21 Kasım 2012 Çarşamba

YOKSULLUĞU SATIN ALMAK

Birisi hiçbir iş yapmadığına hayıflanır, yoksulluğundan feryat eder dururdu.
İbrahim Ethem dedi ki:

Oğul, galiba sen bu yoksulluğu ucuza aldın!

 Adam, böyle söz mü olur, hiç kimse yoksulluğu satın alır mı?
Utan yahu dedi.

İbrahim Ethem dedi ki:
Ben bir kere canla başla yoksulluğu seçtim, kabul ettim…
Âlem padişahlığını verdim de satın aldım!

Hala da bir anını yüzlerce cihana satın almadayım;
Hakikaten de bence bu kadar değeri vardır.

Bu yoksulluğu ucuz bulduğumdan padişahlığa tamamıyla veda ettim.
Hulasa bunun kıymetini bilen benim…
Sen değilsin.

Buna şükür eden, bunu canına minnet (bir iyilik olarak) bilen benim, sen değilsin!

Himmetli kişiler (Bilerek hareket edenler) …
Canlarıyla başlarıyla oynarlar…
Yıllardır yanıp yakılırlar.

Onların himmet kuşu (Bilerek Allah yolunda uçanlar), Tanrı tapısına ulaşmıştır da dünyadan da geçmiştir, dinden de!

** Sen öyle bir himmete sahip değilsen (bilerek, çalışıp çabalayarak, Allah yolunda istekli, kararlı, meyilli, azimli değilsen) uzaklaş be tembel, bu nimet sana nasip olmaz.
 
                                  ***
MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI ( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                    ***

Yoksulluk nedir?
Dışarıdan bakılınca malı, mülkü parası olmayan, geçim sıkıntısı çekene denir.

Dervişler için yoksulluk sadece Allah’a muhtaç olmak dünyalık nesnelere sahip olmaktan uzak durmaktır.

Yoksulluğa ulaşmak için seni bağlayan, oyalayan, boşuna çalıştıran bütün bağlardan kesilip sadece Allah ile bağlı kalmaktır.

Nefsi kontrol ederek ve onun dünyalık isteklerini en aza indirerek etkisizleştirmektir.

                                        *
İnsanın en yüksek dileği Allah’ı bilmektir.
Allah’ı gerçekten bilen ve tanıyanlar üstün makamlara çıkmış yüksek kişilerdir.

Bunlar Allah’ın huzuruna varmış, ilahi aşk ve sevgi denizine dalmış arifler ermiş kişilerdir.

Bunlar dudaklarındaki manadan, göğüslerindeki hakikat bilgisinden ve bunlardan doğan ilahi sevgiden lezzet alan Allah dostlarıdır.

Halktan üstün olan bu kişiler gaflet uykusundan uyanmış, huzura varıp Hak Mercisinde kalmış kimselerdir.

Bu seçkin kişiler, aşk şarabını içmiş, huzura varmış, hayvani sıfatlardan arınmış, ilahi ahlakla bezenmişlerdir.

İnsanların inançlarını kuvvetlendirip Allah’ın izniyle gerçek yola sokmak için olağan üstü haller gösterir.

Allah’a yaklaşmanın yolları ve konakları:

1. Allah’ı bilmeyi ve bu bilginin önemini bildiren ayet ve hadisleri bilmek,

    Alçak gönüllü olmak,
      Oruç tutmak,
     Yalnızlığa çekilip ibadet etmek,

2.  Nefsi bilmek.

     Nefsini bilen yalnız kalır, halka karşı alçak gönüllü davranır.
       Allah’ı bilen, yalnız onunla kalmak ister,

3. Allah’ın birliğine inanmak, ona bağlanmak ve huzur içinde yaşamak.

     Allah’ı dilde zikretmek, sevgisini kalpte yaşatmak ve bu gayretle huzura gitmektir.

4. Allah’tan başka her şeyi unutup başka bir işle meşgul olmamak.

5. Her şeyi, hatta kendini terk edip varlığının yükünden kurtularak gönül âlemine girmek.

6. Korku, gam keder, sıkıntıdan emin ve kurtulmuş olarak ve Allah’a ısınarak huzur ve rahat içinde şen ve neşeli yaşarsın.

Cismin dünyaya kalbin ahrete bağlı duruma gelirsin.
Allah’tan rahmet, şefkat, selam, anlatılması imkânsız ikram ve lütuflar görürsün.

Bu verilenler ebedidir ve geri alınmaz.   

Dünyada en lezzetli şey de Allah’ı bilmektir, anlamaktır ki, bu dünyadaki her nimetten lezzetli ve zevklidir.

                                     *
Yaren işte bu yolu gidip dönüp halka karıştıktan sonra yoksulluğu satın almış olursun.

Yani Tanrı tapısına varıp, içeri alındıktan sonra dünyaya tekrar gönderilmenle olur.

Halkın değeri eliyle verdiği ve aldığıdır.
Senin gönlün zenginleşmiştir.

Eline bir şey almazsın çünkü değerli olanın ne olduğunu öğrenmişsindir.

                                     *
Bu yolculuk tamamlandıktan sonra neyin ne kadar değeri olduğunu gerçek olarak bildikten sonra dünyalık zengin ol, bu zenginlik sana zarar vermez, seni doğru yolda yaşamana engel olmaz.

Ama yaren bu aşamadan geçmen gerekir.
İbrahim Ethem padişahlığı bırakıp bu yolu seçmesi, akılsızlığından değil,

Daha iyisini, daha güzelini gördüğü içindir.

Bir kısır döngüden kurtulup Allah’la beraber olmanın zevkini ve heyecanını yaşayarak ebedi sevince kavuşmuşlardır.

İnşallah hepimiz Allah’ın izniyle bu yolda nasipleniriz.

                                      ***
RAVLİ

Popüler Yayınlar