığı işin ne sonuç alacağını bilmiyorsa,

Kafası karışıksa ona görmesi için ışık verir.

Kuranı Kerim’i, Peygamberimizin söz ve davranışlarını, peygamberlerin öykülerini, velilerin söz ve hikâyelerini güneş bil.

Bunun aydınlığında aydınlananlar karanlıkta kalmışlara doğru yolu gösterirlerse kendileri Ay olur, temiz gönülleri ayna olur.

     1.   Çeker bir zaman sonra bırakır, tekrar çeker tekrar bırakır.

2.   İlk yarısında kuvvet kazanır gelişirsin, ikinci yarısında kuvvetin azalır hastalanırsın.

3.   İlk yarısında bedenin kuvvetlenir hastalığın gider iyileşirsin, ikinci yarısında bedenin zayıflar ağrıların artar.

4.   İlk yarısında ışığın tesiriyle zekân artar, ikinci yarısında zekân da zayıflar.

5.   Ay ışığında çok oturursan veya uyursan tembellik gelir,

6.   İlk yarısında saldırmak, parçalamak isteğin artar, ikinci yarısında bu isteğin azalır.

7.   İlk yarısında öğrenilenler unutulmaz, ikinci yarısında unutulur. 

                                       ***
Müşteri (Jüpiter) Allah’ın kudretiyle insanlara tesiri nedir?
Ilımlı bir sıcaklık tesirinden bu yıldıza saadet adı verilmiştir.

Dil,
İlim,

Hilm (İnsanın tabiatında zaman kavramı olmadan yavaşlık, yumuşaklık),
Hayâ (Utanma, sıkılma, ar, namus, edep, Allah korkusu ile günahtan kaçma)

Cömertlik,
Alçak gönüllülük,

Akıl,
İffet (temizlik, namus),

Güzel ve manalı konuşma,
Bu konularda çalışma ve çabalama gayreti verir.

Allah’ın emriyle tertemiz tabiatlı ve güzel özelliklere sahip olan biri olursun.

(Ay ve Müşteri Marifetname İbrahim Hakkı hazretlerinden 4. cilt 4, 10 bölümden alıntı yapılmıştır)

Yaren,

Her öğrendiğimizle, her gördüğümle, her duyduğumuzla, her duygulandıkça, her hislendikçe, her yaşadığımla beynimizde bir kimya oluşur.

Beyin kimyası böylece oluşur.
Oluşan bu kimya çevre faktörleriyle olacağından değişik kimyalar oluşur.

Eğer sen yeni baştan beyin kimyanı değiştirmek istersen,
Yüceliklerde yer almak istersen,

Zekâ ve anlayışını artırarak gerçeği görebilmek için sana sunduğumuz hikâyelerle,

Allah’ın ilham ettiği bilgileri öğrenmelisin ve dertlerin bilinmesini, ayıpların örtülmesini günahların ödenmesini öğrenmelisin.

Tabii olarak kendini doğru yolda geliştirerek beyin kimyanı kendin sana zorlanan değil de kendi arzularınla, isteğinle bunu kendin yapmalısın.

Hazreti Mevlana bize bu yolu hem sözleriyle hem de maneviyat nuruyla yardımcı olmaktadır.

Her okuduğun hikâye ile büyüklerimizin sohbetine katılmadasın ve beyin kimyan yavaş-yavaş değişmektedir.

Şimdilerde anlamasan bile gerçekler birden anlayışına verilecektir inşallah.

İşte yaren Mevlana Hazretlerini işaret ettiği, İsa’ peygamberin halka yaptığını kendin kendine yapabilirsin.

“Tuttuğun altın olsun” duasının manasını öğrendik.

Ha gayret.
Allah emeğinin karşılığını elbette verir.
Daha fazla açıklamak için izin yok.

Ama bu kadarı istekli için iyi yoldur.

                      *
RAVLİ

Popüler Yayınlar